76. Bedel

387 61 33
                                    

Derin uykudan hafif uykuya geçmesine sebep olan üzerindeki ağırlığa anlam veremiyordu alkollü genç. Kesinlikle birisi onunla uğraşıyordu. Bir el göğsünden aşağı doğru giderken gözlerini açacak takati kendinde bulamadığı için Zahit'e kızıyordu. Neden uyurken onu bu denli rahatsız ediyordu ki?

Pantolonunun kemeri sökülüp fermuarı indirilirken yatağa rahatça yayılıp kendini derin uykuya hazırladı. Neyse ki Zahit üzerindeki o rahatsız edici parçaları tek tek çıkarıyordu.

Tam rüyasında Haşim'i dövecekken dudaklarının üstünde hissettiği baskıyla tekrar hafif uyku evresine geçti. Zahit dudaklarını yanaklarında gezdirip boynuna gömülürken aleti boxerın üstünden sıkılınca istemsizce inledi.

Bu ayıcık gece gece ne istiyordu ondan!?
Boynunda ufak ufak ısırıklar hissedince sinir oldu Zahit'e başını diğer tarafa çevirip tekrar rüya alemine daldı. Hayır uykusunu bozup ayıcıka karşılık vermeyecekti. Kızgındı ona!

Derinlere henüz dalmıştı ki, göğüs uçlarında hissettiği nemli ve sıcak nefesin verdiği his hoşuna gitmişti. Yumuşak dudaklar karnından aşağı indikçe ayıcıka kızgın olduğunu unutup heyecanlanmaya başladı. Aleti iç çamaşırının içinden nazikçe çıkarılıp yumuşak dudaklar tarafından öpülürken sabırsızca bekliyordu genç o dudakların içini hissetmeyi.

Çok beklemesine gerek kalmadı. Aleti bir kaç saniye içinde nemli ve sıcak ağızın içinde yol aldığında istemsizce yattığı yerde kıvrandı.

Aletini tatlı bir yavaşlıkla yalayıp sömüren ayıcıka olan bütün sinirini saniyeler içinde kaybetmişti sarhoş genç. Tüm kan alt taraflarına pompalanıp iyice sertleşen penisin ucuna dil darbeleri atılırken aniden gırtlağa kadar girince başını geriye atıp yastığa gömen Güney'den tahrik edici bir inleme kaçtı!

Bir eli ayıcıkın saçlarını sertçe kavrayıp sabit durmasını sağladı. Müthiş bir zevkle boğazının derinliklerine doğru git gel yapmaya başlamışken 'Ahh Zahit...' diye inledi sevgilisinin adını. Ayıcıkın dudakları tarafından kavranan penisi seğirmeye başlamışken avucunun içinde okşadığı saçların farklılığı dikkatini çekti. Zahit ne zamandan beri yumuşak ve düz saçlıydı?

Yaşadığı farkındalıkla hareketleri yavaşladı. Avucunun içindeki saçları bıraktı. Gözlerini açabilmek için uğraşırken üzerinde hissettiği ağırlık ile duraksadı. Hayır Zahit kesinlikle bu kadar hafif değildi. Üzerindeki çıplak bedenin sıcaklığını ve yüksek kalp atışlarını net bir şekilde hissederken üzerindeki yabancı aletinin üzerine baskı yaparak oturup kendini sürtmeye başlayınca Güney artık üstündekinin Zahit olmadığına kesin bir şekilde emin oldu.

Şuuru yerindeydi ancak ne yaptıysa gözlerini açamıyordu. Bir yandan üzerinde istekle kendini ona sürten yabancıdan kurtulabilmek için çırpınmaya başlarken bir yandan aralamaya çalıştığı gözlerinin açılmasıyla kendini zifiri karanlık bir oda da buldu.

Önüne döndüğü an üzerinde gördüğü karanlık siluet korkuyla gerilmesine neden oldu.

"Zahit! Zahit!

Çaresizce seslendiği sevdiğini etrafta göremeyince üstündekini itmeye çalıştı. Kabus mu yoksa gerçek miydi algılayamayacak kadar panik halindeyken üzerindeki kişi bir elini tutup üzerine eğildi ve boynunu emmeye başladı.

Artık tamamiyle kontrolünü kaybetmişti sarışın genç hızla elini aşağı atıp pantolonunu çekiştirken üzerindeki yabancı hâlâ ona engel olmaya çalışıyordu. Güney sonunda aradığını bulduğu an hiç düşünmeden hançeri sapladı!

Karanlık oda da acı bir çığlık yankılandı.

Yabancıyı hızla üzerinden itip yandaki lambayı açtı ve yataktan fırlarcasına çıkıp uzaklaştı! Korku ve paniğin had safhaya çıkardığı nabzı delice atarken yatakta kanlar içinde kıvranan kişiyi görünce donup kaldı.

"Eren!

"Eren!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

☆   ☆

İfade almak için gelen polis memurları çıkıp giderken iri yapılı adam kapıyı kapatıp ağır ağır yürüdü hasta yatağında yaralı halde uzanmış olan kuzenine. Eren, onu görür görmez dudaklarını büküp ağlamaklı olan yüzünü diğer tarafa çevirirken Zahit usulca oturdu yatağın kenarına.

"İfadeni değiştirip Güney'i suçlamadığın için sağol..."

Cevap gelmedi, yüzünü de çevirmedi henüz 22 yaşına yeni giren genç çocuk.

Zahit elini uzatıp sessizce gözyaşları döken gencin yüzünü kendisine çevirdi. Şefkatle okşadı avucunun içindeki yanağı.

"Senin sakalların çıkıyor muydu?

Safir mavisi gözleri büyüdü gencin elini hızla yüzüne attı hafiften eline geliyordu sert kıllar.

"O kadar farklıydın ki her zaman; o kadar kırılgan, o kadar narin ...daima parlatıcı sürülmüş dudakların, pürüzsüz yüzün, şeffaf ojeli tırnakların, tavırların... şu sakalları görünce hatırladım seninde bir erkek olduğunu... oysa gözümüzde ne erkek ne kadın hep bir çocuktun."

Esmer adamın gözleri gencin yan tarafındaki pansumanla kapatılmış yaraya gitti.

"Yeni, yeni fark ediyorum çocuk olmadığını..."

Yüzünü çevirmek istedi Eren bakamıyordu ama Zahit izin vermedi.

"Biliyor musun, Güney o hançeri yanında olmadan uyuyamaz hiç. -Kolunu kaldırıp gösterdi- 10 yıl önce Güney'i uykudan uyandırmamın cezası bu iz. Boynuma bıraktığı izi gözlerinle gördün. Bir ara da onunla daha yeni yeni yatağımı paylaşıyorken, yine sayıklamaya başladı, uyandırmak isterken hançeri son anda yakaladım göğsüme saplamadan. Bir kaç kere daha böyle olunca korktu bana bir zarar verecek diye, hançeri uyurken yanına almadı, ama bu seferde uyuyamadı.

Bu nasıl bir histir bilir misin? Canından çok sevdiğin adam rüyalarında taciz ediliyor, sayıklıyor, ağlıyor, yardım istiyor ve sen hiçbir şey yapamıyorsun.

Benim kollarımda uyuyor ulan! Benim! İstesem tek elimle boğarım önüme geleni ama onun rüyalarına giremiyorum, ona eziyet edenlere ulaşamıyorum!

Onun anılarına, geçmişine gidip o itlerin ümüğünü sıkıp gebertemiyorum!

O korkuyor, ben sadece izliyorum.

Biliyor musun Eren, kaç gece korkutmamak için sarılamadım uzak durdum ondan...

Sen hiç aşık oldun mu Eren? Sevdiğinin saçının bir teli için can vermeye hazırken, onu ürkütmemek için kaynayıp taşan sevgini, dokunma isteğini içine gömdüğün oldu mu? Olmamıştır, olsa bunu yapmazdın. Olsa bunu değil sevdiğine kimseye yapmazdın...

Sen büyürken bedenini korumak için verdiğimiz çabayı, özeni ne ruhuna ne de karakterine hiç göstermedik. Sana çok haksızlık ettik. Ve sen de yarım kalmış, tamamlanmamış kişiliğin ile hem kendine hem başkalarına zarar verdin."

Çekip göğsüne yasladı başını gencin, elini yarasına uzattı,

"Önce Said, sonra Timur bir böbreğinden olmuştu ya senden sebep, şimdi sen de onlar gibisin. İyi düşün, çok düşün, düşün ki; bu giden böbrek tüm yaptıklarının tek bedeli olsun. Olsun ki; başka bedeller ödeme!

GÜNEY | GELENEK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin