"Abla sen neden bizi öldürdün!"
"Biz yaşamak istiyorduk."
Bu sözleri duymak istemiyordum. Nefes alamıyordum. Kalbim sıkışıyordu. Sakin olmam gerekiyordu. Gözlerimin kapalı olduğunu biliyordum. Nefes almakta neden bu kadar zorlanıyordum?Kardeşlerimin beni suçladığı çok konu oldu. Hiçbir suçum yokken her şeyde suçlu olan bendim. Aç kaldığımız zaman suçlu bendim.
Anneme olan kızgınlıklarını benden çıkarıyorlardı. Ben bir insandım. Kalbim taş değildi. Kırılıyordum...
Her acı sözlerini içimde biriktirmiştim.
Sonucu çok kötü oldu. Onları öldürecek kadar öfkeli miydim?
O kadar mı bıkmıştım?
Ben onları terk etmedim. Onları sonsuz bir yolculuğa gönderdim. Kendimden nefret ediyordum. Canımı defalarca kez yaktım. Benim acı çektiğimi görüyorlar mıydı? Pişman olduğumu bilimleri gerekiyor. Beni suçlamaya neden hala devam ediyorlardı? Hiç sesleri gitmiyordu. Beni affetmeyeceklerdi.
Ben onların hayallerini ellerinden almıştım.Sesleri hiç aklımdan çıkmıyordu. Yine duydum bu sefer bedenim irkildi. O suçlayıcı bakışları adeta ses tonlarına yansıtmışlardı.
Sen bizim katilimizsin!
Kendimi çok yorgun hissediyordum. Mutlu değildim. Ben içimde yaşadığım bütün duygulara yenildim.
Sevgili kardeşlerim, sizden özür dilerim.
Sizi geri getiremem. Keşke öyle bir şansım olsaydı. Ben kötü bir ablayım. İyi bir çalışan olabilirdim, iyi bir arkadaş olabilirdim ama iyi bir abla değildim. Ağlamak istiyordum. İçimin titrediğini hissetim.Zayıf oluşum beni çok kıracaktı. İnsanlar beni incitecek sözler söyleyecekti. Eğer biri öğrenirse kardeşlerimi öldürdüğümü herkes üstüme gelecekti. Bana katil diyeceklerdi. Bana hasta diyeceklardi. Bana acımasız diyeceklerdi. Bana çocuk katili diyeceklerdi ama kimse ne yaşadığımı bilmeyecekti. Sadece duyduklarıyla yorum yapacaklardı.
İyi değildim...
Kimse yanımda yoktu.
Bende zihinimin karanlık yüzüyle karşılaştım.O an çok garipti.
Sevmeye doyamadığım kardeşlerime kıymıştım. O gün keşke başka olsaydı.
O kek hiç gelmeseydi belkide kardeşlerim şimdi yanımda olacaktı.Onlara hasret yaşıyordum. Masum kokuları artık yoktu. Bir yerde hata yapmıştım. Kendime güvenmiştim. Kardeşlerime iyi bakacağıma dair kendime güvenmiştim. Ben bir aptaldım.
Hiçbir şekilde yaptığım hatalardan ders çıkarmıyordum.Kardeşlerimi evlatlık verebilirdim. Komşumuzun çocuğu olmuyordu her türlü tedaviyi denemişlerdi. Tanrı onlara bir çocuk verseydi o çocuğun geleceği güzel olacaktı. Annem gibi birine neden çocuk vermişti?
küçük kardeşlerimi evlatlık almak istemişlerdi. Ben kabul etmedim.
Kabul etseydim belkide her şey farklı olurdu.
Ben içimdeki canavarı büyütmüştüm ve kullanmıştım. Şuan bir boşluktayım yine o canavar ortaya çıkıyordu.
Çirkin düşünceleri vardı.
Kendimden ve içimde yatan canavardan korkuyordum. Bir yanım bu dünyayı terk etmek istiyordu. Kendini öldür diyordu. Diğer yanım bebeğin için yaşa diyordu. İki taraf arasında kalmıştım.
Bebeğimden vazgeçmek istemiyordum. Kardeşlerimi öldürdüğümü insanlar öğrendiği zaman üstüme üstüme geleceklerdi. O yüzden bunu kimse bilmeyecekti. Farkındayım
Acı bir gerçek vardı.
Ölmüşlerdi.
Hemde ben öldürmüştüm.İnsanlar sevdiği kişilerin katili olabilir miydi?
Ben olmuştum. Kendimden çok sevdiğim kardeşlerimin katilli olmuştum. Kendimi bu sefer de kandırmak istiyordum.
İyi olmak zorundaydım. Düşüncelerimin beni yok etmesine izin veremezdim. Hemen kendime gelmem gerekiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SADİST PATRONUM
Romansa+18 içerir! "kafanı kaldır ve gözlerimin içine bak." emir veren sert sesiyle konuştu. ürkek bakışlarımı ona ittim. "kural bir, kağan Martin utangaç insanları sevmez." yüzüne tehlikeli bir gülüş sergiledi. "sen artık itaatkar kölemsin." *** Züleyh...