Sevdiğim tip

146 13 44
                                    

"Ahahahah..."

Deli gibi içmiştim ve sarhoştum. Fyodor ise sadece 2 bardak içmişti.

"Eğleniyor musun?"

"Kesinlikle...evet..."

Bayılmak üzereydim. Başım sanki birisi çekiçle vuruyor gibi zonkluyordu. Yerimden kalkıp Fyodor'un yanına oturdum. Surat ifadesinden şaşırdığı belliydi.

"Gidelim."

"Peki. Sen nasıl istersen. Kolya'm."

"Ne dedin?"

"Bir şey demedim. Hadi kalkalım."

******

Uyandığımda başım çatlıyordu. Etrafıma baktım. Burası Sigma'nın gazinosu değildi. Neredeyim lan ben!"

Yatakta doğrulmaya çalıştım. Sırtım ağrıyordu. Bir anda odanın kapısı açılınca irkildim.

"Uyanmışsın. Günaydın."

"Günaydın. Niye beni Sigma'nın gazinosuna götürmedin?"

"Sarhoştun, hem de fazlasıyla. Gazinoya götürmek iyi olmaz diye düşündüm."

"Bir dahakine gazinoya götür."

"Bir dahakine..."

"Efendim?"

"Bir şey yok. Üstünü değiştir ve yanıma gel."

"Tamam."

Odadan çıktı. Üstümde bir gecelik vardı. O mu giydirmişti beni? Iyyyy ne iğrenç. Hesabını sorarım ben bunun.

*******

"Üstüme geceliği sen mi giydirdin?"

"Iy. Tabii ki hayır. Sarhoşken üstünü kendin değiştirdin."

"He."

Gözlerini devirdi.

"Otur hadi."

Masada karşısına oturdum. Yemeğin tadına baktım.

"Fyodor bu çok iyi."

"Sağol."

Gülümsedim ve yemeğimi yemeye devam ettim. Emo falan ama yemekleri bir harika. Hem belki kafa dengidir ama bana soğuk davranıyordur. Neyse ben onu açacağım!

"Bugün ne yapacağız?"

"Benim bir kaç işim var. Sen evi toplayabilirsin."

"Fyodor beni hizmetçi niyetine mi tuttun?"

"Ne? Hayır."

"O zaman neden işlerine yardım etmek yerine evini toparlıyorum?"

"Ya iş dediğim birkaç kurban öldürmek. Bunda bana yardım etmene gerek yok. En fazla akşama kadar sürer."

"Kurban listesini ver. Karşında yılların "katili" duruyor."

"Gerek yok."

"Fyodor listeyi vermezsen kendim bulurum."

"Çocuk gibisin bu ne ya? Yemekten sonra veririm."

"İyi. Aferin."

Aramızda bu konuşmadan sonra uzun bir sessizlik oldu.

"Sana afiyet olsun."

Boş olan tabağını aldım ve tezgaha koydum.

"Nikolai."

"Hm?"

"Hiç sevgilin oldu mu?"

"Hayır. Neden sordun?"

"Peki bir sevdiğin?"

"Hayır ve sana neden sorduğunu soruyorum."

"Hiç. Merak ettim. Senin gibi bir şahaserin nasıl hiç sevgilisi olmaz hayret ediyorum doğrusu."

"Birkaç çıkma teklifi aldım fakat hiçbiri ilgilimi çeken tipler değildi."

"İlgini çeken tip nedir?"

"Niye bunları soruyorsun. Sanane bunlardan."

"Sadece merak ediyorum Nikolai. Ortağımı tanımak istiyorum."

"Ortağını sevdiği tiplemi tanıyorsun."

"Evet."

"Of."

"Söyleyecek misin?"

"Çok sinir bozucu bir tipsin."

Bir cevap vermedi. Aksine benden hâlâ aptal sorusuna cevap bekliyordu.

"Kibar, cesur, saygılı, eşine sadık ve sanatsever tiplerden."

"Sanatsever ha?"

"Evet. Azılı bir suçlu olabilirim fakat sanata çok önem veririm. Sanatın her tarafını severim."

"Anlıyorum."

"Peki Fyodor ben de seni tanıyayım senin hiç sevgilin oldu mu?"

"Hayır."

"Neden peki?"

"Sevgilinin bana bir yararı dokunacağını düşünmüyorum. Zaten istediğim tarzda ve kişilikte birisi karşıma çıkmadı."

"Neymiş o istediğin tarz ve kişilik?"

"Bana ayak uydurabilecek, kibar, kendinden emin ve yeri gelince yapması gereken hareketleri yapabilen tiplerden."

"Anladım. Peki fiziksel olarak neye bakarsın."

"Açıkçası dış görünüşe pek önem vermem. Geçicidir dış güzellik. Ateş gibi sadece seni o an memnun eder, aradan bir süre geçince söner ve yok olur."

"Edebiyatla aran iyi gibi."

Yanına oturdum. Açıkçası etkilemişti beni.

"Evet severim. Senin sevdiğin gibi ben de sanatı severim."

"Anladım."

"Üstüne daha uygun bir şeyler giyde çıkalım. Uzun bir gün olacak."

"Uygun derken?"

"Adam öldürmeye uygun."

"Ahah. Unutmuşum tamam. Hemen geliyorum Dos-kun~~"

Yanından hemen uzaklaştım fakat "Dos-kun?" dediğini duydum. Beni baya bir etkilemişti açıkçası. Ne yani ilerdeki kurbanım beni etkiliyor mu?

Suçlu(fyolai)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin