Gözlerimi araladığımda derince bir iç çekmiştim. Her zamanki gibi rüya görememiştim. Açıkçası kâbus bile olsa bir şeyi rüyamda görmek istiyorum.
Yatağımda doğrulup kollarımı esnettim. Her yerim kasılmıştı. Yataktan kalkıp pencereye doğru gittim. Perdeyi açtığımda gün ışığı yerine bulutlu bir havayla karşılaştım.
Bahçeye doğru baktığımda ise o ilahi güzelliği gördüm. Uzun zamandır görmediğim, gördüğümde içimde bir şeyler hareketlenen o güzelliği. Gerçek olamayacak kadar güzel, asil ve narin o güzelliği. Dokunmaya gerek duymadan, görünce bile huzur veren ilahi bir güzellik.
Bu bahsettiğim güzelliği çoğu insan sever fakat benim bulduğum kadar güzel bulduklarını sanmıyorum.
Gördüğüm o ilahi güzellik gökten yağan pamuğa benzeyen kardı.
Camı açtığımda beyazlık beni karşılamıştı. Her yer, her şey bembeyazdı. Bahçe, ağaçlar, araba...
Bu güzelliği görünce sevinçten bağırmamak için kendimi zor tuttum. Hemen Fyodor'a söyleyip dışarı çıkmak, o beyazlığa dokunmak istiyordum.Hem hastaneden de sağlıklı bir şekilde çıkmıştım. Bence haketmiştim oynamayı!
Odadan bir heyecanla çıktım. Üstümü bile değiştirmemiştim. Merdivenlerden bağırarak indim.
"Fedyaaaa!! Dışarı çıkalım!! Lütfen, lütfen!!!"
Alt kata geldiğimde Fyodor'un salonda olduğunu umarak salona gittim. Evet, oradaydı.
"Fedyaaa! Hadi kalk dışarı çıkalım!"
Yüzüme bile bakmadan sorumu cevapladı.
"Olmaz. İşim var. Hastanede kaldığımız süre de çok şey aksadı. Listedeki kişi sayısı arttı da arttı. Ah o bombayı yerleştireni bir bulsam!"
Elini yumruk yapmıştı. Yanına oturdum ve elini tuttum.
"Bence biraz dinlenmeyi hakkettik. Hem hastaneden yeni çıktık yorma bu kadar kendini."
Yüzünü bana çevirdi. Göz altları morarmıştı. Bu gece uyumuşa benzemiyordu.
"Kolya yormak zorundayım. Çok kişi birikti. Çok şey aksadı. Bir de bomba yüzünden ev değiştirmek zorunda da kaldık. Burası çok göz önünde. Polisler arasa bizi bulurlar. Hay sikiyim böyle işi ya! Her şey üst üste geliyor!"
Elini elimden çekti ve alnına koyup ovdu. Evet bomba yüzünden şu anlık bir eve yerleşmiştik ama eskisi gibi güvence altında değildi. Aslında diğeri de güvence altında değilmiş ki bombayı yerleştirebilmişler.
"Fedya, liste hazır mı?"
"Evet."
"Tamam ver sen bana onu ben bugün halledicem onu. Sen de evlere bak olur mu?"
"Saçmalama Kolya. Orda en az 200 kişi var."
"Olsun. Ben hallederim. Hem bu yüzden bana sana katılma teklifi sunmadın mı?"
"Yani...evet."
Koltuktan kalktım.
"Tamam o zaman! Ben üstümü değiştireyim sonra da çıkarım. Hem karla da oynarımm!"
"..."
Cevap vermeyince ona baktım. İfadesizdi. Bir şey düşünüyor gibiydi.
"Fedya iyi misin?"
"Hmhm."
Yalan söylüyordu. Bunu 5 yaşındaki bir çocuk da anlardı. Fakat zorlamadım. Dudağına bir öpücük kondurup masadaki listeyi kaptım. Sonra da yukarı, odama çıktım. Kıyafetlerimi ve paltomu giydikten sonra evden hemen çıktım. Yapacak çok işim vardı. 200'den fazla öldürülecek isim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Suçlu(fyolai)
Fanfictionİki azılı suçlunun mutlu oldukları bir aşk hikayesi. Fakat her mutlu şeyin bir sonu vardır değil mi? Belki de bu sözü yanlış çıkarmaktı çiftimizin amacı.