Zaman Öldürmek

94 13 2
                                    

Kapıyı açıp içeri girdim. Sigma arkası dönük bi şekilde kameralara bakıyordu. Beni duymamış olacak ki arkasını dönüp bana bakmadı. Ben de arkasından doğru üstüne atlayıp ona ufak bir süpriz yaptım.

"SİGMAAAAAA!!! BEN GELDİİMMMM! ÖZLEDİN Mİ BENİ ÖZLEDİN Mİİİ!!!"

"NİKOLAİ ÜSTÜMDEN İN NE YAPIYORSUN YA!"

Gülüp üstünden indim.

"Niye geldin?"

"Gelmesemiydim! Çok kırıcısın Sigma!"

"Ben sana öyle bir şey demedim. Sadece neden geldiğini sordum. Yolunu unuttum sanmıştım."

Bana göz devirip gözlerini tekrar kameralara çevirdi. Kırılmıştı belli. Uzun zamandır buraya gelmedim.

Yanına yaklaşıp belinden doğru sarıldım. Arkasından sarıldığım gibi yerinden sıçradı diyebilirim.

"N'apıyorsun salak! Belime kollarını  dolamalar falan!"

O böyle diyince ellerimi belinden çektim.

"İyi bir daha yapmam."

Bana ne bir cevap verdi ne de bir yüz ifadesi.

"Gitmemi istiyorsan gideyim."

İç çekti ve bana döndü.

"Git demiyorum. Sadece bu yılışık davranışlarını sevmiyorum."

"Küçüklükten beri sana yılışık davranırım."

"Ve küçüklükten beri hoşlanmam."

"Sen bi kızdan red falan mı yedin?"

"Hayır."

"Yalan atma!"

"Öfff! Git başımdan Nikolai!"

Bir şey demedim. Biraz durup arkası dönük olan Sigma'ya baktım. İkimizde konuşmadık bir süre.

"İyi."

Odadan çıktım. Kafamı dağıtmak için Sigma'nın yanına gelmişken o beni kovdu. Harika. Eve gidip Fyodor'la konuşmak istiyorum. Belki biraz da ağlamak. Çocukluk arkadaşım resmen bana tahammül edemiyor. Ne trajedi ama.

Belki Amelya'nın yanına gidip biraz daha sohbet edebilirim. Beraber dışarı da çıkabiliriz hem. Sigma'yla dağıtacağım kafayı onla dağıtırım.

Amelya'nın odasının yoluna giden koridora girdim ve yürüdüm. Gazino büyüktü, hem de çok büyüktü. Birkaç kere kaybolmuştum burada.

Amelya'nın kapısının önüne gelince tıklamadan içeri girdim.

"Ben geldim."

Makyaj masasına oturmuş makyaj yapıyordu. Aynadan doğru bana baktı.

"Hoş geldin Nikolai. Sen arkadaşının yanına gitmeyecek miydin?"

"Evet. Gittim ama odadan kovuldum."

Benimle konuşurken makyaj yapmaya devam ediyordu.

"A a niye kovuldun ki?"

Makyaj masasının yanındaki tabureye oturdum.

"Büyük ihtimalle bir kızdan red yedi. Sinirini benden çıkarttı."

Rujunu masaya koyup bana baktı. Makyajsız güzeldi fakat makyajlı ayrı bir güzel olmuştu.

"Bu arkadaşının adı neydi ya? Bir de dış görünüşü falan nasıldı."

"Adı Sigma. Dış görünüşü şey, beyaz mor saçları var. Gözleri lila. Zayıf. Takım elbise giyer hep."

Yüzünde hafif şaşırmış bir ifadeyle bana baktı.

"Dün akşam bana çıkma teklifi eden adam bu!"

"Sen mi reddettin onu?"

Gülesim gelmişti. Amelya'yı Sigma'ya ayarlama fikrini düşünmüşken Sigma çoktan red yemişti. Trajikomik derler buna.

Eline rimelini alıp kirpiklerine sürmeye başladı.

"Ya evet. İyi çocuk gibi duruyodu da tipim değildi. Hem tanımıyorum etmiyorum. Belki düzgünce tanışırız. Arkadaş falan oluruz."

"Bilemiyorum seni tersleyebilir."

"Terslerse ben de onu terslerim."

Rimeli masaya koyup bir şey arar gibi masaya baktı. Sonra da benim yanımdaki yatağa.

"Nikolai yatağın üstünde eyeliner var versene."

Yatağın üstünden dediği şeyi alıp verdim. Makyaj malzemelerinin çoğunu biliyordum. Ama hep birbirleriyle hep karıştırıyordum.

"Bu göze çekiklik vermek için olan di mi?"

"Aynen ondan. Gözün yanına siyah bi çizgi çekiyosun sonra onu belirgin hâle getiriyorsun."

"Anladım."

Sağ gözüne çizgiyi çekip bana döndü.

"Sana da yapayım mı?"

"Ne? Hayır!"

"Yapayım yapayım! Sana çok yakışır."

"Ben erkeğim Amelya!"

"Ne erkekler gördüm benden daha güzel. Hadi ama Nikolai! Sonra silicez zaten!"

"Off, iyi tamam."

"Tamamm dur ben bi' kendime yapim."

Heyecanlanmış gibiydi. Zaten sileceğimiz için sıkıntı yok yani...

******

"Ayyy Nikolai çok güzel oldun!"

"Cidden mi ya. Dalga geçmiyorsun di mi? Hem sen sadece eyeliner çekmedin ki kapatıcı falan sürdün ya! Bi' şey yapmaz di mi?"

"He Nikolai ölcen. Alt tarafı makyaj yaptım ya silince geçecek ölmeyeceksin."

"Off tamam bakayım artık çekil de."

Aynanın önünden çekilince sonunda yüzümü görmüştüm.

"Nasılll???"

Açıkçası...hoşuma gitmişti. Bana ayrı bir hava katmış gibiydi.

"Güzel."

"Sadece güzel mi yani?"

"Ya ne diyim. Gayet güzel işte. Bi' tuhaf geldi ama hoşuma gitti."

"Çıkartmak ister misin?"

"Fotoğraf çekilelim mi çıkartmadan?"

"Aaa olur olur!"

Cebimden telefonumu çıkarttım ve kamerayı açtım. Hem Fyodor'a gösteririm.

"Saçma salak pozlar verip de çekilelim!"

"İyi çekilelim."

Beraber 2-3 saat böyle zaman öldürmüştük. Açıkçası benim için çok güzel saatlerdi. Gayet eğlenceliydi.

Saat geç olmuştu.

"Amelya ben artık gitmeliyim. Fyodor bekliyordur."

"Tamammm! Ama yarın tekrar gell!"

"Yarın gelebilir miyim bilmiyorum ama yazarım."

"Tamam görüşürüz!"

*******

Elimdeki bitmiş kahvemle evin önüne gelmiştim. Paltoyla gelebilirdim fakat yürümeyi tercih ettim. Daha huzurlu.

Kapı deliğine anahtarı sokup içeri girdim.

"Fedya ben geldim."

Salona gidip anahtarı masaya koydum. Fyodor burada yoktu. Odamıza gidip oraya baktım. Burada da yoktu.

Dolaptan rahat birkaç kıyafet alıp giydim.

Banyoya yöneldim ama ışığın yandığını fark ettim. Fyodor banyodaydı.

Yorulmuştum ve hiç dermanım yoktu. Yatağa uzanıp yorganı başıma kadar çektim. Güzel bir gündü. Fakat yorucu



Suçlu(fyolai)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin