" Felix, anlatmayacağını biliyorum ama en azından biraz daha iyi ol." dedi görüntülü konuştuğu arkadaşına. Ortak çalışacakları kitap hakkında konuşuyorlardı.
" Başımdaki belalar beni terk ettiğinde söz veriyorum iyi olacağım Hyunjin. Lütfen işimize dönelim."
" Tabi."
Felix kimseye anlatamazdı bunu. Nefret ediyordu bundan. O kadar utanç verici ve o kadar rezil bir durumdu ki bu onun gözünde. Anlatamazdı kimselere. Telefonunu değiştirmişti. Numarasını değiştirmişti. Yeni bir mail hesabı açmıştı. Bu sefer mail hesabında kullandığı isim kendi ismi bile değildi. Yavaş yavaş insanlara numarasını vermişti. Henüz annesi ve Chan hariç kimseye numarasını vermemişken bir mail ve bir fotoğraf ulaşmıştı ona. Delirmek üzereydi. Bunu biri yapıyor bile olsa nasıl bu kadar hızlı haberi olabilirdi, diye düşünmekten kafayı yemek üzereydi. Paranormal bir şeyler döndüğünü düşünmek gibi bir aptallığa bulaşmak istemiyor olsa bile düşünüyordu işte. Bu sadece bir hafta sürdü sonunda patladı:
" Anlamıyorum. Anlamadığımdan anlatamıyorum. Çok boktan şeyler dönüyor. Bir gün restgele telefonumu açıyorum. Yeni bir mail, yeni bir mesaj, yeni bir fotoğraf hiçbir şey anlamıyorum. Anlatsam da anlamayacaksın Hyunjin zorlama."
" Numaranı bu yüzden mi değiştirdin?"
" Evet."
" Peşinde saplantılı biri mi var?"
" Saplantılı insanların değişen bir nuraya anında erişme gibi bir kapasitesi ya da zekâsı olduğunu düşünmüyorum."
" Bana kalırsa en aptalca hataları en zski insanlar yapar."
" Haklısın belki de."
" Etrafında yazılımla ya da ne biliyim bu tarz işlerle uğraşan biri var mı?"
Düşündü bir süre. Etrafında olan pek de yakın olmadığı insanları düşündü önce. Bulamadı birini. Sonra daha yakından düşündü. En yakınını düşündü. Düşünmek istemedi. Söylemek istemedi. En azından ismini söylememeliydi. Bir tanım bulmalıydı. İsmini söyleyemezdi. Söylemeye korkuyordu. Ona hitaben kullandığı sıfatı da kullanmak istemedi ama ismini söylemekten iyidir diye düşündü. O böyle bir şey yapmaz diye düşündü. İsmini kirletmeye gerek tok diye sayıkladı kendi kendine. Söyledi her zaman ondan bahsederken kullandığı hitabı:
" En yakın..." duraksadı. Yutkundu. " Arkadaşım."
" Ne kadar iyi bu işlerde?"
" Kore Ulusal Üniversitesinden yazılımda bölüm birincisi olarak mezun oldu."
Hyunjin bile bu durum karşısında cevapsız kalmıştı. Felix soğuk terler döküyordu. En yakın arkadaşın ihaneti sevgilinin aldatmasından daha acı bir şey oluyordu. Her zaman böyleydi. Böyle olmamalıydı. Seungmin'in... Hayır, ismini kullanmama konusunda ısrarcıydı. En yakın arkadaşının böyle bir şey yapacağını düşünerek bile ona haksızlık ettiğini düşünüyordu.
Hyunjin uygun cevabı bulamasa da sorularla daha rahat hissettirmek istedi Felix'i:
" Ne yararı olacak ki bu işten? Sonuçta seninle ya da Changbin ve eşiyle bir sorunu yok."
Oysa işler Hyunjin'in düşündüğü gibi gitmedi.
" Aslında... Changbin ile var."
Bu daha da Felix'i gerdi. Sorunu Changbinleyken her şeyi Felix'e yükleyecek kadar bencil biri değildi o. Ancak bütün taşları alarak şahı çaresiz bırakacak kadar zekiydi de. Felix güvenmek istedi arkadaşına. Her zamandan daha fazla güvenmek istedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Nikah - Changlix
FanfictionEvlendiyordu. O da katılmıştı nikaha. Sonuçta yakın arkadaşıydı. Gülümsedi: " Kutlarım ikinizi de!" # Changlix # hyunho