21

76 10 1
                                    

Onu biraz da olsun iyi hissettirmek adına aradı Changbin Felix'i:

" Alo!"

" Alo Changbin hyung!" sesinde bariz bie heyecan vardı.

" Nasılsın hangeabokkie'm?"

" Güzel sen?" dedi ağzı kulaklarına varırken. O gün zihinsel olarak güçsüzdü. Changbin ona sarılmayı teklif etse Mi Sun'u unutarak açılır, Changbin kendine ait olsun diye çabalardı.

" Canım sen hep güzelsin. Moralin falN diyorum."

" Hyung utandırıyorsun."

" Utanınca çok tatlı oluyorsun aslında. Özlemişim seni geleyim mi?"

" Tabi~... Yok hayır! Ev çok dağınık."

" Toplarız."

" Gelme ya!"

" Yoldayım ki!"

" Ama olmaz ki!"

" Oldu bile."

" Ben evi toplayacağım kapat!"

" Tamam." dedi gülerek.

Felix darmadağınık eve en az ev kadar dağınık kendi yüzüne baktı. İşi çoktu. Olabildiğince çabuk bir biçimde duşa girdi. Üzerini giyindiği gibi önce banyoyu sonra salonu topladı. Mutfağı toplamaya yeni geçmişken zil çaldı. Odasına koşup kıyafetlerini dolabına tıkıştırdı kapıyı açtı. Koridor ve salonu görür görmez:

" E bu mu dağınıklık?" Diyen Changbin'e cevap vermedi yumruk tokuşturup sarıldılar.

Salona girdiklerinde kısa bir garip sessizlikten sonra Felix ayağa fırladı:

" Çay, kahve, soda ne istersin?"

" Hiçbir şeye gerek yok cidden."

" Olsun!"

" İyi kahve olsun o zaman."

Felix mutfağa girmesiyle eline geçen birkaç bulaşığı da makineye yollayıp direkt kahve yapmaya geçti. Changbin de o sırada eline telefonunu alıp tweeterda biraz dolandı. Felix güneş kadar sıcak gülümsemesiyle odaya girdiğinde o da karşılık olarak Felix'e sırıttı. Felix kahveyi uzattıktan sonra Changbin'in yanı boş olmasına rağmen karşı koltuğa oturdu. Bu şekilde kendi kalbini korumaya alıyordu. Bu basit hareketler her zaman yetersizdi. Kendisi de farkındaydı kendini kandırdığının.

" Yanıma otursana" diyen Changbin'e omuz silkti.

" Böyle daha rahat göz teması kuruluyor."

" Sen bilirsin."

" Afiyet olsun bu arada."

" Ha evet, sağ ol. Eline sağlık."

Kısa bir sessizlikten sonra yine Changbin konuştu:

" Nasılsın?"

Düşündü Felix. O da bilmiyordu. Klasik cevaba yöneldi bu sefer.

" İyi."

" Lütfen, bana yalan söyleme. Gözlerin söyleyemiyor. Nasılsın Felix?"

Derdin bir nefes verdi omuzları düştü:

" Bilmiyorum."

Nikah - ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin