17

98 11 2
                                    

"Ben... Anlamıyorum. Biri bunu neden yapar ki?" dedi Seungmin.

Omuz silkti Felix.

" Kimsenin seninle bir derdi yok bence."

Felix onaylarcasına başını salladı. Ortaokulda olan kavgaları saymazsa hiçkimse ile sorunu olmamıştı.

" Changbin mi acaba sorun?"

" Senin de onunla sorunun var."

" Benden mi şüpheleniyorsun?"

" Neden olmasın?"

" Sen de haklısın ama ben bu kadar psikopat biri değilim."

" Hadi canım!" dedi sırıtarak.

" Komik değil lan! Biraz olsun beni tanıyorsan bilirsin."

" Korkuyorum."

Seungmin sarıldı. " Her şey geçecek." dedi.

Felix biliyordu geçmeyeceğini. Yine de o an rahatlamatı denedi. Toplam üç dakikalık sarılma onun uyumasına yardımcı oldu. Felix'i kaldıramasa da yanına bir battaniye serdi. Battaniye üstüne arkadaşıni yuvarlayıp başka bir battaniyeyle üstünü örttü. Saçını okşadı:

" Emin ol, yaptığım her şey senin iyiliğin için arkadaşım." diye fısıldadı. Ayağa kalkıp evden çıktı. Kendi evine gitti.

Felix uyandığında hafif başı ağrıyordu. Kalkıp yerine yattı. Yarının daha güzel bir gün olmasını diledi. İki gün sonra katılması gereken bir görüşme vardı.

----------

" Lee Felix, değil mi?"

" Hm hm" başıyla onaylamayı ihmal etmedi.

" Dansınız cidden etkiletici ama yaratıcılık seviyeniz hakkında bir fikrimiz yok. Sizi kareograf olarak işe almamız için bize kendi kareogradinizi oluşturdugunuz en az dört şarkılık bir video hazırlamanız gerek."

Düz yüzüyle Felix'e dikti bakışlarını. Felix başıyla onaylayınca elini masadaki kağıtlara götürdü. Felix'in yüzüne bakmadan konuşmaya devam etti:

" Bazı belgeleri doldurmanız gerek tabi ki. Ayrıca bu da bütün bunları iletmeniz gereken e posta hesabı. Son güne bırakmayın işinizi lütfen. Bütün bu koşulları sağladıktan sonra bir görüşme daha yapıp umuyoruz ki beraber yine burada çalışma koşulları hakkında konuşuruz."

" Umarım." diyip eğildi " Teşekkür ederim."

" İyi günler dilerim." diyip sırıtı kırk yedi yaşındaki kadın gözleriyle birlikte gülerek.

Felix kapıdan çıkana kadar cidiyettini korudu. Kapıdan çıkınca havayı yumrukladı. Ardından kendisini sıkı sıkı tembih eden Changbin hyungunu aradı:

" Alo!"

" Alo! Lix nasıl geçti?"

" Güzeldi."

" İşe alacaklar mı seni?"

" Bilmem, umarım."

" Seninle gurur duyorum."

" Teşekkür ederim." dedi ağzı kulaklarına varırken.

" Nasılsın?"

" İyiyim. Sen?"

" Ben de iyi. Hep iyi ol... Felix, tatlım. İletirim. Mi Sun'un selamı var."

Yüzü düştü. " Sen de ona selam söyle."

" Tamamdır."

" İyi akşamlar hyung."

" İyi akşamlar Lixie."

Nikah - ChanglixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin