"Jeon. Koş şu dosyaları götür."
Müdürün seslenmesiyle Jungkook hızla oturduğu yerden kalktı. Sendeleye sendelye müdürün odasına ilerledi. Müdürün elinden aldığı dosyalarla bu sefer de koşarak asansörü olmayan iş yerindeki merdivenleri 3 kat çıktı.
Müdürün odasının kapısının önünde durdu ve nefesini düzene sokmaya çalıştı. Kapıyı tıklattı. İçeriden aldığı sesli onay ile yavaşça içeriye girdi. Önce öüdürün önünde eğildi ardından dosyaları masadına bırakıp birkaç adım geri çekildi ve dikilmeye başladı.
"Ne oldu Jeon? Ne istiyorsun?"
Müdürün gözlerini bilgisayarındaki işinden ayırmadan sorduğu soruyla Jungkook tereddütle one doğru küçük bir adım atıp konuşmaya başladı.
"Sizden bir şey isteyecektim."
Patron gözlerini bilgisayarın ekranından ayırdı ve kaşlarını kaldırıp Jungkook'a baktı. Jungkook boğazını temizledi.
"Şu önceden bahsettiğim haber."
"Yeraltı mı?"
"Evet."
"Hayır."
"Ama-"
Patron tek elini havaya kaldırdığında Jungkook susmak zorunda kaldı.
"Sana bunu kaç defa daha söylemeliyim? Yeraltı haberi yok! Orada sönen hiçbir şeyi araştıramazsın! Canına mı susadın?"
"Efend-"
"Sus, Jungkook! Bu konu burada kapanmıştır. İşinize dönün ve bana bir da asla bu konuyla gelmeyin."
Jungkook susup ellerini önünde birleştirmek zorunda kaldı. Hafifçe eğilip odadan çıktı. Çıktığı gibi derin bir nefes verdi. Konuşma kesinlikle iyi geçmemişti.
Jungkook masasına döndüğünde ofiste çok az kişinin kaldığını fark etti. Saati kontrol etti.
12.48
Anlaşılan herkes öğlen arasına erken çıkmaya karar vermişti. Jungkook bunu fırsat bilerek ceketini aldığı gibi koştur koştur ofisten çıktı.
Bir muhabirsen en büyük sorunlardan birisi paranın olmamasıdır. Paran yoksa yürürsün.
Jungkook oflaya puflaya koşmaya başladı. Kimsenin göremeyeceği bir köşe başında durdu ve hızla telefonunu çıkartıp muhbirlerinden birine mesaj çekti.
Bugün onu görmeliydi. O mafyayı görmeli ve fotoğrafını çekmeliydi. Belki o zaman patronu o haberi yapmasına izin verebilirdi. Hırslanmıştı.
Mesajı çektikten sonra cebindeki kumaş tomarını çıkartıp kafasına geçirmeye başladı.
Bir kar maskesiyle sadece gözleri görülecek şekilde yüzünü kapattı. Balıkçı şapkasını da onun üzerine geçirdi. Artık o görebilirdi ama kimse onun gözlerini göremezdi.
Muhbirine yazdığı yere gelmişti fakat muhbiri gecikmişti. Normalde asla bu durum yaşanmazdı. Muhbirine yazar ve ikisi de tam zamanında orada olurlardı fakat bugün bir gariplik vardı.
Acaba yine mi yakalandı?
Kendi düşüncelerinde boğulurken en sonunda onu aramaya karar verdi. Telefonundan hızla rehbere girip "Lee" yazan kişiye tıkladı ve telefonu kulağına götürdü.
Çalıyordu.
Diit. Diit. Diit. Tık. Aradğınız kişiye şu an ulaşılamıyor. Lütfen daha sonra tekrar deneyiniz. The person you have called ca-

ŞİMDİ OKUDUĞUN
mafia and bunny | tk
Fanfictionyeraltının en ünlü mafyası kim taehyung ve yeraltında dönen pis işleri araştıran muhabir jeon jungkook text + düzyazı