22.Bölüm

207 9 3
                                    


    
               YAZARIN ANLATIMIYLA

      Polat arkasına bakmadan uzaklaşmıştı.

     Evden uzaklaşırken omuzlarını dik tutmuştu güçlü görünmüştü.

   Ama arabasına bindiği an bir bir akmıştı göz yaşları dayanamamıştı bu acıya.

    Her şey bitmiş miydi gerçekten polat istemiyordu ki bitmesini çok seviyordu güneşi evet bir hata yapmıştı ama tek suç onun değildi ki eğer güneş o gün dinleseydi onu çekip gitmeseydi böyle olmazdı ki.

    Yüzüğü atmasam düzeltebilir miydik diye düşündü şuan ona sarılıyor o güzel kokusunu içime çekiyor olabilir miydim diye düşündü.

    Polat güneşi gerçek anlamda çok seviyordu ve bu sevgi iki üç günlük bir şey değildi tam tamına 11 yıl oluyordu.

    Hiçbir zaman sevmeyi bırakmamıştı güneşi her şeyiyle sevmiş kabul etmişti o minik kalbi ilk güneş için atmıştı güneşi tanımadan önce çok konuşurdu hiç susmazdı güneşi tanıdıktan sonra konuşmaz olmuştu iki üç kelime söyler susardı güneşin konuşamadığını bildiğinden dolayı o küçük aklıyla onun kendisini kötü hissetmesini istememiş onu yalnız bırakmamak adına o da susmuştu onun için işaret dilini öğrenmişti ve demire de öğretmişti.

   Sildi göz yaşlarını konağa geri döndü kimseye görünmeden çıktı odasına.

     Çekmeceyi açıp içinden küçük bir kutu çıkardı ve yatağa oturdu.

    Kutuyu açıp içinden kağıttan yapılmış küçük kırmızı kelebeği çıkardı.

    Güneşin verdiği siyah kelebekle birlikte yatağa koydu.

    Kırmızı kelebeği de güneş vermişti demirle arkadaş olduktan sonra demir güneşle birlikte bu konağa gelmişti birlikte polatın odasında oyunlar oynamışlardı demir lavaboya gitmek için odadan çıktığında güneş elinden hiç bırakmadığı küçük kelebeği utanarak polata vermişti.

    Polat bu hediyeyi geri çevirmemiş ve elinden almıştı.

    Odanın kapısı tıklatıldı polat gel dedi kırmızı kelebeği kutuya geri koydu.

    Demir içeri girip kapıyı kapattı çalışma masasının önündeki sandalyeyi alıp polatın yanına getirdi ve sandalyeyi ters koyup ters bir şekilde oturdu kollarını sırt yaslama kısmına koydu.

    Polat elinde tuttuğu siyah kelebeğe bakıyordu demirde kelebeği gördü.

     "Güneş mi verdi?"

     Polat kafa salladı demir acı bir şekilde tebessüm etti polat bir anlamı olduğunu düşünüyordu ve demir de bu anlamı biliyor olmalıydı.

    "Anlamı ne?"

    "Küçükken bu kelebeği yapmayı ben öğrettim ona odasını kelebeklerle doldurup onu mutlu etmek istedim o da çok sevdi ve rengarenk kelebekler yaptı hepsine de bir anlam yükledi mavi renk benim içindi mavi rengini severdim ve o bu rengi güven yaptı bana bakınca hep güven duygusunu hissedermiş ona bu duyguyu verenlere o kelebekten vereceğini söyledi yeşil renk arkadaşları içindi ama arkadaşları onu hiç kabul etmedi  o da olsun derdi benim arkadaşımda sensin derdi ve yeşil kelebeği de bana verdi sarı renkli bir kelebek vardı onu huzurlu hissettiren kişiye vereceğini söyledi ama kimseyi bulamadı beni huzurlu hissettiren tek kişi sensin abim derdi o kelebeği de bana verdi böyle böyle bir sürü renkli kelebeğim oldu sadece siyah ve kırmızı renkli olanlar yoktu siyah renkli kelebeği hiç yapmadı siyah nefret ben kimseden nefret etmiyorum ilerde bir kişiden nefret edersem onun için bir tane yaparım demişti"

Toprak GüzeliHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin