OKUL

61 9 12
                                    

Bugün sabah erkenden uyandım. Hemen üzerimi değiştirdim ve kahvaltıya gitmek üzere aşağıya indim. Yine sofrada ziyafet vardı. Hemen her zaman oturduğum gibi baş sandalyeye oturdum , bazen buraya babam oturdu ama bugün babam evde yoktu genelde de zaten hafta içi evde olmazdı. Hemen kahvaltımı yedim , hızlıca evden çıktım,arabama bindim.Arabayı çalıştırdım ve siyah demir kapının önüne geldiğim de kapının anahtarını elime aldım ve kapıyı açtım . Telefonumdan babamın gönderdiği konumu açtım ve yola çıktım. Yaklaşık 20 dakikanın sonunda varmıştım ama burası okula benzemiyordu arabadan indim ve kapının önünde "SECRETO BİBLİOTHECAE" yazısını gördüm ne anlama geldiğinde bilmiyordum sanırım yanlış konumu atmıştı babam ,telefonumu çıkardım ve babamı aradım. 2 çalışın ardından, telefonu açtı.

"Alo kızım ne oldu"

"Babaya sen bana yanlış konumu atmış olabilir misin?"

"Yok kızım sen nerdesin ki?"

"SECRETO BİBLİOTHECAE diye bir yerdeyim"

"He tamam sen içeri gir kapılarda isimler yazıyor zaten 'VİDERS VERLUNS' adı yazan yere gir sana verdiğim evrakları ona ver o seni yönlendirir"

"Tamam baba sağol görüşürüz"

"Göşürüz tatlım"

Telefonu kapattıkdan sonra hemen içeriye girdim. Babamın dediği gibi her kapıda bir isim yazıyordu o kadar fazla kapı vardı ki ağzım açık bir şekilde korudoru geçtim.Sonunda aradığım isim kapının önünde yazdığını gördüm. "VİDERS VERLUNS" ve kapıyı çaldım. İçeriden "GEL" diye ses gelince kapıyı açtım ve içeriye girdim. Burası küçücük bir odaydı oysa ben daha büyük bekliyordum. Burdan nasıl okula varabilirim ki of babam beni nasıl bir okula yazdırdı ?Düşüncelerimden ofis koltuğunda oturan adamın sesiyle bölündü."Buyrun"Kahve saçları ve kahve gözleri olan genç bir çocuk takım elbisesiyle ofis koltuğunda oturuyordu.Burası ofis miydi ama benim bildiğime göre ofisler böyle olmuyordu. "Babam size bu evrakları vermemi söyledi" dedim ve evrakları kahve gözlü çocuğa uzatım. Evrakları inceledikten sonra "Kapıdan geçebilirsiniz" etrafıma bakındım ve o an odada ekstra bir kapının olduğunu gördüm ama ilk geldiğimde olmadığına yemin edebirdim. Kapıya doğru yöneldim ve kulpunu aşağıya indirdim ve kapıyı açtım. Ve karşımda okulun olduğunu gördüm. Merakıma yenik düşüp içeriye adım attığımda kapı yok oldu. Neler oluyordu ve ben nerdeydim. Babam beni nasıl bir okula yazdırmıştı. Karşımda bir köprü köprüyü geçince ise şatoya benzeyen okula varıyordun. Hemen köprüyü geçtim ve okulun kapısına vardım. Kapının önünde ne güvenlik ne bir öğrenci ne bir öğretmen vardı. Okula girdim okulun baya büyük bir bahçesi vardı okulun kapısına doğru yöneldim , içeriye girdim. Kimse yoktu yine korudora girmeye karar verdim ama "MÜDÜR" yazısını görünce müdürün odasına gitmeye karar verdim of burası ne biçim bir okuldu böyle öğrencileri nerdeydi. Acaba ders mi başlamıştı.Kapıyı çaldım."GİR"sesini duunca içeriye girdim.Burası gayet büyük ve ofis eşyalarıyla doluydu bir sürü dosyanın olduğu bir dolap vardı mesela acaba müdürün odasında dosya olması normal miyidi off Songis o da soru mu alaşkına iyicene işi drama çevirdin şimdi müdürle konuşuyoruz sınıfımız öğreniyoruz.Zaten herkes derstedir. Normal bir okul işte sakin buraya nasıl geldiğimde saymasam . Müdüre bakmadığım aklıma geldi ve bakışlarıma müdüre çevirdim.180 boylarında mavi gözlü sarı saçlı çok güzel bir kadındı ama saçını kulağının arkasına itene dek o an yüzünde yara izi olduğunu gördüm ya bıçakla yapılmıştı yada of tamam belki yanlışıkla olmuştu off artık kadının yüzüne dik dik bakmayı kesende konuş haydi songuis dudaklarımı araladım ve "Merhaba ben okulunuza yeni kayıt olmuştum ama sınıfımı bilmiyorum" dedim. Kadın gülümsedi"Tatlim bizim okulumuzda seviyelere göre ayrılıyor.Suan herkes seviye sınavında adın neydi? Hangi sınıfta gireceğine bakalım."dedi.Ne yani burası normal bir lise değil mi 9,10,11 ve 12 diye ayrılmıyor mu? Songuis kadının yüzüne adını bilmiyormuş gibi bakmayı kes ve adını söyle hadi " Adım songuis"dedim.Kadin birkaç dakika kağıtlara baktıktan sonra " Sen A1 sınıfında gireceksin gel ben seni götüreyim"Ona gülümsedim. Ve bana yol gösterdi.Birkac koridoru geçtikten sonra merdivenlere yöneldik ve merdivenleri çıktıktan sonra sağdaki kapılardan biri müdüre hanım açtı."Merhaba hocam geç gelen bir öğrencimiz var."dedi müdüre hanım ardından hoca-hoca diye düşünüyorum-"Boş bir yere otursun alalım sınava" dedi.Acaba geçen senin konularını çıkardı ya of ben geçen senin hiçbir konusunu hatırlamıyorum.Eh tabi hatirlamasin yazın eline bir kitap bile almadın.Yani okuma kitabı dışında tabi
Etrafıma bakındım ve tek bir yerin boş olduğunu gördüm burdaki sırala ikiserliydi ve oturalım yerin tam yanında siyah saçlı ,siyah gözlü,siyah gömlekli -herhalde okulun formasi -bir çocuk otuyordu.Oraya doğru yöneldim ve oturdum ve hoca kağıdımı verdi müdüre hanım bana göz kırpıp gitti.Sorulara bakmaya başladım.
1.Soru(20 puan)
Dünyanın ilk katliamı kaç yılında yapıldı?

2.soru (20 puan)
İlk hangi işkence yöntemi yöntemi kullanıldı.

3 soru ( 20 puan)
Sizce en profesyonel katil kim?Niye?

4.soru (20 puan)
İdam ne zaman başlanmıştır?

5 soru (20 puan)
En acıtan işkence hangisidir?

Sanırım ben yanlış okula geldim. Herkes sorulara gömülmüş soruları çözüyorum ama ben bunları nasıl çözecektim hiçbir şey bilmiyordum. Yanimdaki çocuğun kağıdına baktığımda o doldurmuştu.o da benim kağıdıma bakıyordu. Bos olduğunu görünce ortamında masaya bir şey yazmaya başladı. Bende merak edip okumaya başladım."Niye çözmüyorsun " bu sorularda sorumu yani elime kalemimi aldım. "Çünkü bilmiyorum" yazdım okudu ve o da cevap yazmaya başladı "Yardım edeyim mi?" diye yazmıştı ne yani ben yanlış gelmişim zaten bir de bu sinavami geçecektim kalemimi elime aldım"Gerek yok" yazdım yine okudu ve yine yazdı of niye hala yazıyor ya geçmişim işte benim zaten burda ne işim var. Evet şuan burdan çıkıp gitmemi söylüyor olabilirsiniz ama ben nasıl döneceğimi de bilmiyorum burda belki sonsuza kadar kalacam Alahim sen yardım et. Ben bunları düşünürken o çoktan yazmıştı."Nasil gerek yok bomboş" yazıp cevapları yazmıştı mecburen kağıda geçirdim.Burdan çıkınca direk babamla konuşacağım.Beni nasıl bir okula getirmiş yada ben yanlışlıkla geldim böyle bir ihtimalde vardı.Ben yazmayı bitirdiğimde süre bitmisti "Evet çocuklar süremiz bitti herkes kagitlarini versin."Benim kağıdımı aldı ve bütün kağıtları topladıktan sonra hoca kağıtları dosyaya koydu.Herkes sınıftan ayrılırken ben öyle kalmıştım.Bende kot patronunun cebindeki telefonumu çıkardım.3 çalışın ardından babam telefonu açtı.
"Baba ben yanlış okula geldim"
"Kızım sana dediklerimi yaptın mı"
"Evet ama burası lise degilki bildiğin manyakların okulu baba bahçede herkes birbirini kesecekmis gibi bakıyor.Okuldaki sınavdan hiç bahsetmek istemiyorum."
"Tamam kızım doğru yer katiller okulu burası"
Babam beni neden katiller okuluna göndermişti.Ben burdan ölmeden çıkmam imkansızdı. Babamla konuştuktan sonra hala inanmıyordum babam beni niye katiller okuluna yazdırdı ki bunun mantıklı bir açıklaması olmalı. Düşünüyorum düşünüyorum yok aklıma hiç bir şey gelmiyor neden yoladı beni buraya ben bunlarla debeleşirken herkes sınaf'a geldi.Ve yerlerine oturdu tabi yanıma oturan çocukta gelmişti. "Seni daha önce görmedim ben kimsin"dedi yanımdaki çoçuk.Aman çok tanıman lazım zaten beni ya sor tabi " Sanane kimsem kimim zaten sinşrlerim bozuk benle uğraşma merak etme bir daha görmiyeceksin zaten" dedim sitemle. Gülüyordu.Komik miydi bence değildi ama doğru burası katilleri barındıran bir okul böyle piskopatların burda olması normal burdan çıkınca babam bulumuşum bu okuldan kaydımı alacaktım babam kabul etmezse ibrabim amcama söylerdim evet bu iyi bir fikirdi yok songuis iyi değilsin kızım sen.Neden telefonla şimdi aramıyorum yok babamını şimdi arasam.Babam bu saate aryamazdım çünkü telefonumu az önce hocanın gelmesiyle hocanın masasına koymuştum.Sanırım hoca sınavları okuyordu. Sıkılmıştım çünkü hoca saatlerdir aynı sayfayı okuyordu sanki büyülemişcesine yanımdaki çocuk elindeki bıçakla oynuyordu sanırım birşey soyuyordu yani sapan benzer bir dal vardı elinde kafımı diğer öğrencilere çevirdim. Biribiriyle sohbet eden,yanımda oturan çoçukğun yaptığı gibi elinde bıçakla oynuyorlar ,piskopat piskopat etrafa bakıyorlar ve çizim yapıyorlardı.Ben bunları düşürken sonunda zil çaldı.Ben bu kuldan artık çıkmak istiyordum ama nasıl çıkacağımı bilmiyordum ağlamakmüzereydi artık hiç bilmediğim bir yere katil olduklarına adım gibi emin olduğum kattillerle kalmıştım.Herkes yine sanırım bahçeye çıkmıştı.Bende telefonumu aldım ve bir kez daha babamı aradım 3. çalışın ardından telefonu açtı."ALO baba " dedim,sesim ağlamaklı çıkmıştı.

"Songuis kızım özür dillerim ama seni orda bırakmalıyım orası yatılı bir okul artık orda kalacaksın kızım.Çok özür dilerim"dedi.Telefon elimden kaydı elim titriyordu başım dönüyordu.Ben hiç iyi değildim.
















SECRETO BIBLIOTHECAEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin