Songuis'i babasını aramışı. Babası ona onu orda bırakacağını söylemişti ama babası bilmiyordu ki Songuis babasından başka kimseyi tanımıyordu bu dünyada annesi vardı ona da ne olduğunu bilmiyordu babasına sorduğunda ona hep şöyle derdi "Kızım annen bizi terk etti o yok bir daha da gelmiyecek senin bir annen yok kızım" der öperdi saçlarından Songuis o gün anladı onun en değerlisi babasıydı ama şimdi babası onu bırakıp gitmişti. Anlamıyordu nedenini neden onu bırakmıştı. Songuis bayılmıştı o gün düşürmüştü elinden telefonunu iyi degildi Songuis korkuyordu ama korkunun ecele bir faydası yoktu bunu biliyordu. Bulmaliydi neden buraya geldiğini ne için babasının onu buraya getirdiğini bulmalıydı ama bu yola girerken kimseye güvenmemeliydi çünkü Songuis biliyordu. Burda ki herkes onun için tehlike demekti. Aslında burda ki herkes daha çok küçük başlamışlardı bu işe acımasızlığa onların gözleri birşey görmüyordu onlar korku nedir bilmezlerdi ama Songuis biliyordu korku nedir biliyordu ve şuan Songis korkuyordu hiç tanımadığı hiç bilmediği bir yere gelmişti ama Songuis biliyordu güçlü olmalıydı.
Songuis
Gözlerimi açtım. Ne ara uyuduğumu bilmiyordum. Etrafa baktım. Perdeyle çevrili ve sedyede uyuyordum o sırada kapının açılma sesi duyuldu kulaklarımda ve perde açıldı bir kadın gelmişti açık mavi bir tişört ve açık renkli bir eşortman giymişti. Saçlarını topuz yapmıştı. Sanırım hemşireydi bu kadın gülümseyerek "Merhaba ben sizin serumunuzu çıkaracaktım" dedi içeri giren kumral saçlı kadın elimdeki serumu çıkarmaya başladı birkaç saniye kolumla uğraştıkça sonra serumu çıkardı hemşire bende doğruldum ve oturur pozisyona geldim. "Biraz dinlenin isterseniz hemen kalkmayın." dedi hemşire zannettiğim kadın. "Yok yeterince dinlendim zaten kalkayım neredeyiz "dedim. Kadın gülerek bakıyordu bana ve dudaklarını araladı. "VİDERSdeyiz"dedi."Viders?"dedim bir anda anlamayarak "Viders şehri hanımefendi hatırlamıyor musunuz" O an buraya nasıl geldiğimde babasının burda kal dediği okulu hatırladım. Ama ben buraya nasıl geldim .Filmlerde olduğu gibi Kapıdan geçtim ve viders şehrine vardım çok ilginç babam burayı nerden biliyordu. Viders dünyada miydi yoksa başka bir evrende miydim? Hayır yani ancak filmlerde olur böyle şeyler kıkırdadım hemşire kadın bana deliymişim gibi bakmaya başladi. Bence çok normal çünkü bende delirdiğimi hisediyorum. Ben neden buraya geldiğimi babamın neden beni bu okula göndermek istediği bulmalıydım bulamazsam burdan asla çıkamayacaktım. Hemşire zannediğim kadın gülümsedi "Ben çıkıyım siz dinlenin" dedi gülümseyerek sonra perdeyi çekti ve odadan çıktı. Uykum yoktu. Ve nerde olduğumu bilmeden rahat bir uyku çekemezdim. Ayağa kalktım , perdeyi açtım ve etrafa göz gezdirdim. Bir sürü ilaçların olduğu bir dolap, ofis masalarına benzeyen bir masa ve benim yatağım sedye vardı. Beni işime yarayacak bir şeyler yoktu. Odadan çıktım. Bomboş bir koridor vardı biraz koridorda ilerledim. Karşıma bir kapı çıktı kapıyı açtım. İçeride ipleri tavanlara bağlayıp iplere insanların boynuna geçirmişlerdi. Daha fazla kan kokusuna dayanamadım ve kapıyı kapattım. Burası neresiydi burdan gitmeliydim. Boş koridorları koşarak geçtim. Ta ki yol ayrımına kadar 4 yol vardı hepsi boş bir koridora benziyordu o sırada sağ taraftaki koridordan ses duyana kadar "LÜTFEN BENİM BİR SUÇUM YOK DİYORUM SŞİZE BIRAKIN BENİ"dedi bir kadın sesi hemen koridorun kapının arkasına saklandım. Sesler yakınlaşmaya başladı "Lütfen zorluk çıkarmayın" dedi bir erkek sesi kızgın görünüyordu.Kumral,düz saçlı ve üstünde şövalyelerin giydiği o meşur giysilerdendi galiba bir film setine gelmiştim ya da bir rüya inşallah ikisidir. Ben düşüncelere dalmışken bir ses duydum bu o kadını sesiydi. "BENİM SUÇUM YOK DİYORUM SİZE" dedi kadın kadının üzerindeki elbiseler yırtılmıştı kadını suratında gözünden çenesine kadar bıçak izleri vardı, kadın ve adam uzaklaşmaya başladılar o sırada adamın sesini duydum "TABİ SİZ ONU BİR DE EFENDİMİZE ANLATIN" dedi adam, Saklandığım yerden çıktım .Ve onların gittiği yönden onların peşinden gittim. Uzun koridorları, kapıları geçtik ve farklı bir koridora vardık. O sırada çığlık sesi duydum etrafıma bakındım bu ses bir odadan geliyordu. Bağrış sesleri arttı ama bu sesler acı seslerine benziyordu sanki can çekişme sesleriydi. Koridorları biraz daha ilerlediğimde o sırada bir şey fark ettim odaların üzerinde numaralar vardı ve numaraların üzerinde de renkler ama renkler koyulaştıkça bağırış sesleri artıyordu. Hala adam ve kadın yürüyorlardı peşlerinden gitmeye devam ettim. Sonunda koridor bitti ve boş bir kapını önünde durdular adam duvara doğru yaklaştı elini kaldırdı ve yavaşça indirdi ve bir kamera ya benzeyen bir cisim adamın gözünü inceledi ardında kapı açıldı ikisi içeriye girdi. Kapını ardına baktığımda kırmızı halıyla çevrili uzun bir koridorla karşılaştım. İçeriye adım attığımda kapı kapandı. O an önümdeki adam arkasını döndü ve beni gördü korkuyla baktım adamın suratına bana doğru geldiler. Her geçen saniye daha çok yaklaştılar ben ise korkuyla bakıyordum adam ile kadına o sırada adamın sesini duydum "EFENDİMİZ BURDA BİRi VAR" dedi. O sırda bana doğru yaklaş uzun boylu, siyah saçlı bir adam gelmişti .Öfkeyle ve kızgınlıkla bakıyordu siyah saçlı adam "ONU DA AYNI YERE GÖTÜRÜN BU BÖLGEYE BİZDEN İZİNSİZ GİRENLERİNDE CEZASI ÇOK BÜYÜK OLACAKTIR EMİNİM Kİ" dedi siyah saçlı adam sırıtarak o sırada arkadan-ne ara geldiklerini bilmiyordum- 2 şövalyeye benzeyen iki adam yaklaştı ve kolumdan tutular ve koridorun sonuna doğru ilerlettiler Evet yakalanmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SECRETO BIBLIOTHECAE
FantasyBabamın beni yazdırdığı okula gittim ve bu okul okul degildu burası can çekişme yeriydi herkes oluyordu can veriyordu burda korkunçtu çığlıklar o koca binayı sariyordu Her oda farklı bir cinayet hepsi ayrı bir acı acısız oluler de vardı ama onlar ç...