"piç"jeongin, yakalarından tutulup yere fırlatılırken ağzını açıp tek kelime dahi etmiyordu. kendini savunma namına yaptığı hiçbir şey yoktu.
okul kıyafetleriyle yerleri silen oğlanı saçlarından tutup çekerek konuştu jisung. "eziksin oğlum, hayatın boyunca da ezik olucaksın."
jisung, jeonginin yüzüne tükürürcesine konuşurken binadan içeri giren bi oğlan jisung'un yüzüne yumruğu geçirmişti. jeongin'in gözleri iyiden iyiye büyürken yumruğu atan çocuk jeongine uzatmıştı elini yerden kalkması için.
jeongin başta tereddüt etse de tutmuştu oğlanın elini. yerden sırt çantasını da alıp gideceği sıra da jisung'un ona seslenmesiyle hareketlerini durdurdu.
"kendine yeni müşteri mi buldun"
jeongin aldırış etmedi yine söylediği şeylere. her zaman ki jisungtu işte. çantasıyla beraber lavabonun yolunu tuttu. peşinden de az önce jisung'a yumruk atan çocuk geliyordu.
ikili beraber tuvalete girdiğinde jeongin yüzünü yıkadı bol suyla.
"kimsin? daha önce görmemiştim seni" dedi ellerini tişörtüne kurularken.
"jisung ben. yeni transfer oldum."
jeongin histerik bi gülüş atıp " o piçle isimleriniz aynı" demişti. jisungda duyduğu şeyle anında yüzünü buruşturdu.
"han jisung, ismim seni rahatsız ederse han de bana ya da hanji. fark etmez." dedi gülümseyerek.
"beni pek sevmezler han, etrafımda dolanmanı tavsiye etmiyorum. yoksa sana da bulaşabilirler"
"niye sevmiyolar ki? onlara neden karşı koymuyorsun. zayıf durduğun için buna devam ediyorlar."
"çünkü ne zaman bana sataşsalar, o geliyor."
"o? o kim?"
lavabonun aralık kapısından, jeongin'in gösterdiği sarı saçlı çocuğa baktı han. uzun boylu, bembeyaz tenli ve fazla güzel bir yüze sahipti bu çocuk.
"güzel çocukmuş"
"okulun prensidir o. okulun sahibi de o'dur. ne zaman o piçler bana sataşsa gelir, kendini gösterir ve jisung bana bulaşmaktan vaz geçer. tabi o gidince devam ediyor ama o varken yapamıyor işte"
han, jeonginin anlattığı şeyleri pür dikkat dinlemişti. aklına takılan bir soru vardı ama sormadan edemedi.
"hoşlanıyor musun o çocuktan?"
jeongin cevap verip vermemek arasında kaldı başta. onu bunun için yeterince insan yargılıyordu ne de olsa. bu yeni gelen çocuk yargılasa ne olurdu diye düşündü ve "evet" dedi yalnızca.
"seni bu yüzden mi sevmiyorlar yoksa?" dedi jisung şaşkınca.
jeongin gülmüştü sorusuna. o da bilmiyordu neden sevilmediğini. onun da aklına ilk bu sebep gelmişti, her akşam odasında göz yaşlarıyla baş başayken hep bunu düşünürdü. neden? neden sevilmiyordu?
"peki bu prens, hiç engel olmaya çalışmıyor mu? sadece kendini göstererek mi engelliyor kavgayı."
"hiç konuşmadım daha önce onunla. genelde sadece gelir ve jisunglar bana sataşmayı keser. belki de sadece şiddete karşıdır. amacı ne bilmiyorum."
"belki o da senden hoşlanıyordur?"
jeongin sesli bir kahkaha patlatmıştı han'ın bu söylediğine. imkansızdı onun için bu. hwang hyunjin ve ezik jeongin. yan yana düşünemiyordu bile kendisiyle onu.
"hiç sanmıyorum. sık sık göz göze geliyoruz, dayak yememi engelliyor. normal bi insan bunu kendisine yorar değil mi? ama hyunjin öyle değil. son derece soğuk ve aşk ne bilmeyen biri. onu daha önce gülerken bile görmedim. sadece bana acıyor, o kadar"
"kendini niye bu kadar küçük görüyorsun ki" dedi han göz devirip.
"kendimi küçük gördüğüm falan yok. hwang hyunjinden bahsediyoruz."
"içini bilmiyorsun yine de"
"her neyse. yine daha yeni tanıştığım bi çocuğa hayat hikayemi anlattım. harikayım cidden."
han, jeonginin dediğine gülüp "artık arkadaşımsın, kaçamazsın benden kimseyi tanımıyorum." dedi.
"hangi sınıftasın" diye sordu jeonginse.
han başta biraz düşünüp yarım yamalak aklına gelen sınıf numarasını söyledi " sanırım şey-, eeeeee şey 4-3 müydü ki acaba? evet evet 4-3"
jeongin dışarı sesli bir nefes verip konuştu. " aynı sınıftayız. başın beleya giricek benim yüzümden."
"girmez benim başım belaya. merak etme sen"
"niyeymiş o? müdürün oğlu musun sen?"
"tam da o dediğinden evet"
jeongin gözleri kocaman açılmış bir şekilde han'a baktı. iki saattir müdürün oğluna hayat hikayesini anlatıyordu. "şaka yapıyorsun şu an"
"yoo. yeni müdür gelicekti işte. benim annem olur kendisi" dedi sırıtarak. "ve biliyor musun? beni çok sever"
"vay be"
"hadi beni sınıfa götür"
"emredersiniz efendim. kantinden bir şey istersen falan da söyle çekinme hiç tamam."
jeınginin zorbası park jisung bu arada. ister aklınıza idol olanı getirin isterseniz de baska bisi hayal edin fark etmez dlelxleösşösşz
yoook yokk yapamiyorum zorba konulu klise fic yazmadan duramiyorum olmuyo
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of the school | hyunin
Fanfiction"onlara neden karşı koymuyorsun? zayıf durduğun için buna devam ediyorlar." "çünkü ne zaman bana sataşsalar, o geliyor."