7.

401 59 72
                                    



jeongin

"jeongin"

sesin sahibini çok yakından tanıyordum tabiki. hyunjindi bu. yavaşça arkamı dönerek bekledim söyleyeceği şeyi.

"hiç konuşmadın, sohbete dahil olsaydın keşke"

"daha önce böyle bir ortama girmedim, yakın değilim hiçbiriyle, o yüzden" 

biraz düşündü ve elini cebine attı. "bunu düşürdün" diyerek bilekliğimi bana doğru uzattı. bileğimi kontrol ettiğimde gerçekten benim olduğunu fark ettim.

"teşekkür ederim" dedim gülümseyerek. "fark etmemiştim"

"jisung buldu aslında, sana getirmek için kalkıyordu, kalkarsa geri dönmez diye ben getirdim." dedi hafif tebessümle. handan bahsederken sürekli yüzünde bir gülümseme oluşuyordu.

söylediği şeyle yüzüm düşmüştü." anladım" dedim düz bir ifadeyle. arkamı dönüp odama doğru yürüdüm o da geri dönmüştü.

odadan içeri girip kendimi yatağa attım hızla. bi süre kendi kendime düşündüm, uyumayı denedim ama uyuyamadım. sonrasında kapı çaldı. oda kartı bendeydi, handı muhtemelen.

kalkıp kapıyı açtım ama tabiki beklediğim yüz chanyeol hoca değildi. "jisung nerde" diye sordu tek kaşı havadayken. chanyeol hoca'nın sinirli hali görmeyi isteyeceğiniz en son şey falandı. sinirlenince çok korkunç oluyordu.

"su almaya gitti" dedim yüzümdeki panik belli oluyordu. "odaların hepsinde su var zaten" dedi ciddi sesiyle.

"bitti bizimki, içtik hepsini"

iyice yalan makinesi olmuştum şu son bir kaç günde.

"jeongin, koridorda yürüme sesleriniz duyuluyor. diğerlerinin de kapısını tıklattım ama sadevce sen açtın"

"uyumuşlardır onlar"

"bu yalanı yiyeceğimi sanmıyorsun değil mi? ben de öğrenci oldum bunu da biliyorsun değil mi?"

mahçupca başımı öne eğmiştim. onlar ortalıkta yoktu ama azarı ben yiyordum.

"çık göster nerde olduklarını hadi. yoksa sen ceza alıcaksın"

"ben ne yaptım ya!" diye çıkıştım hocaya.

"yardım ve yataklıktan insanlar hapis yatıyor, öyle düşün evladım hadi"

"off"layarsk kartı aldım ve çıktım odadan. bir yandan hana mesaj atmaya çalışıyordum "chanyeol hoca anladı gidin" diye. ama gerizekalı görmüyordu tabiki.

hyunjin'in instagramına girip ona yazdım bu sefer. o hemen görmüştü mesajımı. cevap vermedi, görüldü de kaldı. umarım bu sırada kaçıyorlardır diye geçirdim içimden.

"haber mi veriyorsun kaçsınlar diye"

stresten ölücektim şimdi.

"yooo" dedim.

"eminim öyledir." diyerek güldü. bir boku da anlama amk

dışarı çıkıp onların olduğu yere geldik, kaçamamışlardı tabiki. kaçmaya hazırlanıyolardı ama alkol yüzünden yerlerinde duramıyolardı.

"durun!" diye bağırdı hoca sinirle. sıçramıştım yerimden.

han öyle sarhoş olmuştu ki hocanın bağırışına gülüyordu. gerizekalı.

"napıyorsunuz siz? başınıza bir şey gelse ne olucak? aklı başında insanlar olsanız sorun olmaz zaten ama size o kadar güvenmiyorum ki. şunun haline bak gülüyor bir de!"

dudaklarımı ısırıyordum, onları ispiyonlamışım gibi duruyordu şu an. benden daha çok nefret edeceklerdi.

han hariç diğerlerinin aklı yerindeydi birazcık. sadece yürüyemiyordu bir kaçı.

hepsi hocanın önüne düşüp otele doğru yürümeye başladı. han'ın kolundan tutuyordum yürümesi için. bir tane de kafasına vurmuştum. chanyeol hoca görünce "biraz daha vur" dedi.

odaya geçince göstericektim ben ona vurmayı dışarısı müsait değildi yalnızca. ben han'ı yürütmeye çalışırken hyunjin geldi. " kaçamadık " dedi. yüzü düşmüştü bunu söylerken.

"ceza alıcaksınız bari kendini kurtarsaydın" dedim ona.

"bırakamazdım bunları böyle"

"han bu kadar sarhoş olmayıp mesajıma baksa kaçabilirdiniz de işte, gerizekalı o kadar çok içmiş ki" dedim. güldü söylediğime.

"şimdi gidin odalarınıza yarın alıcaksınız cezayı" diye kızdı hoca tekrar.

herkes odalarına çekildiğinde han'ı yatağa fırlatmıştım, bi tane de bacağına vurmuştum ceza olarak.

alkol kokusuna dayanamadığım için koltuğa geçtim yastığımı ve bir tane örtü alıp. zaten uykum yoktu hepten kaçmıştı şimdi. telefonumu aldım elime. hyunjin istek atmıştı. arkadaş olmuştuk yanlışlıkla. sinir oluyordum iyice.

isteğini kabul edip ben de ona attım. anında kabul etmişti o da. hesabına girip resimlerine baktım biraz. gerçekten çok güzeldi. sarı saçları, dudağında ki piercing. bunu ilk defa görüyordum, okulda hiç takmıyordu.

dudakları çok güzeldi.

halka şeklinde ki piercingiyle daha da güzeldi.
öpmek istiyordum onu deli gibi.
bazen ona olan hislerim içime sığmıyordu.
etrafımda her dolaştığında zor duruyordum, her bir detayı ayrı güzeldi.

telefonu kapatıp yanıma koydum, onu düşünerek uyuyacaktım her zamanki gibi. rüyalarımda buluşacaktık yine.







tansiyonum düştü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

tansiyonum düştü.

dogum gunumde bile bolum yaziyorum degerimi bilin bi de ustune hastayım.

en berbat 2. dogum gunum falan herelde aticam kendimi camdan asagi

Prince of the school  | hyunin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin