yorum alayım biraz yavrularim
iyi okumalar 😽😽😽-
jeongin
uzaklaştırma aldığım o bir gündeydim, yatağımda uzanmış dün olan şeyleri tekrar tekrar yaşayıp aynı heyecanı hissediyordum. sınavda birinci olmam umrumda değildi şu an, annemlerinde umrunda değildi çünkü uzaklaştırma almıştım. bu zamana kadar yaşadığım şeyleri bilmiyorlardı, birini öldüresiye dövmem şok etmişti onları. kimse çocuğunun kavga etmesini istemez.
dışarıdan gelen tıkırtı sesleriyle odağım cama kaydı. tam ayağa kalkıp dışarı bakacakken cama atılan taşla cam tuzla buz oldu, korkudan yere düşmüştüm. yerde ki cam parçalarına bakıyordum, şoktan çıkıp ayağa kalktım yavaşça ve küçük adımlarla cama yaklaştım.
evet tabiki, elini ağzına kapatıp yaptığı şeyin şokunda olan bir adet hyunjin görmeyi beklemiyordum.
gözlerim kocaman açılıp elimle ona git işareti yaptım çünkü annem sesi duyup odama geliyordu, ayak seslerinden anlamıştım. hyunjin anında kaçarken annemin odaya girmesiyle ona döndüm.
telaşla "ne oldu yavrum, bir şey oldu mu sana?" diye soruyordu vücudumda bi yara var mı diye kontrol ederken.
"iyiyim iyiyim, çocuklar duvara atıyordu cama geldi, sonra da kaçtılar" dedim. yalan ağzıma yuva yapmıştı iyice.
annem beni kendisine çekerek sarıldı, ağlamaya başladı ardından. niye ağlıyordu ?
onu kendimden uzaklaştırdım ve yüz yüze gelmemizi sağladım "niye ağlıyorsun?"
"okulunu değiştireceğim, orda güvende değilsin."
"anne!"
"itiraz istemiyorum, ya o çocuk yaptırdıysa? ya bir şey olsaydı sana?"
iyi bok yedin hyunjin
"anne, bir şey olmayacak, çocuklar oyun oynuyordu. kavga da etmeyeceğim bir daha söz. mutluyum ben okulumda, tamam mı? şimdi biraz dışarı çıkacağım hava almak için üzülme sen" diyerek yanağını öptüm ve sarıldım.
ceketimi askılıktan alıp omzuma attım "Jeongseong'u ararım şimdi söyler babasına yapmaya gelir, hadi kaçtım"
dışarı çıkar çıkmaz hyunjini arayıp nerde olduğunu sordum, parkta oturduğunu söyleyince koşarak yanına gittim. içim içime sığmıyordu, olayın gerçekliğini dahi kavrayamıyordum.
nefes nefese kalmış bir şekilde yanına geldim, bankta mahçup bir şekilde oturuyordu, kahkaha atmıştım istemeden. "cama o kadar kocaman taş atılır mı hiç?" dedim alaylı bir şekilde. başını öne eğip sustu yalnızca. yanına oturup kollarımı bedenine sardım ve yanağını öptüm "üzüldün mü yoksa?"
"kırılacağını düşünmemiştim" dedi üzgün bir şekilde. içim eriyor sanki normal mi bu? yüzünü ellerim arasına alıp dudağını öptüm bu sefer, kısacık bir öpücüktü. "bir şey olmaz, çocuklar yaptı dedim"
"inandı mı ki?"
"inandı tabii"
yüzündeki gülümsemeyle döndü önüne ve elleriyle oynamaya başladı " bir şeyler mi yapsak?"
onu hayranlıkla izliyordum, gözlerimin parladığına yemin edebilirdim "olur, ne yapalım?"
"bilmem, bir yere gidebiliriz ya da oturup konuşabiliriz..." cümlesine devam edecekken sustu ve bekledi biraz. "jeongin ya!" diye yükseldi aniden sonra.
ani duygu değişimleri beni çok güldürüyordu şu an.
"ne oldu ya?" dedim gülerek."senin pek arkadaşın yok değil mi?" diye sordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of the school | hyunin
Fanfic"onlara neden karşı koymuyorsun? zayıf durduğun için buna devam ediyorlar." "çünkü ne zaman bana sataşsalar, o geliyor."