Biten müziğin sesiyle bakındım etrafıma. Sanırım her şeyim hazırdı. Çantama son kez göz atıp aynanın karşısına geçtim. Açık bıraktığım saçlarımı şimdilik bileğimdeki lacivert tokayla bol bi şekilde topladım. Yatağımın üzerindeki telefonumun yanına bıraktığım bilekliklerimi de takdığımda hazırdım. Gömleğimin yakasının kenarından kendini gösteren kolyemin üzerinde gezdirdim parmaklarımı. Başımı hafifçe iki yana sallayıp düşüncelerimden kaçtım. Aşağıdan Meloş'un "Kahvaltı hazır." diye seslenmesiyle çantamı ve telefon-kulaklık ikilimi alıp aşağı indim. Direk mutfağa geçip , açlığımı o an fark etmemi sağlayan kahvaltı masasına baktım. Acıktığımı belirten birkaç mırıltının ardından çay koyan Meloş'un yanaklarını kocaman öpüp masaya oturdum. Tabağıma doldurduklarımı Meloş'un yavaş yemem konusundaki uyarıları eşliğinde yedim.
Elime aldığım çayımı içemememin sebebi dışarıdan gelen korna sesiydi. Ağzındakileri çayından aldığı yudumuyla yemeye çalışan Meloş'un aceleci tavrı gülmeme sebep olmuştu. Ağzındakileri zorla yutmuş ve gülerek izleyen bana öfkeli gözleriyle bakıyordu. " Servis gelmiş olmalı. Hadi bakalım,çabuk,çabuk" diyerek elime çantamı tutuşturdu. Pes artık! Servis mi? Kaç yaşındayım ben 9-10 falan? " Meloş, şaka yapıyosun dimi?" Soruma hiç odaklanmadan içeri koşturmuş elindeki parayla geri gelmişti. " Dayın bahsetmedi sanırım küçük hanım. Hadi geç kalıyosun. Kaçıcak şimdi servis. Bak hala bakıyor, hadi!" Gerçekten ciddiydi. Hatta fazlasıyla. Dışarıdaki servisin korna sesiyle kolumu tutup kapı dışarı etmişti resmen. " Hadi bakalım. Allah zihin açıklığı versin." Diyerek yanaklarıma kocaman öpücükler kondurmuştu. Ardından bize baktığını Meloş'un seslenmesiyle anladığım şoföre " Geldi , geldi." Diyerek bağırmıştı. Şuan ki hali gerçekten komikti. Hatta fazlasıyla. Attığım kocaman kahkahanın ardından ben de onu öpüp sabırsızca bekleyen servisime bindim. Servistekilere baktığımda hepsinin liseli olduğunu anlamam çok da zor olmadı. Demek ki servis eziyetini yaşayan tek canlı ben değilim. Hıhhh. Bu da iyiymiş. Çoğu yer dolu olsa da 3 kişinin yanı boştu. Bir de en arkadaki 2 koltuk. Tabi ki cam kenarı! Tam oraya oturmak üzereydim ki arkalardan gelen orası dolu sesiyle önce arkamdaki bana seslenen kıza daha sonra da oturmak üzere olduğum yere baktım. Kıza şizofren misin bakışlarımı atıp yerime oturdum. O da omuz silkip önüne döndü. Ya şizofrendi ya da buranın gerçekten şuanda burada olmayan bi sahibi vardı. Ki sanırım gerçekten sahibi vardı ki birçok bakış üzerimde toplandı.
Kulaklıklarımı takıp kendimi müziğe verdim. Servisin birkaç kez durup diğer öğrencileri de alması bittiğinde sonunda okula gelebilmiştik. Servisten indiğimde yeni okulumla bakışmadım. Ya da etrafımda kimler var bakmadım üstümde hissettiğim bakışlara rağmen. Alt sınıflarla dönem ortası olmasına rağmen hâlâ uğraşmaya devam eden kendini beğenmişleri görmezden gelerek girdim binaya. Taban katta görebildiğim, birkaç sınıf ve kantinden ibaretti. Üst kata çıktığımda sol taraftaki büyük cam kapıyla adımlarımı oraya çevirdim. İçeri girdiğimde doğru yerde olduğumu anlamıştım. Birçok idari görevlinin odasından sonunda müdürün odasını bulduğumda tam içeri girecekken adımın seslenilmesiyle durdum. " Günaydın Alya'cım. " Nehir ablayı gördüğümde yüzüme kondurduğum gülümseme ile karşılık verdim. "Günaydın" Benim yanıma gelirken üstünü incelediğimde siyah pantolonunun üstüne giydiği yeşil gömleğiyle sade bi şıklık yakaladığını fark ettim. " Müdür bey şuan odasında değil. Ben zaten senin için konuşmuştum. Gel bakalım ,sana sınıfını gösteriyim." Biraz önce geçtiğim kapıdan geçtik önce. Sanırım idari bölümle sınıfları ayıran bir kapıydı bu. Saçma. Sağ taraftaki koridoru da geçmiş sol taraftaki koridora yönelmiştik. 8-9 sınıf falan var burada da bir de müdür yardımcısının odası. Önünde durduğumuz kapının kenarında yazan şubeye baktığımda 11-G sınıfında olduğumu anladım. Bana gülümseyen gözlerle bakan Nehir ablaya gülümseyerek bakıp "Gerisini hallederim teşekkür ederim." dedim. "Tamam canım. İlk derse girecek hocanız bugün izinli. Sınıfla tanışmaya bak. "
İçeri girdiğimde bütün gözler beni buldu. Tabi sırtında çanta üzerinde formayla giren sayılı kişilerdenim. Çoğu kişide pantolon ve etekleri olmasına rağmen üstler farklıydı. Gerçi şaşırmamak gerek. Üst sınıf rahatlığı. Normalde benim de pek kuralcı olduğum söylenemez. Bugün ilk izlenim için böyleyim.
Bana bakan gözleri daha fazla bekletmeyip kendim için boş bir yer bakınmaya başladım. Birkaç çocuk ukala gülümsemesiyle yanını gösterse de önlerindeki veya arkalarındaki kızların kafalarına geçirmeleriyle yüzlerini buruşturup önlerine döndüler. Ben de boş başka bir yer bulmak üzere gözlerimi sınıfta dolandırdığımda en arkadaki yerin boş olduğunu gördüm. Fazla mı şanslıyım bugün? Çantamı sıranın üstüne atıp kendimi de sıraya atacakken birkaç kişinin aynı anda "Hayır!" diye bağırmasıyla titredim. Neydi şimdi bu! "Noluyo ya?" İki sıra öndeki çocuk telaşlı bakışlarını üzerimde gezdirdi önce. " Ora dolu. Başka yere geç!" sesi normalden biraz yüksek çıkmıştı. Muhtemelen okulun kötü çocuğunun sırasıydı.Biraz önce şans mı demiştim. Yanından bile geçmem.
Derin bir nefes alıp başka yer var mı diye bakındığımda önümdeki kız kenara çekildi oturmam için. Teşekkür edip cam kenarındaki yere oturdum. Üzerimdeki bakışlar kesilmemiş fısıltıların da başlamasıyla bir kaç bakışın kızardığını birkaç tanesinin ise kafalarını sıraya gömdüğünü gördüm. Noluyo bunlara böyle?"Burası dolu aslında. İlke bugün gelmedi." Tam kalkacakken "Yok hayır. Bugün yanımda kalabilirsin. Yarın düşünürüz yerini. Bu arada tanışalım mı? Begüm,ben. " Tabi düşünmeden oturdum kızın yanına. Gerçi o oturmam için yer vermisti. Gülümseyerek bakan gözlere aynı şekilde karşılık verdim. İlk adımı o attığına göre ya utangaç biri gibi görünüyordum ya da bu kız iyi biri.
" Alya." , "Hangi okuldan geldin? Ve neden dönem ortasında? " Bu sorulara hazırlıklıydım aslında. Benim gibi birini tanısam ne yalan söyliyim ben daha fazlasını sorardım. " Özel bi okuldan. Son zamanlarda değişen hocalarla birlikte birçok olaya göz yumuldu. Klasik özel okul hocaları... Dayım da bu duruma göz yummadı. Nehir ablanın tavsiyesiyle de bu okula kaydım alındı. " Yüz ifadesi tuhaf bi şekilde değişdi. "Nehir hocayı nerden tanıyosun?" , "Dayımın nişanlısı. Neden? " Bi süre hiçbir şey söylemeden bekledi. Biraz yüzümü süzdü. Yalan mı soyledigimi sanıyor bu. " Yalan söylemiyorum. Noldugunu söyleyecek misin?" Transtan çıkmışçasına bi havaya büründü. Kesinlikle bugün bende birşeyler var. Tam ağzını açmıştı ki kapaması bir oldu. " Şey... Birine çok benzettim de. Boşver." Daha fazla kurcalamadan sustum. Bugün bu kadar yeter. Derin bir nefes alıp bakışlarımı sınıfta gezdirdiğimde birkaç kızın bana bakarak konuşmasını görmem dışında her şey normaldi. Bakışlarımı kaçırıp pencereye çevirdim. Bahçenin bu tarafında kocaman bir saha ve birçok ağacın olduğu yemyeşil bir park var. Bankalardaki birkaç öğrenciyle amacına ulaşan bahçe gerçekten çok hoş. Bakışlarım, ağacın yanındaki bankta tek başına oturan çocukta kaldı. Elindeki şeyi göremesem de dalmış bir şekilde ona baktığını anlamak çok da zor değildi. Yanına gelen birkaç çocukla konuşmaya başladığında bakışlarımı üzerinden çektim. Önüme gelen saç tutamıyla sabah üstünkörü topladığım ve en kötüsü de düzeltmeyi unuttuğum saçımı yeniden toplayıp bol bir topuz yaptım. Açıkçası hiç güzel görünmek için su sıcakta saçlarımı açarak işkence çekecek değilim. Telefonumdan açtığım müzik eşliğinde çantama koyduğum defterlerimden özellikle seçtiğim bordo kapaklıya bisiler karalamaya başladım. O kadar dalmışım ki yanındaki sesle irkildim. Küçük kahkahasının ardından
" Çok güzel olmuş. Eğitim mi yetenek mi? " Önce bana şaşkınlıkla bakan Begüm'e daha sonraysa yaptığım resme baktım. Bu sorulara alışkındım bu yüzden her zamanki gibi aynı cevabı verdim. "Her ikisi de. "
Arkamdaki sandalyenin sertçe çekilmesiyle bu sefer refleks olarak arkama döndüm. Bu çocuk bankta gördüğüm çocuktu. Uzaktan bile kendini belli eden vücudu şimdi tam karşımdaydı. Kahvenin en güzel tonundaki kumral dağınık saçları, mavinin hakimiyetinin en güzel örneği gözleri, kendini fazlasıyla belli eden yoğun sigara kokusu. Evet, her okulda olduğu gibi bu okulda da olan okulun kötü ve havalı çocuğu. Tam karşımda. Okula yeni gelmiş, hiç görmemiş tavırlar sergileyen , nerdeyse ağzının suyunu akıtarak bakan kızın tam karşısında!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
CADALOZ
Teen FictionGündüzleri annesine yaraşır bir şekilde iyi kız olan, geceleriyse karakterinin getirdiği rahat tavırlarıyla kendini bulan genç bir kız, hayatının ikileminde kaldığında yapacağı seçimiyle kaldığı zor durumdan kurulabilecek midir? Yapacakları, yaptık...