2.6

196 18 25
                                    

İyi okumalar.🧸
Mabel Matiz - Aşk Yok Olmaktır

"Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kal­mıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğulu­yor. Penceren sokağa bakmıyor."
-Şükrü Erbaş-

Bugün pansumana gidecektim. Babam işe gitmişti annemide Uraz ile gitmek için ben ikna etmiştim.

Uraz'ın gelmesini bekliyordum. Motor ile gidecektik. Ekstra ekstra heyecanlıydım.

Hep motor çiftlerine bakıp özendirdim. Ve şuan umurumda olan tek şey motor ile gidecek oluşumuzdu.

Sokağın başından motor sesi geldiğinde kafamı o yöne çevirdim. Motor yaklaştıkça yavaşlarken Uraz olduğunu anlamak çok zor değildi.

Önümde durduğunda kaskını çıkardı ve dağınık kumral saçlarını daha fazla dağıttı. Üzerinde siyah bir sweat, eşofman ve deri ceket vardı.

Motordan indiğinde belimden tutup sarıldı. Aynı şekilde ellerimi boynuna doladım. Burnuma tarçın kokusu dolduğunda gülümsedim.

Ona has tarçın kokusu.

Geri çekildiğinde geri çekildim. Önüme gelen birkaç tutam saçı kulağımın arkasına sıkıştırdı. Montumun önünü boğazıma kadar kapattığında gülümsedim.

"Nasılsın güzelim?" dedi göz kırparken. Güzelim,güzelim, güzelim. Sonsuza kadar güzelim diyebilirdi. Çünkü şüphesiz güzelim kelimesi en çok o'na yakışıyordu.

"İyiyim teşekkür ederimm," dedim 'm' harfini uzatırken. "Sen nasılsın ? Ve ve ve bu deri ceket ile üşümüyor musun üstüne neden mont almadın ?"

"Üşümüyorum bebeğim merak etme," dedi ve arkasını dönüp motora baktı. "Gidelim mi?"

"Olurr," dedim heyecanla. Diğer kaskı eline aldığında bana uzattı.
Başımdan geçirip taktığında heyecanla olduğum yerde kıpırdandım.

Öyle böyle değil çok heyecanlıydım. Korkmuyor değildim fakat hissettiğim heyecan bütün duygularımı sıfırlıyordu.

Birlikte motora bindiğimizde ne yapacağımı tam olarak bilmiyordum. Uraz'ın elleri ellerimi tuttuğunda beline sardı.

"Başını sırtıma yasla bebeğim," dedi ve dediğini yaptım. Beklediğimin aksine Uraz'ın yavaş gittiğini fark edince ofladım.

Sabah saatleriydi ve trafik vardı. Hızlı gitmesini isteyemezdim hoş istesem yine kabul etmezdi.

İstanbul'dan nefret ediyordum.

Hastaneye geldiğimizde oflaya puflaya motordan indim ve pıtı pıtı Uraz'ın yanına gidip kaskı çıkarmasını bekledim.

Güldüğünde kaskı çıkardı, saçlarımı düzeltti. Eğilip yanağıma küçük bir buse bıraktığında gülümsedim.

Elimi tuttuğunda birlikte hastaneye doğru yürüdük.

15 Dakika Sonra

Doktor ile konuşmuştuk. Şimdi ise acil yataklarından birinde durmuş doktorun pamuğa tentürdiyot sürüşünü izliyordum.

Yaklaşıp eldivenli elini yaranın yakınlarına koyduğunda ve eş zamanda pamuğu yaraya bastırdığında dişlerimi sıktım.

Acı yoktu ama bir tür refleks haline gelmişti. Uraz'ın eli elimin tersini okşadığında yüzüme doğru eğildi, saçlarımı okşadı.

"Ağrıyor mu güzelim hı? Var mı ağrın?" Gülümsedim. Ne çok gülümsüyor olmuştum.

Kafamı iki yana salladım ve elini daha sıkı tuttum. Pansuman bittiğinde doktor geçmiş olsun dileklerini iletip çıktı.

Uraz önümde durduğunda montumu giymeme yardım etti ve saçlarımı düzeltti.

Telefonum titrediğinde montumun cebinden çıkardım. Annem mesaj atmıştı.

Mom' : Amcanlardayım. Yengenin günü varmış. Akşam babanda gelecek. Geç geliriz.

Mom' : 😽🤍

Siz : Tamamdırrr😽🫶🏻

Anneme cevap verip telefonumu tekrar cebime koydum.

Uraz'ın karşısına geçtiğimde montundan tutup kendime çektim. "Bize gidiyoruzzz," dedim coşkuyla.

Sorar ifadeyle yüzüme baktığında cümlemi devam ettirdim."Çünkü evde kimse yok. Ve sende bize geliyorsun."

"Stratejik zeka," dedi göz kırparken. Bende göz kırptım ve geldiğimiz yolu tekrar aynı şekilde döndük.

Eve gelmeden önce komşudan anahtarı almıştım. Kapıyı açtığımda içeri girdim. Girmesi için Uraza baktım.

Ayakkabılarını çıkarıp içeri girdiğinde kapıyı kapattım ve o'na döndüm.

Koluna girip kendimle birlikte oturma odasına çektim. Koltuğa oturduğumuzda başımı omzuna yasladım.

"Eee," dedim. "Napacağız?" Bugün içimde çok ayrı bir neşe vardı. Sebebi bilinmezdi.

"Eda," dedi bir şeyleri hatırlatmak ister gibi. "Senin bana lahmacun sözün var biliyorsun demi?"

Şasırmış gibi yaptığımda kollarımı boynuna sardım. "Allah Allah onu kim söyledi," dedim yüzümü boynuna saklarken.

Kısık sesiyle güldüğünü duyduğumda eli bel boşluğumu buldu. Ve hafifçe kucağına çıktım.

Başım göğsündeyken biraz zaman sonra bilincim yavaş yavaş kapandı, bedenim uykuya teslim oldu.







DOLANDIRICI | TEXTİNGHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin