10 🤲

88 8 5
                                    

Üc günlük dünya, mahvetsem de fark etmez.

_____________________

Derince nefes alarak yanımdaki bedene döndüm.

Ne gülmemi bastırabiliyordum ne de yanımda sürekli bir şeylere laf atan Chan'ı susturabiliyordum.

"Ders çalışmaya çalışıyorum! "

Chan gülerek omuz silkti.

"Ama ne yapayım, Diş fırçasına falan benziyor. "

Ellerini kaldırıp alaycıl bi şekilde göz devirmesi ile kendime hakim olamayacagimi anlayarak hızla oturduğum yerden kalkmış ve bulunduğumuz yeri terk etmiştim.

Artık insanlar sürekli bize bakıp ofluyordu çünkü. Şahsen Başkası yapsa da ben de oflardim.

Kendimi bir önceki bölümün aksine oldukça sesli ve kalabalık olan yere attığımda ellerimi belime koyarak nefeslenmeye başladım. Ben daha sakinlesemeden Chan da arkamdan çıkmıştı. Yüzünü görmem ile biraz önceki tüm çabalarım boşa giderek kahkahama engel olamamistim.

İkimiz de karşılıklı birbirimize bakıp bakıp gülüyorduk. Çok tuhaftı.

Yüzüm kıpkırmızı olup da tekrar nefessiz kalmaya başlayınca yaslandığım duvarda kayarak yere çöktüm. Bi yandan elimle kendime hava yaparken diğer yandan da siritmamı bastırmaya çalışıyordum.

"Seninle kütüphaneye gelmek hataydı."

Kafamı iki yana sallayarak konuştuğumda Chan da yanıma oturmuştu.

"Ama Seungmin ya! "

"Ayrıca, insanların görünüşleri ile dalga geçmek hoş değil. Çocuk kim bilir kaç saattir ders çalışıyordu. "

"Biraz önce kahkaha atarken böyle dusunmuyordun ama! Ve biz elinde olmayan bir şeyle dalga geçmedik ki. Sen de saatlerce ders çalışıyorsun ama hiç saçlarının o şekilde olduğunu görmedim. "

Chan'ın tekrardan omuz silkmesi ile ben de tekrardan gülmüştüm.

"Of Chan! Sözde ders calisacaktik."

"Buna cidden inandın mı? En nefret ettiğim şey ders çalışmak olabilir. "

Gözlerimi devirerek yüzüme gelen saçlarımı geriye doğru attım.

"Beni kütüphaneye, ders çalışmaya sen davet ettin. "

"İyi de güzelim buluşalım diyorum ders çalışmam lazım dün buluştuk ya diyorsun. "

"Çünkü öyle oluyor. Sınava kaç ay kaldı şurada. "

Chan iyice yanıma yanaşarak biraz önce daha çok dağıttığım saçlarımı düzeltti.

"Çok kafana takıyosun bu üniversite işini. Biraz kendini bırak. Bi daha ne zaman bu yaşta olacaksın? "

Belki o da kendince haklıydı ama biliyordum ki şu an feda edeceğim bir senenin ekmeğini sonrasında yıllarca yiyecektim.

Senenin başında motivasyonum bu yöndeydi ama gittikçe vazgeçiyordum. Bi daha ne zaman 19 yaşında olacaktım?

"Haklısın."

Chan ellerini birbirine çarparak oturduğu yerden kalkti.

"Hadi o zaman yemek yemeye gidelim. Ordan da belki sinemaya geçeriz? Yanımda cok fazla trigonometri falan çözdün, gördüklerimi unutmam lazım. "

Başını iki yana sallayarak heyecanlı heyecanlı konuşmuş ardından elini bana uzatmıştı. Onun bu haline ben de gülmüş ve elini tutmuştum.

"Unut unut. Belki sınavda 2 3 soru yapardın. Ne gerek? "

Yok Muydu Vaktin Bana?|| Chanmin Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin