793 50 144
                                    

;)

"Daha erken gelseydin durmak zorunda olmazdık Jaeyun. Akşama kadar sabret. Bu sefer durmayacağım."

Hâlâ söyledikleri zihnimde yankılanırken zorla kucağından kalkmış kafamı sallamıştım, akşam olmasını beklemek eziyetten başka bir şey olmayacaktı benim için. Kendisi için de geçerliydi bu, bırakmak istemiyordu ama beş dakika sonra ders başlayacaktı. Mecburen durmuştu ki altımda hissettiğim büyüklüğüyle zor durumda olan kesinlikle kendisiydi.

Biraz geç gelecek gibiydi derse.

Odadan çıkıp merdivenlerden inerek bizim kata girmiştim. Önce lavaboya gitsem iyi olurdu yüzümü yıkamalıydım. Fazla sıcak olmuştu.

Koridorun sonundaki lavaboya girip aynada dağılmış görüntüme bakıp yüzüme su çarpmıştım. Dudaklarım biraz şişmişti ama yapabileceğim bir şey yoktu. Hastayım bahanesiyle idare edebilirdim. Gerçi dün profesör beni odasına çağırdıktan sonra bir daha derse girmeyince fazla dikkat çekmiştim bunun da farkındaydım. Ne diyeceğimi bilmiyordum. Belki de ateşim olduğu için bayıldığımı söylemeliydim...

Kimsenin buna inanacağına inanmıyordum, ne söylemeliydim? Doğaçlama gidecektim çünkü şuan vaktim yoktu. Birazdan zil çalacaktı.
Hızla tuvaletten çıkıp sınıfa yürümüş içeri girmiştim. Birkaç göz bana dönmüşken diken üstünde gibi hissetmiştim. Kendi sırama çıkarken Riki yine benim sıramdaydı.

Sanırım sorularından kaçamayacaktım.
"Günaydın." diyerek gülümsemiş yanına oturmuştum. Tam cevap vereceği sırada içeri giren fizikçiyle derin bir nefes almıştım. Kurtarmıştı beni.

"Günaydın sınıf." çantasını masasına bırakarak tam ortada durmuş sınıfa göz gezdirmişti. Gözlerimiz saniyelik birbirini bulsa da hemen çekmişti gözlerini. "Üç gününüz kaldı, hazırsınızdır umarım." açıkçası büyük bir kısmı bitmişti dört grup kalmıştı konuları benimsemediğim.

Aşağılardan söz olan bir çocuk, "Hazır olacağız." diye belirtmişti. Haklıydı üstesinden gelecektim. Duyduğu cevaptan memnun olmuş gibi kafasını sallamıştı.

"Ha bir de arkadaşınız gibi söz almadan konuşursanız üç gün boyunca yok yazılırsınız. Uyarmadınız demeyin sonra." üç gün yok yazılma umarım beni şu durumdan kurtarmak içindir yoksa üç gün boyunca dudaklarımı kendisine yasaklamayı düşünebilirdim. Yine de beni bu durumdan kurtardığı için üç günü ikiye düşürebilirdim.

Sınıftan ses çıkmayınca memnuniyetle gülümsemiş tahtaya dönüp derse başlamıştı.

Arada bana dönüp birkaç saniye bakıyor geri derse devam ediyordu.bu şekilde ders geçmiş son beş dakika da, "Yazmaya başlayın." demiş ellerini cebine koyup yürümeye başlamıştı. İlk sağ taraftaki merdivenlere çıkıp inerken benim olduğum taraftaki merdivenlere gelmiş merdivenleri çıkmıştı herkes tahtaya odaklanmışken kısaca etrafına bakınmış göz kırpmıştı.

Yanımdan geçerken de elini cebinden çıkarırken masanın ucunda duran elime değdirmiş sonrasında yukarı çıkıp aşağı inmişti.

Birkaç ders bu şekilde geçmiş matematikçi Hong Jisoo'nun dersindeydik. Birkaç gün de matematiği bana sevdirmişti. Gerçekten iyi anlatıyordu ki adam yaşına göre çok genç gözüküyordu. Bunun yanında yakışıklı bir adamdı.

"Sınırlı bir kümenin supremumu veya infimumu kümeye ait değilse, kümenin bir yığılma noktasıdır." diyerek bize dönmüştü, "Bugünlük burada bırakalım yarın diğer konuya geçeceğiz. Dersler nasıl gidiyor?" masasına oturmuş bize dönmüştü. Açıkçası fizikçi yüzünden sınıf profesörlerle konuşmaktan kaçınıyorlardı. Bu yüzdende hocanın bizimle sohbet etmesi garip gelmişti.
Aşağılardan bir çocuk, "Yorucu hocam, ilk haftadan proje aldık. Biraz zor geçiyor bu hafta." birkaç kişinin onlaylarcasına konuşması üzerine profesör gülümsemişti.

𝗣𝗵𝘆𝘀𝗶𝗰𝗶𝘀𝘁 | 𝗛𝗲𝗲𝗷𝗮𝗸𝗲 ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin