477 51 104
                                    

Uyku ve uyanıklık arasında ince bir çizgi de gelip gidiyordum, acıdan uyuyamıyordum ama uykum vardı. Ayriyeten üzerine arabanın sallanması beni uykumdan daha fazla alıkoyuyordu.

"Kapa gözlerini." arabayı kullanan her kimse sesi kulağıma o kadar uzak ve buğulu geliyordu ki bir süre ne dediğini algılamaya çalışmıştım.

Başım ciddi anlamda patlayacakmış gibi bir acı vardı. Bununla beraber baş dönmelerimde vardı ve bu sanki gerçekliği yitirmeme sebep oluyordu. Kulaklarım zor duyuyor, gözlerim açılmıyordu.

Her ne kadar konuşmaya ve gözlerimi açmaya çalışsam da olmuyordu. Aksine gözlerim daha çok kararıyor kulaklarım duyusunu yitiriyordu.

"Neyi var?" kulaklarımda yankılanan sesle yüzümü buruşturup ellerimi kulaklarıma kapamıştım. Sanki ses yanımda değil zihnimdeydi. Zihnimde yankılanıyor ve bir bıçak gibi zihnime saplanıyordu.

Patlayacak gibiydi, - koru - ellerim benden bağımsız kulaklarımı sıkıca kapamıştı. - Acı - dudaklarımın arasından çıkan çığlıkla iki büklüm olmuştum.

"Getir." acıya ve kapalı kulaklarıma rağmen zihnimde ses bulan o adamın sesiyle bedenimi tarif edemediğim bir korku kaplamıştı.

"Neredeydi?" bedenime değen elle geri çekilmiş kendimi korumaya almıştım. Tekrardan tenime değen elle tanıdık bir his zihnimde canlanırken acıyla çığlık atmıştım.

Buna rağmen beni kolları arasına alıp arabadan çıkarmış ve yürümeye başlamıştı. Kolları arasında acım artıyor, kalbim sıkışıyordu. Sanki kolları dikendi bedenime saplanıyordu.

"Aynı yerdeydi." ellerimin ve bedenimin kaskatı kesilmesi üzerine aynı acıyla kolları arasında kıvranmıştım. Kollarım hareket edebilse ilk yapacağım ağzını kapatmak olacaktı çünkü sesi bedenime acı veriyordu.

"Ne yapacaksın?" zar zor duyduğum sesle bilincimi kaybetmek üzereydim.
Hem ne yapacaksın da ne demekti? Tanrı aşkına neredeydim ve ne oluyordu?!

"Başka bir seçeneğimiz kalmadı."
____________________

Kapalı gözlerimin ardından hissettiğim ışıkla ellerimi gözlerime siper etmiş, ışığı engellemiştim. Bu da etki etmemiş olduğum yerden sinirle kalkmıştım. Tabii bununla beraber bedenime saplanan tarifsiz acıyla inlemiştim. Bununla beraber bir bir aklıma dolan görüntülerle olduğum yerde kalmıştım.

Endişeyle etrafıma bakınıp odamda olduğumu anlamıştım. Beni şaşırtan şey eve nasıl geldiğimdi çünkü beni okuldan o halde çıkarabilmesi zordu.

"Jong!" yüksek çıkan sesim başıma ince ve keskin bir ağrı saplamıştı.

"Başka bir seçeneğimiz kalmadı."

Kulağımda çınlayan sesle kafamı dizlerime gömmüş, kulaklarımı kapamıştım. Siktir ne oluyordu? Bu ses neydi?!

"Jaeyun." resmen zihnimde yankılanan sesle acıyla bağırmıştım. "Aç gözlerini!"
Gözlerim zaten açık değil miydi?

"Jaeyun, aç şu gözlerini!" bir kez daha acıyla çığlık atmıştım. "Kaçma!"

Korku dolu nefeslerle gözlerimi açmış, tavanla göz göze gelmiştim. Az önce gördüklerim neydi, Tanrı aşkına ne oluyordu?

"Uyanabilmiş, uyuyan güzelimiz." Jongseong'un sesi kulaklarıma dolarken rahat bir nefes almıştım. Yatağımın karşısındaki koltukta oturmuş beni izliyordu. Hepsi rüyaydı.

𝗣𝗵𝘆𝘀𝗶𝗰𝗶𝘀𝘁 | 𝗛𝗲𝗲𝗷𝗮𝗸𝗲 ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin