18.hatırlamak!!

814 33 18
                                    

Bölümü biraz geriye almak istedim de :) 

Rüzgarın estirdiği bizsiz yollara lanet diyelim mi içerken kadehleri??

Sabaha karşı kapının sesiyle uyandım. Geceden kalan kasvet yalnızca anılarımı gasp edebilmişti. Gün muhteşem bir gündü.

Kalktım ve Serdar'ın gelmiş olmasını ümit ederek kapıyı kafamı kaşıyarak açtım. Bu Serdar değildi. Yada karşımdakine benzemek için estetik yapmıştı....

Mal mıyım ben bu tabi ki Serdar değildi...

''burada olduğunu başından beri biliyordum ve beni dinlemeyeceğini de biliyordum. Daha önce pek çok kez gelmiş olsam da burnunun ucuna, o gece kaybolan adamlığım gibi yokluğunla cesaretimi de yitirmiştim. Üzgünüm...'' hala çok yakışıklıydı aman Allah'ım bir insan bu kadar mı değişmez. O an kendimden utandım.

Gözümün altındaki koyu morluklar ve suratımdaki sert çizgiler hayatın beni ezdiğinin kanıtıydı ama Efkar? Efkar adeta küllerinden doğan bir zümrüdü Anka idi... bunun başka bir açıklaması olamazdı....

''sana büyük bir özür borçluyum. Bu kadar geciktiğim için... ama o gece yaptıklarım için basit bir özür, yerle bir olan, viran hayallerimizi tekrar bizim umutlarımız yapamayacak.. ayrıca balo gecesi olanlar için de üzgünüm. O adama haddini gereken biçimde yani aslında layık olduğu gibi cehennemdeymişçesine yaşatacağım.''

Konuşmak için ağzımı açtığımda eliyle susmamı işaret etti ve tıpkı kendi eviymişçesine kanepeye yayıldı.

''tabii otursana.'' Elimle nezaket gösterisinde kullanılan hareketi yaptım.

''beni dinlemesen de haklısın diyecek sözüm yok. Kelimelerin esiri bir beyin ne kadar iyi anlatırsa durumu ben de bunu yapacağım işte...''

Amacım onu dinlemek değil ona susayan özlemimi dindirmekti. 'seni seviyorum' demek istiyordum ama ne değişecekti ki?? Yalnızca boş bir defter karalanır. Bizim karalanacak mecalimiz var mı ki???

''hala çok güzelsin... hatta çoğu zaman kabuslarımı süsleyen Asmin bile yalnız hayallerimin ulaşabildiği Asminmiş. Sen bambaşka bir dünyanın en nadide çiçeğisin... seni bu yüzden unutamıyorum ya... ama tadını çıkar bunlar benden duyacağın son güzel sözler...'' ve göz kırptı.

Aslında son dediğine kadar gururum gayet iyi okşanıyordu. Devam etmek var iken neden böyle bir yol seçmişti ki??

''ve konu benim kabuslarımdaki sen değilsin. Senin kabuslarındaki şeytan!
ben kim olduğunu buldum..''

Bir saniye bile düşünmeden yerimden fırladım. Bana tuhaf olduğumun resmiymiş gibi bakan gözlerinde bir kez daha istedim ölebilmeyi...

''kim??''

''Seni çağıran Dj'in kardeşi...''

''nasıl yani?''

''basit bir öğrenci sadece zevk uğruna yaptığını söyledi. Bak üzgünüm ama olayın hakikati bu.''

İyi de bu olamaz ki! Her yerde ün salmış mafya mask aslında bezinden yeni kurtulmuş sayılabilecek basit bir üniversiteli miydi? Sanırım bu da Mask'ın oyunuydu.

''hayır!!!''

''ne?'' onu şaşırtmıştım.

''o- onu rahat bırakacaksın... ona dokunmayacaksın.''

''bak Asmin şu an ona bebeğinin babası gözüyle bakıyor olabilirsin ama onu asla rahat bırakmayacağım.''

''bi dinle ya!!! O değil dedim sana. Anla işte o değil.. değiiil. Kandırıyor o değiiil.'' Artık sesim hıçkırıklara karışmıştı. Lanet adam....

IssızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin