6. hayatımın sonu

3.1K 80 9
                                    

   Duru ve ben gülmeyi unutmuş, aynı yolun yolcusu insanlardık. kimin suratına baksak utanıyorduk. yapmamamız gereken birşey yaptık ve bunu hayatlarımızın geri klanlarıyla ödedik.

partiye hazırlanıyorduk. birkaç gün önce bayılarak aldığım kenar mahalle elbisesine baktım. üzerime tuttum. artık o bile beni iğrendiriyordu...

kendi evime yanlızca bir kere gitmiştim. o da elbisemi ve eşyalarımı almak içindi. annem zaten çalışıyordu. bana ve koca göbekli ayyaşına bakmak için. dolayısıyla bende bir karar aldım. o adamın iğrenç suratını daha fazla görmeyecektim. ani bir kararla bavulumu doldurdum. anneme bir not bıraktım.

''anneciğim, herşeyim...
seni çok seviyorum. senin de beni sevdiğinin farkındayım. 
birkaç günlüğüne Duru'da kalacağım. beni merak etme...
                                           -Asmin.

ve evet uzun süreli berbat yolculuğum burda başlıyordu.
Duru da annesine böyle bir not bırakmıştı. biz çok iyi arkadaştık, bu yüzden böyle şeylerimizi yadırgamıyorlardı... işin aslı ikimiz de birbirimizde kalmayacaktık.

biz Duru'nun ailesine göre çok fakir bir aileydik. bu nedenle Duru'ların boş evlerinden birine gittik. birkaç gün burada kalacaktık. bu ikimizin de ortak aldığı bir karardı.
...
ve şimdi mavi elbisemi aynanın karşısında üzerime tutuyordum. o bile eski Asmin'i çağrıştırıyordu. OROSPU olmayanı...

elbiseyi, odanın içindeki çöp kutusuna attım ve bavuldan dar kot pantalon aldım. beyaz bir badi giydim ve bara gittiğim zaman geldi aklıma. hemen beyaz badiyi çıkardım ve sihay göbeği açık bir tişört giydim. Duru kapıyı tıklatıp içeri girdiğinde ikimizin de aynı düşüncelere sahip olduğumuzu farkettim. o da siyah giymişti.
''bizim beyazı kirletmeye hakkımız yok Asmin. beyaz bana hiçliğimi anlatıyor.'' o benden de üzgündü, çünkü Tuna onu bir kere bile aramamıştı. 

ben ise ne zaman elime telefon alsam Efkar'dan gelen aramaları görüyordum. acaba beni gerçekten seviyor muydu?...

balonun yapılacağı saate az bir vakit kalmıştı. Efkar için gidiyordum baloya. onunla barışacaktım. onu seviyordum. hem bana değer veriyorsa benimle evlenedebilirdi. Duru'nun spor arabasına atladık. ben motoruma binmek istemedim. motorum kırmızıydı ve bana kötü şeyler hatırlatıyordu.

Duruyla beraber gayet havalı bir şekilde içeri girdik. bir bizim üzerimize bir de diğerlerinin üzerlerine bakıyordum. mavi elbisemi giysem bile onlara yaklaşamazdım. popülerlik sadeliktir zaten...

efkar kulaklıklı kasetlerle oynayan tuhaf adamın (Dj)  yanında durup saatine bakıyordu. benim gelmemi bekliyordu. bende ona doğru ilerlemeye başladım. ama garsonlardan birine çarptım ve ortalığı mahvettim. bir anda kafamı kaldırdım ve efkar'ın orada olmadığını farkettim. arkamdan bir kol beni tuttu. bu o Dj. 

''Efkar seni binanın arkasındaki bölümde bekliyor.'' hiç durmadan koşmaya başladım. sanırım herşey bizim için güzel olacaktı. herşey...

''Efkaaaar!!! efkaaar!!!'' baya yüksek sesle bağırıyordum. ''hadi çıksana ortaya seni sersem.''
birisi ağzıma bir mendil tuttu.''sana çilek olmaz demedim mi?'' o an herşeyin bittiğini anlamıştım. herşey bitmişti. ben bitmiştim. aşkımız bitmişti. umutlarım tükenmişti. hepsi lanet sapığım yüzündendi. beni yere yatırmıştı. üzerimi soyuyordu. bende yerden bir taş almaya çalıştım. ama çok ağırdı.

sadece ağlayabiliyordum. oysa maskesini çıkartmak için çıldırıyordum. ''yapma dur yalvarırım.''

o ise beni dinlemiyor. üzerimi soymaya devam ediyordu. acaba beni duymuş muydu? elimden gelen en iyi sessiz çığlıktı oysa...

o an efka'ın yanında olmak için ölürdüm. gerçi değişen birşey yoktu. tecavüzcüm işini bitirdikten sonra zaten ölecektim. ya o öldürecekti. ya ben ölecektim.

artık anadan doğmaydım. bedenim bana ihanet etmeseydi de o adamı öldürebilseydim. yada en azından şerefsizin yüzünü görseydim. 

doğumdan ölüme kadar herşey gözümün önünden geçti. en az bir saattir bana o pis elleriyle dokunuyordu. ve evet şimdi cebinden bir bıçak çıkarttı. ''seninle işim bitti çilek kız...''

ölürken duyucağım son söz bu olmamalıydı. seni seviyorum gitme niğdaları olmalıydı... ve bana bunları ilkim yani efkar söylemeliydi. düz tuttuğu bıçağı saplamak için ters çevirdiama Duru bağıra bağıra yanıma geliyordu.o da korktu ve bıçağı rastgele sapladı. bıçak göğsümü teğet geçmişti. buna rapmen canım acımıştı.

acıyan yüreğimden daha çok olamazdı acısı... ben başladığım oyunu kaybetmiştim. hayata yine yenilmiştim. hiç mi kazanamayacaktım. hayır....

duru hemen kıyafetlerimi giymeme yardım etti. ''polise gitmeliyiz. bu onun yanına kalmamalı.'' ağlıyordu.. bende... konuşamadığım için hayır dercesine kafamı salladım. bir anda geri çekildi Duru. 
''sen kafayı yemiş olmalısın. güpegündüz tecavüze uğruyosun ama polise gitmek istemiyorsun.'' hala hayır dercesine kafa sallıyordum. ''a--aaa-nem öğrenirse kalpten -g-g-ggider.'' evet kekelemek bende tecavüzün bıraktığı bir etkiydi. bunun yanı sıra panik atak ta tabii. insan görünce korkuyordum artık ve çığlık atmaya başlıyordum. Ama duru farklıydı. efkar da. 

...
''ko-ko-korkuyorum d-duru.'' 
''korkma eve gidince herşeyden arınıcaksın. birdaha kimse sana dokunamayacak. buna izin vermem. asla.!!''

artık efkar ve ben de olamazdık. mahvolurdum anasını satiyım. önüne gelene yama oldum. bittiim.
yine de efkar benden vazgeçmemişti. nasıl bilmiyorum. gittiğim her evi buluyordu. iki gündür kapımda nöbet tutuyordu. onunla yattığım için hala ergen atarlarında olduğumu falan sanıyordu heralde.
''Asmin bunu neden yapıyosun. bana acı çektirmek hoşuna mı gidiyor.'' o an bu sözü duyduğum iyi oldu. insanlara daha fazla acı çektiremezdim ki ben.
''ku-kurtulacaksın-nnız  b-benden.'' evet kurtulacaklardı benden. artık kimsenin ayağına bağ olmayacaktım. annem de üzülmeyecekti. kimse üzülmeyecekti. efkar da...

duru'nun kaldığı odaya gittim. onlar Tunayla barışmışlardı. evde değildi. çekmeceyi açtım. ilaç kutusuna yöneldim. efkar bağırıyordu, ağlıyordu, ağlıyordukkk... ''ne diyosun sen. yapmağğ!!'' kapı kırılcak gibiydi. dediği hiçbirşeye cevap vermiyordum. ''kapıyı kırıcam!! açççç!! sakın bir delilik yapma. benim yüzümden sana birşey olursa kendimi öldürürüm.'' ilaçların etkisiyle biraz kendimden geçmiştim. duvalara dokunarak kapıya koştum. ''efkar s-s-sorun s-sende d-de...''sanrım bayılmış olmalıyım. pat diye bir sesle tekrar irkildim. gözlerimi araladım. kendimden geçmeden önce gördüğüm son şey efkarın ağlamaktan kızarmış gözüydü...


HAYATINA GİRDİĞİM HERKESİN DÜNYASINI MAHVEDİYORDUM. KİMSE BUNU HAK ETMİYORDU...

BEN KENDİMİ, GEÇMİŞİMİ, GELECEĞİMİ KARANLIĞA GÖMDÜM. ÇÜNKÜ ÇOKTAN IŞIĞIMI KAYBETTİM...

IssızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin