ve yeni bölüm. biraz kısa ama etkili bir bölüm, emin olun 😉 keyifli okumalar diliyorum. oy vermeyi ve yorum yapmayı unutmayın lütfennn ❤
💔
Gözlerimi araladığımda halsiz hissediyordum. Kolumu kaldıracak halim yoktu sanki. Ama düne göre daha iyiydim. Yalın'ın gidişi gözlerimin önüne gelince olmayan enerjimin de vücudumdan çekildiğini hissettim. Beni yanlış anlamıştı. Tabii ki ben de onu kıskanıyordum ama onun hayatına nasıl karışabilirdim ki? Böyle bir bencilliği ona nasıl yapabilirdim?
Dün benim için o kadar çabaladıktan sonra o halde buradan ayrılması hiç içime sinmemişti. Onunla konuşmak için beklemiştim ama gelmemişti. Ki gelmemesi gayet doğaldı. Ateş'i kontrol ettikten sonra onu aramalıydım. Onunla konuşmam lazımdı.
Kendime bir amaç edinmenin verdiği gayretle yatakta doğruldum ve onu gördüm, Yalın'ı. Yatağın sol tarafına koyduğu sandalyede rahatsız bir pozisyonda uyuyordu. Komodinin üzerinde gördüğüm su kasesi ve bezle elimi alnıma götürdüm. Ateşim yoktu. Gece ateşim mi çıkmıştı? Uyumadan önce ne su ne de Yalın vardı. Ve ben hiçbir şey hatırlamıyordum.
Geri gelmişti...
Ne kadar kırıldığını biliyordum. Buna rağmen geri gelmesi... İçimde biraz önce varlığından haberdar olmadığım bir sıcaklık baş gösterdi. Tüm gece başımda beklemişti bir de... İçeride bile uyumamıştı. Dudaklarım benden bağımsız kıvrıldı. Üzerini bile değiştirmemişti. Dün eve uğradığında üzerinde olan siyah keten pantolonu ve gri, kollarını kıvırdığı gömleği vardı. Gözlüğü komodinin üzerindeydi. Kollarını göğsünde birleştirmiş, kafası omzuna düşmüştü. Çok rahatsız olmalıydı. Onu izlemeyi bırakıp ayağa kalktım.
Yanına gidip "Yalın," diye seslendim. Korkutmamak için sessiz söylemiştim aslında ama hemen gözlerini açmıştı. Başını kaldırdığı an acıyla inleyip "Ah!" dedi ve elini boynuna götürdü.
Bakışları beni bulduğunda "Asya?" deyip ayağa kalktı. Sesini çıkarmadığı halde diğer elini de beline götürmesiyle belinin de tutulduğunu anladım. "Ne zaman uyandın?"
"Şimdi uyandım. Geldiğini duymamışım."
"Evet, geç geldim. Geldiğimde uyuyordun."
Akşamki konuşma aklına gelmiş olacak ki sıkıntıyla gözlerini kaçırdı. "Neden burada uyudun? En azından içeride uyusaydın. Çok rahatsız görünüyordun."
"Gece bir iki defa ateşin yükseldi. Yine yükselirse fark etmem diye içeriye gitmedim. Aslında uyumuyordum da ama dalmış olmalıyım. Sen nasıl oldun?"
"Düne göre daha iyiyim, çok teşekkür ederim. Her şey için."
Yalın bir şey söylemek yerine önemli değil dercesine omzunu silkti. "Bugün doktora gidelim seninle. Bir gösterelim, neyin varmış. Olmayacak böyle."
"Gerek yok gerçekten, düne göre daha iyiyim zaten. Hastaneler hakkında ne düşündüğümü biliyorsun."
Yalın başını sallayıp "Ölecek gibi değilsen, hastaneye gitmezsin biliyorum ama bence bir görünmelisin. Yine de sen bilirsin, daha iyiyim diyorsan." dediğinde uzanıp komodinin üzerindeki gözlüğünü aldı ve taktı.
"Öyle diyorum. Kahvaltıdan sonra bir ateş düşürücü daha atarsam hiçbir şeyim kalmayacak. Gün içinde de bitki çayı, meyve falan depolarım, merak etme."
"Tamam o zaman ben kahvaltıyı hazırlayayım."
Yalın odadan çıkacakken kolundan tutup "Hayır, lütfen ben iyiyim. Sen biraz yatağa yat, ben kahvaltıyı hazırlarım. Tüm geceyi o sandalyenin tepesinde geçirdiğini düşündükçe kendimi kötü hissediyorum. Sonra birlikte yeriz." dedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Boşansak da Beraberiz! (Tamamlandı)
General FictionAdliyenin bahçesinde Yalın'la birbirimize sudan çıkmış balık misali baktık. Bitmişti. Resmen boşanmıştık. "Bitti." Yalın gerçeği benden önce dile getirirken kafamı onaylarcasına salladım. Hâlâ gerçekmiş gibi gelmiyordu. "Evet. Garip hissediyorum."...