A Peter Pan Story - 4.BÖLÜM

62 4 0
                                    

Evet. Hala okuyucu olmaması normal mi bilmiyorum ama inş yakında olur. Yani ben de hikayeleri okurken üç bölümü olan hikayeler bakmıyorum daha çok fazla bölümü olan hikayelere bakıp okuyorum. Elimden geldiğince fazla yazmaya çalışıyorum ve sizden de istediğim vote ve yorum. Teşeke bb. Bu arada media'daki Louisa, onun fotoğrafını paylaşmadığımı farkettim.
* * * * * * * * * *
Miller'dan.

O gece nedense hep Louisa'dan düşündüm. Bilmiyorum. Çok güzel bir kız ve boyu çok kısa. Ya da ben çok uzunum.asdf Ciddi olamıyorum. Sarı kısa saçları ve o güzel gözleriyl- tamam bu da olmuyor. Sıkıntıdan patlamamak için Brandon'ın yanına gittim. Odasının kapısını sessizliğe hiç benzemeyen bir şekilde açtım ve koca yatağında yanına uzandım. Uyumadığını biliyordum çünkü o Brandon'dı. O Uyumazdı. Yine de beni takmaya devam ederek tavanı izlemeye devam etti. Sonunda konuşmaya başladım.

"Neden saçma bir şekilde sıkılıyorum. Ben yegane dünyada sıkılmadan oturmayı başaran tek insanım."dedim. 

"Aşık oluyorsun."

"Ne?!"

"Lily'ye. Ona aşık oluyorsun."dedi. Lily?

"Dostum Lily de kim? Tanrım Louisa mı? Hayır!" 

"Her ne boksa işte. Inanabiliyor musun bana EMO dedi."

"Brand, öylesin."diyerek gülmeye başladım ama suratıma koca bir kol yedikten sonra sustum. 

"Tatlı kız."

"Öyle."

"Dostum Louisa'dan bahsetmiyorum."dedi. "Kate Upton'dan bahsediyorum. Onun çok güzel gö-" 

"Tanrım! Brandon devamını duymak istemiyorum!" Devam ederse kusardım. Bir kere olmuştu. Tam olarak üzerine kusmuştum. Bana Kate Upton'un göğüslerinden bahsetmesinden nefret ediyordum.

"Gö.. Gözleri. Gözleri diyecektim. Başka ne diyebilirim ki. Değil mi? Hı hı hı. Neyse iyi geceler."dedi ve kıçını dönüp uyumaya başladı. Ben de Brandon'dan  sıkıldığım için odadan çıktım. Daha sonra Maggie'nin odasına aynı şekilde daldım. Yüz üstü Hello Kitty'li pijamalarıyla uyuyordu. Yanına sert bir şekilde atlayınca homurdandı. 

"Her gece bunu yapıp beni servet değerindeki uykumdan uyandırmandan nefret ediyorum. Siktir git Miller."dedi ve uyumaya devam etti. Ben de inatla yapışıp sarılmaya başladım.

"Ah tatlım, beni bu kadar sevmen ne kadar onur verici."dedim ve iyice sıktım. 

"Siktir git. Senden nefret ediyorum." 

"Ben de seni seviyorum bebeğim."dedim ve ikimizde güldük. 

"Ah! Miller çok sıcak yapışmayı kes!"diyerek kızdı. Sonunda onu bırakıp yeniden tavanı izlemeye başladım. "Onu sevdim."dedi.

"Kimi?"

"Louisa, şirin biri. Ileride bizden biri olabilir."

"Bizden biri mi? Neyimiz farklı bizim?"dedim. 

"Her gece ejderha sidiği ve tek boynuzlu at sümüğü içmeden duramıyoruz. Miller manyak mısın? Bizim gruptan biri olabilir demek istedim." diyerek güldü.

"Tamam. Belki, ama onu da delirtmek yok. Yani grubumuzun annesi veya tek kafası sağlam insan olmasını istiyorum."dedim.

"Grubumuza girdiği anda delireceğini biliyorsun değil mi?"

 "Evet, evet biliyorum."dedim. Grubumuz dediğim Youtube videolarından bahsediyordum. Ben, Brand, Maggie, Katy, Jonathan. Ve şimdi de Louisa.  Bilmiyorum güzel olabilirdi.  

"Yarın sorarım. Bu arada siz okula ne zaman gelmeye başlayacaksınız?"

 "Bilmiyorum, yarın gelirim belki. Ama yarın okula gelebilmem için uyumam gerekiyor ve sen bana engel oluyorsun Millie."

"Bana Millie demeye devam edersen seni uyutmamaya devam edeceğim."dedim. Kıkırdadı ve koluyla kafama vurdu. "Sizin sorununuz ne?! İkinizden de teker teker dayak yemek zorunda mıyım?!"diye bağırınca sıçradı. Sonra diğer odadan bağırma sesi geldi.

 "EVET ZORUNDASIN MİLLİE!!"diye bağırdı Brandon. Maggie de bana bakıp 'evet zorundasın Millie' bakışı attı. 

 "Her neyse, şimdi odamdan defol git çünkü uyuyacağım."dedi Maggie.

"İyi geceler Mags."

*****

  Sabah kalktığımda içeriden saçma bir yumurta kokusu geliyordu. Bekle. BENİM EVİMDE! YEMEK KOKUSU!! Hemen odamdan çıktım ve aşağıya mutfağa indim. Mutfağa girmemle tavada yumurta yapan bir Brandon gördüm. 

"OHA. BRANDON JACKSON SEN YUMURTA MI YAPIYORSUN?!?!?!?!"

"Bağırmana gerek yoktu Miller. Ve evet yapıyorum. Her sabah yaptığım gibi."dedi. Anlamaz bir şekilde baktım. O da kafasıyla duvardaki saati gösterdi. Saate baktım ve tekrar odama koşmaya başladım. 

"UYANDIRABİLİRDİNİZ GERİZEKALILAR! LANET OLSUN GEÇ KALDIM!" Evet okula geç kaldım. Aman tanrım saat 1'di ve ben geç kalmıştım. Lanet Maggie'de sabah beni uyandırmadan gitmişti. Hemen giyinip aşağıya indim. Botlarımı ayağıma geçirip dışarı çıktım ve okula koşmaya başladım. 10 dakika sonra okulun kapısından girip sınıfa gittim. Kapıyı çalmaya başlayıp içeri girdim ve sırama yerleştim. Sınıfa bakınca... Siktir ders beden! Sınıfta kimsenin olmaması da bunu açıklıyordu. Spor salonuna koşup içeri daldım. Sabah evden hızla çıktığım için de beden kıyafetlerimi almamıştım. Ve yine lanet botlarımı giymiştim. Sonra arkamdan bir çığlık geldi.

"JASON!! NERELERDESİN? TÜM DERS SENİN KIÇINI KALDIRMANI BEKLEYEMEYİZ!"

"Ç-Çok özür dilerim Koç. Sabah uyanamadım v-ve kuzenim u-uyandırmad-"

"BENİ İLGİLENDİRMEZ MİLLER, GİT VE TÜM DERSİ SOYUNMA ODASINDA GEÇİR!!" Sanki arkadan gerilim müziği çalmıştı. Herkes bana korkak bakışlarla bakıyordu. Louisa'yı gördüm. Bana ürkek ürkek bakıyordu. Sonunda ağzını oynatarak sanırım 'geleceğim' dedi. Yani ben öyle anladım. Botlarımı sürerek bodrum kata indim. Umarım ışıklar yanıyordur diye düşünüp ışıkların lambasına bastım. Ve Tabi ki çalışmıyordu. Lanet girsin şansıma. Soyunma odasında birileri var mı diye kolaçan etmeye karar verdim. Her taraf karanlık olduğu için biraz zorlandım tabi. Sonunda kabinlerin olduğu koridora geldim ve yavaş yavaş yürümeye başladım. Bir anda durmak zorunda kaldım çünkü bir ıslık sesi duydum. Tamam korkmazdım ama şu an korkuyordum. İleride bir gölge belirdi. Sakin kalmak ve cesur davranmak için gölgenin yaklaşmasına izin vermeden ben yaklaştım. Sonunda karşımda boyumun iki katı kadar büyüklüğünde yaratık görünce çığlık atmadan duramadım tabi. En son kendimi çığlık atarken hatırlıyordum...

*****

  Yavaş yavaş gözlerimi araladığımda evde olduğumun farkına vardım. Ne olmuştu veya neden buradaydım? Homurdandım. Gözlerimi hafifçe yukarı kaldırdım ve tepemde gülen bir Louisa gördüm. Koltukta doğruldum ve suratına bakmaya başladım. Daha çok gülmeye başlayınca bende iyice somurtmaya başladım.

"Ne var? Neden gülüyorsun?"dedim. Hiçbir şey demeden önümdeki sehpadaki Macbook'dan Youtube'u açtı ve bir şeyler yazdı. Videoya tıkladı ve izlemeye başladık. Bitince yaptığım tek şey tekrar çığlık atmak oldu. "SİZ NE YAPTIĞINIZI SANIYORSUNUZ?" ya da "BUNU NASIL YAPARSINIZ?" diyerek yarım saat geçirdik ve çıldırma sürem boyunca gülmeye devam ettiler. Bodrum katta her ne olduysa videomu çekmişler ve lanet Youtube'a atmışlardı. Ben çığlık attıktan sonra bayılmışım ve o önümdeki yaratık –Louisa ve Maggie üst üste çıkıp o yaratığı oluşturmuşlardı- kafasını çıkarmış ve oturup gülmeye başlamışlardı. Sonra Brandon beni omzuna atıp kameraya yaklaşarak 'Bu çocuk favorim' demişti. Ve en kötüsü de Brandon kendi hesabında paylaşmıştı. İki saat içinde 10 bin kişi izlemişti. "Brand siktim seni."diye fısıldayıp oturdum.

-----

bir bölüm daha bitti ve ben hala yazmaya devam ediyorum. neyse.

-naz

A Peter Pan StoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin