A Peter Pan Story - 5.BÖLÜM

43 4 0
                                    

 Ve 5. bölüm. 

------

    "Brand siktim seni."

Üçünü de karşıma oturtmuş azar çekiyordum. Ve hepsi de yavru kediler gibi sözümü dinliyordu.

"Size hala inanamıyorum. Brandon böyle bir şeyin ne kadar saçma olabileceğini hiç mi düşünmedin?"

"İlk olarak; fikir benim değildi. İkincisi; her video attığımda takipçinin arttığını biliyorsun değil mi?" Evet, öyle bir şey vardı. Brand video attığında benim takipçilerim artıyordu. Sadece bu yüzden Brand'i seviyordum. "Ayrıca bundan nefret etmeme rağmen video atmaya devam ediyorum bebeğim bana KIZAMAZSIN!" Sinirden olduğum yerde zıplayıp homurdandım."

Aman tanrım Miller, bir daha yap çok şirin oluyorsun."

"DALGAMIGEÇİYORSUNBENKIZIYORUMVESENBURADABOKGİBİBANAŞİRİNDİYORSUNLOUİSA!!!!!" Sanırım az evvel anırmıştım çünkü Louisa korkudan üst kata kaçmıştı. Her zaman Maggie'ye yaptığım gibi arkasından koşmaya başladım. Hangi odaya girdiğini bilmediğim için hepsini teker teker açmaya karar verdim. Kendi odamın kapısını açtım ve karşımda bir adet Peter Pan posterime bakan Louisa gördüm. Ağzının suyu akıyordu. Arkasına sessizce yaklaştım ve "LOUİSA!!!" diye çığlık attım.

Hiç tepki gelmedi. Sadece postere bakmaya devam etti. Ben de yavaşça posteri yerinden çıkartmaya başladım. Sonunda kulaklarımın yırtıldığını hissettim.

"Miller seni aptal n'apıyorsun? Peter posteri o boru değil!" dedi ve posteri elimden alıp saklayacak bir yer aradı.

"Benim odam olduğunu biliyorsun değil mi Louisa? Yani saklamaya uğraşma çünkü buradaki her deliği biliyorum." Bana sadece boş boş bakarak kütüphanemin arkasına geçti ve oradaki düğmeye dokundu. Sonra kocaman bir puf sesi geldi ve kitaplık kapı gibi açıldı ve küçük bir dolap çıktı. Tamam. Bekle. NE?!

"Hayret burası benim sutyen çekmecemdir normalde. Burayı bildiğini sanıyordum."dedi ve yere oturdu.

"Bekle. Sen nereden biliyorsun?"

"Evlerimiz aynı sitede farkında mısın gerizekalı? Evimde olan her şey senin evinde de var. mesela karşı odanda bir tuvalet var. Ama sen tabi ki bilmiyorsun salak."dedi. Ardından arkadan Brandon'ın sesi geldi.

"Odamda tuvalet mi var? Ve ben bilmiyor muyum? Lanet olsun sonunda o kedi kumu kokan lavaboya girmeden sıçabileceğim."dedi ve hemen odasına gidip kapıyı çarparak kapattı. "Gerizekalı."diyerek gülümsedim. Maggie odaya girdi ve konuşmaya başladı.

"Hadi saklambaç oynayalım. Ben çok sıkıldım." dedi ve çıktı. Louisa ise sadece gülümseyip ayağa kalktı ve aşağıya indi. Ben de arkasından indim. Brandon ve Maggie salona kurulmuş oturuyorlardı. Biz gelince ayağa kalktılar ve ebeyi seçtik. İlk ebe Louisa'ydı. 6'ya kadar sayıyordu çünkü az evvel gördüğü Peter Pan posterinden esinlenip kayıp çocukların sayısı olduğu söyledi. Biz de kabul ettik ve ortalıkta kaçışmaya başladık. İlk olarak banyoya saklandım ama sonra çok kolay bir yer olduğu için gidip Maggie'nin odasındaki koca sandığa girdim. 3 dakika kadar orada kalıp nefessizlikten patladığımda kapağı yavaşça açtım ve tabi ki karşımda koşmaya hazırlanan bir Louisa gördüm.

"Ebeeee!! Gerizekalı." diyerek koşmaya başladı. Hemen arkasından koşup onu geçmeye çalıştım. Merdivenlerden tam inerken AYAĞIM takıldı ve sanırım YUVARLANDIM. Yerde baygın baygın yatıyordum ve gerçekten canım acıyordu.

"Ahh!" dedim homurdandım. "Lanet olsun sırtım çok acıyor."

"Aman tanrım Miller! İyi misin?"

"Geri zekalı nasıl iyi olmamı bekliyorsun! Merdivenlerden yuvarlandım ve sırtım çok acıyor!" Dediğime gülüp Brandon ve Maggie'yi çağırdı. Kalkmama yardım edip ve koltuğa yatırdılar.

"Miller gerçekten özür dilerim benim hatam. O kadar koşturmamalıydım. Üzgünüm."dedi ve yanıma oturdu.

"Louisa, sen bir şey yapmadın. Özür dilemene gerek yok."dedim. Brandon arkadan gülüp konuştu.

"Evet üzülmene gerek yok. O bunun kendi mallığıydı." Kıkırdadı. Kıkırdadığında göz kapakları çizgi haline gelecek kadar kapanıyordu ve ben bunu gerçekten çok seviyordum. Çok ama çok şirin ötesi oluyordu ve ben bunu çok seviyordum. Sanki Wendy'nin büyümüş haline benziyordu ve ben yine bunu çok seviyordum. Lanet olsun. Maggie ellerinde kremlerle mutfaktan döndü ve iğrenerek bakmaya başladı.

"Ah hayır, şimdi yine duygusallaşacak. Her başına bir şey geldiğinde duygusallaşıyor. Bir keresinde en yakın arkadaşım, ben ve Miller geziyorduk ve ayağı taşa takılıp düşmüştü. Bana çok acıdığını söyleyip Kendini bana taşıtmıştı. Sadece 8 yaşındaydım ve eve geldiğimizde acıyan yerine baktığımızda görülmeyecek kadar küçük bir çizik vardı. Daha sonra bana sadece üzgündüm ve taşınmaya ihtiyacım vardı deyip odasına çıkmıştı."dedi.

"Maggs! Kirli geçmişimi anlatmamak konusunda anlaştığımızı sanıyordum. Ayrıca orada canım gerçekten acımıştı ve eve yürüyemeyecek kadar üşengeçtim."

"Bir keresinde de video çekerken kamerasını kırmıştı. Onun için tam olarak 5 saat hiç durmadan ağlamıştı. Babası susması için gidip yeni kamera almış ve sadece 'Al ve sus' demişti. İğrenç ötesi bir gündü."diye anlattı Brandon.

"Pardon ama benim alnımda 'Kirli Geçmiş Anlatılması Serbesttir' filan mı yazıyor?"dedim. İkisi de bana dönüp 'evet' diyerek kafa salladılar.

"Siz çocuklar efsanesiniz. Gerçekten ben de sizin sahip olduğunuz arkadaşlıktan istiyorum. Keşke benim de sabit bir arkadaşlık grubum olsaydı da sizin gibi komik anılar anlatabilseydim."dedi Louisa.

"Hey, biz senin gerçek arkadaşlarınız. Diğerleri ne yaptı bilmiyorum ama bizim grubumuzda gülmeden geçireceğin bir gün dahi olacağını sanmıyorum."

"Gerçekten teşekkür ederim çocuklar. Siz çok iyi insanlarsınız. –ve deli- "dedi.

"Louisa. Bu gece burada kalmaya ne dersin? Yarın okula gitmeyiz ve sadece evde zıbarırız. Lütfeeeeeeeenn."diyerek yalvardım.

"Bilmiyorum. Evde işlerim var ve yapmam gerek-"

"LÜTFEEEEEEEĞĞĞĞĞĞĞĞNNNNN!!!!!!!" diye bağırdık bir ağızdan.

"Umm. Peki o zaman ama sadece bir gecelik."dedi. Maggie ve Brandon yerlerinde zıplayıp dans etmeye başladılar ve Louisa da onlara bakıp gülümsedi. Sonra gözlerimiz birleşti. O sırada sanki gözlerine vuran hafif parıltı bile gülümsemişti. Gerçekten mutluydu. 

Yazar notu: Evet Miller sen de çok duygusalsın. 

"Hadi devam edelim. Miller oynayabilecek misin?" dedi Maggie. 

"Um, sanırım oynayacağım. Ama ebe olmak istemiyorum."dedim ve omuzlarımı silkip çocuk rolü yaptım.

"Tamam minik Millie. Ebe olmazsın."

"Kapa çeneni Brandy" 

"Lanet isim kısaltma işiniz bittiyse oyuna geçebilir miyiz artık??"dedi Louisa. Sırıttım ve yanına yürüdüm. 

"Ah evet Lou, başlayabiliriz."dedim ve saklanmak için delik aramaya başladık. Aklıma hemen odamdaki gizli dolap geldi ve koşmaya başladım. Odama gittim ve dolabın içine girdim. Birkaç saniye sonra kapak tekrar açıldı. "Hey, burası benim git başka yer bul Louisa." Kapının hemen dışından ses geldi ve Louisa beni aldırmadan yanıma atladı. 

"Sadece sessiz ol. Buralarda."dedi. Ben de dediğini yaptım. "Aslında biliyor musun Lou ismini bana takan ilk kişi sensin ve bunu sevdim." diye fısıldadı. Ben miydim?

"Umm beğendiysen bundan sonra sana hep Lou diyebilirim."dedim. Daha rahat oturabilmek için iyice yanıma sokuldu ve kafasını omzuma koyup bana bakmaya devam etti. 

"Evet, evet bana Lou diyebilirsin."dedi. Ve nasıl oldu bilmiyorum ama bir anda kendimi onu öperken buldum. Sıcak dudakları dudaklarıma değiyordu aman tanrım! "Sanırım ismini kısaltmaktansa sana Peter diyebilirim."dedi.  

Lanet olsun. Korktuğum başıma geliyordu sanırım. 




A Peter Pan StoryHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin