"Madam çok özür dilerim, lütfen beni anneme söylemeyin..."
Korku içinde madam Lively'e yalvarırken yüzüme attığı tokatla yere düştüm. Acıyan yanağım ve kanayan dizlerime rağmen gozlerimden bir damla yaş gelmiyordu, belki de buna sinirlenip yere çöktü ve saçlarıma yapışıp beni ayağa kaldırdı "Senin gibi bir köpeği bir daha mutfağımda görmeyeceğim! Anladın mı?" Diye bağırırken başımı salladım.
Yedi yaşındaki küçük bir çocuğa nasıl böyle zalim davranabilirdi ki.
"Anladın mı? Bir şey söyle!" derken saçıma asılmaya devam ediyordu.
"Anladım madam" dedim acı içinde ve beni yere öyle bir hızla itti ki...
Terler içinde yattığım yerden kalkarken gördüğüm kabus beni çok etkilemişti. Elimi kaldırıp yanağıma dokundum, resmen tokadın acısını hissetmiştim.
Başımı iki yana sallayıp silkelenmeye çalıştım ve başımı tekrar yastığa koydum, yumuşacık yatağın üzerinde yatarken hafiflemiş gibiydim. Çırılçıplak bir şekilde yatakta yatmak iyi hissettiriyordu.
Bir dakika, hızla üzerime baktım. Cidden anadan üryandım, üzerime çarşafı çekerken odaya baktım, burası benim odam değildi!
Sonra dün olanları hatirladim, Giga İmparatorluğuna gelmiş, dans etmiştim. Sonra gizlice bir odaya girip Renas ve kehanetleri dinlemiştim, üzerine Renas'a yakalanmıştım! Utanç içinde ellerimi yüzüme bastırdım çünkü devamını hatırlamak her an kendimi camdan atmama sebep olabilirdi.
Onun kadını olmak istediğimi söylediğime inanamıyorum! Daha iyi bir yalanım olsaydı keşke...
Karşısında çırılçıplak kalmıştım, ona rağmen gözleri bir an olsun vücudumda oyalanmamıştı, bense bir sapık gibi ondan tahrik olmuştum. Sonra ne oldu hatırlamıyorum ama uyumuşum.
Sonra kapı açıldı, içeriye iki tane hizmetçi girerken çarşafın altına saklandım. Hizmetçilerin adım sesleri yatağa yaklaştı ve yanımda durdu. Utanç içinde saklanırken eğer dışarıya çıkmazsam gideceklerini umdum. Lakin umduğum gerçekleşmedi, beş dakikadır başımın ucunda bekliyorlardı. En sonunda dayanamayıp üzerimdeki çarşafı burnuma kadar indirdim.
Uyandığımı fark ettiklerinde hafifçe dizlerini büktüler "Günaydın leydim" dediklerinde kabalık olmasın diye gülümsedim. Sağ taraftaki duran hizmetçi kıza gözlerimi diktim, neden burada olduklarını anlamıyordum. Sevecen gözlerle bana bakarken "Bizi imparator gönderdi, hanımefendinin yorgun olduğu söyledi ve ilgilenmemizi istedi."
Ne? Neden böyle bir şey istemişti ki?
"Neden yorgun olacakmış ki?" Diye mırıldandım. Hizmetçi kızlar aralarında gülüşürken yanakları kızarmıştı. Başımı eğip üzerime baktım, sonra neden böyle düşündüklerini anladım. Seks yaptığımızı düşünmüş olmalıydılar. Utanç içinde çarşafla birleşirken "Hiçbir şey olmadı" dedim.
Gözlerinde hınzır parıltılarla bana baktiklarında inanmadıklarını anlamıştım ama gerçek buydu, benimle sevişmemişti.
Sonra kızlara yerdeki elbiseyi işaret ettim "Uzatır mısın? Artık giyinmen lazım."
Kız elbiseye göz ucuyla baktı, sonra yanındaki diğer kıza. Sonra bakışlarıyla konuştuklarını fark ettim. İkisi de bir anda üzerime geldiğinde ne olduğunu anlamamıştım ama hiç de iyi şeyler olmayacağına emindim.
İkisi de aynı anda üzerime atıldığında ağzımdan küçük bir çığlık kaçtı. Kızlar beni yataktan ayırırken sarıldığım çarşaf üzerimden kaymak üzereydi. Bir elimle kızlardan kurtulmaya çalışıyor diğeriyle çarşafa tutunuyordum "Bırakın beni!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RENAS'IN KALBİ +18
Fantasy"Beni kadınınız yapın majesteleri..." Fısıltıyla söylediğim cümleler ağzımdan çıktığında dediklerimi duymuştu. Yüzündeki maskeye rağmen şaşırdığını hafifçe aralanan ağzından anlamıştım. Sonra şaşkınlığına rağmen güldü "Kadınım mı olmak istiyorsun?"...