2. Bölüm

29 13 26
                                    

İkinci bölümle karşındayıım! Keyifli okumalarr!

#sessizokuyucuolma 

Gözlerimi zar zor açmaya çalışıyordum. Etraf karanlıktı ve birtakım sesler vardı. Birinin kucağında yatıyordum. Beni tutuşunu, endişesini hissediyordum. 'Leyla!' diyen sesler vardı. Etraf bulanıklaşmaya başlamıştı ve ben yavaş yavaş etrafı görüyordum. Kaşlarımı çattım ve etrafa bakmaya çalıştım. En son Oktay beyin evindeydik ve...

"Has.." diyerek aniden doğruldum. Dört çift endişeli gözle karşılaştım. "Yavaş olsana kızım!" dedi Poyraz endişeyle. Yanıma geldi ve elindeki su şişesini bana uzattı. Ellerim titreyerek aldım ve bir yudum su içtim. "Tamam iyiyim ben." dedim. Yavaşça oturur pozisyona geldim ve etrafa bakmaya başladım. Bir sığınak gibiydi. Ayağa kalktım ve etrafta dolanmaya başladım. Savaş peşimden geliyordu. Her an bayılırsam beni tutacakmış gibi etrafımda geziyordu.

Büyük bir cam masanın etrafında beş tane sandalye vardı. Masanın üstünde bir sürü kalem ve dosyalar vardı. Kafamı masadan duvara çevirdiğimde ise kocaman bir pano gördüm. Üstünde Oktay Menderes dahil bir sürü iş adamı ve tanımadığım insanların resimleri vardı. Üstlerinde isimleri yazıyor ve her resmin altında o insanlarla ilgili bilgiler yazıyordu. Biraz ileride iki tane bilgisayar vardı. Pahalı oldukları aşikardı ve hatta bir tanesi emniyette kullanılan bilgisayarların aynısıydı. Biraz daha ileride oturma köşesi bulunuyordu. Kanepe ve orta sehpası, karşısında televizyon ve oyun konsolları..

Gonca koşarak yanıma geldi ve sımsıkı sarıldı. "Çok, çok özledim seni." dedi sesi titreyerek. Poyraz kızmış gibi bakarak yanıma geldi. "İfadeni alacağım ama şimdi değil." dedi ve tek eliyle sımsıkı sarıldı. Selim ise hiçbir şey söylemeden yanıma geldi. Yaklaşık iki dakika bekledikten sonra gözleri dolu bir şekilde bana sarıldı. Savaş elleri cebinde,  tepkisiz bir şekilde sadece bize bakıyordu. Göz göze gelince tebessüm eder gibi oldu.

Bir adım geri attım ve tek tek hepsine baktım. "Siz ne yapıyorsunuz ya? Siz burada ne yapıyorsunuz? Bir isminiz var mı? Çetenize afili bir isim koydunuz mu?" dedim öfkeyle.

"Ooo anlaşılan Leyla bizim kadar sevinmedi bizi gördüğüne." dedi Poyraz. Kanepeye kendini attı ve ayaklarını orta sehpaya uzattı. Gonca ellerimi tuttu. "Leyla şoktasın şu an çok normal. Biz de bilmiyorduk seni göreceğimizi.." derken lafa girdim.

"Bilmiyor muydunuz? Siz kimi kandırıyorsunuz ya? Pilot bey gayet iyi biliyordu kiminle konuştuğunu." dedim öfkeyle. Savaş'a döndüm. "Evet biliyordum." dedi.

Herkes şaşkın bir şekilde Savaş'a baktı. "Bize yardım edebilecek tek kişi Leyla'ydı. Her zaafını, her şeyini  bildiğimiz biri bize çok kolay yardım edebilirdi." dedi.

Kahkaha attım ve Savaş'a yaklaştım. Elleri cebinde kıpırdamadan bana bakıyordu. "Lale'yi öldürmekle tehdit ettin beni. Kardeşimle!" diye bağırdım.

"Ne!?" dedi Poyraz. Oturduğu yerden kalktı ve yanımıza geldi.

"Çok mu şaşırdın Poyraz?" dedim kinayeyle. Poyraz bana anlamamış gibi bakıyordu. Gerçekten haberleri yoktu. "Savaş bize bir polisle işbirliği yaptığını söyledi ama bu polisin sen olduğunu gerçekten bilmiyorduk." dedi açıklamaya çalışarak. 

Gonca yanımıza yaklaştı. "Savaş gerçekten yaptın mı bunu?" dedi gözleri dolarak. "Gerçekten Leyla'ya bunu yaptın mı? Ya bu kızı kaç yıldır arıyoruz biz. Buldun tamam ama neden?" dedi ve arkasını döndü.

Hayal kırıklığı ve öfkeyle Savaş'a baktım. Savaş tepkisiz bakıyordu. "Desene bir şey." dedim ve göğsüne vurdum. "Açıklasana nedenini." dedim ve bir kez daha vurdum. "Bana mantıklı bir şey söylesene Pilot" dedim ve tekrar vurdum. Her cümlemde vuruşlarımın ağırlığı artıyordu. "Pilot değil misin sen? Cevap versene." dedim ve gözlerim dolmaya başladı. Vurmaya da devam ediyordum. "Sana acımadım de." bir yumruk daha. "Kandırdım de." bir yumruk daha. "Ben bir katil oldum de. Sıra kardeşinde de. Ben pilotum de. Savaş değilim de!" diye bağırdım ve tokat atmak için elimi kaldırdım. Savaş elimi sert bir şekilde tuttu ve gözlerimin içine baktı. "Dur!" dedi. Gözümden bir damla yaş düştü. O benim tanıdığım Savaş değildi. O bir caniydi, duygusuz, acımasız bir adama dönüşmüştü. Elimi çektim ve öfkeyle kanepenin üstündeki montumu aldım. Hızlı adımlarla dışarı çıkarken Savaş hariç hepsi arkamdan seslendi. Kapıya çıktım ve olduğum yere çöktüm. Ağlamaya başladım ve her nefesimde, her gözyaşımda hıçkırıklarım çoğalıyordu. Nefessiz kalana kadar ağlamaya devam ettim.

Arkamdaki Göz 〄Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin