6. Bölüm

8 4 0
                                    

"Beni anlamıyorlardı. Zarar yok. Zaten beni, daha kimler anlamadı."
Oğuz Atay

Arabayla nereye gittiğimi bilmeden ilerliyordum. İçim daralıyor, nefes alamıyorum. Hızlı bir şekilde sahil kenarına direksiyonu kırdım. Ani bir frenle durdum. Direksiyonu sımsıkı tutarken derin bir nefes aldım. Gözümden akan yaşı elimin tersiyle sildikten sonra tekrar gaza bastım ve eski mahalleme doğru sürmeye başladım.

Mahalle girişine arabayı park ettikten sonra çantamı aldım ve kapıyı kapattım. Etrafa bakarken hafif bir tebessüm ettim. 'Neden kopamıyorum bu mahalleden' diye düşünmeye başladım.

İlerlerken gülen gözlerle karşılaşmaya başladım. Başımla gülümseyerek selam verirken içimde garip bir huzur hissettim. Hiç bir zaman bırakmadım buradaki insanları. Bırakırsam, eğer görüşmeyi kesersem tüm anılarım yok olacak diye korktum. Bu insanlar bana geçmişimden, annemden, çocukluğumdan ve dostlarımdan kalan son hatıraydı.

Annemi kaybettiğim gün geldiğimiz o sahile geldim. Harabe bir ev, küçük bir sandal ve etrafta çöpler olan bir yerdi burası. Dışarıdan bakan insanların korkup girmek istemeyeceği bir yer..

Yavaşça ilerleyerek sandalın yanına geldim. Çömelerek oturdum ve sandalın üstündeki sembole dokundum. "Bana bunu neden yapıyorsunuz ki?" dedim, gözümden yaşlar düşerken. "Benim işte ben. Leyla!" dudaklarım titredi. "Neden mesleğimi yaptığım için beni suçluyorsunuz.." derken sesim kısıldı. Yanlış bir şey yapmışım gibi utandım. Elim sembolün üstündeyken gökyüzüne baktım. "Allah'ım neyle imtihan ediyorsun beni? Dostlarımla mı, yoksa işimle mi?" diye haykırdım.

"O seni, sen dışında bir şeyle imtihan etmez." diyen bir ses geldi arkamdan. Hemen gözümü silerek ayağa kalktım ve arkamda duran adama baktım. Eski kıyafetler giymiş, 1.80 boylarında, 40 yaşlarında bir adam bana bakıyordu. Elleri cebinde yanıma doğru yaklaştı. Bir adım geri attım ama gidecek yerim yoktu.

"Kimsin sen?" dedim, tedirgin bir şekilde. Adam sakince yanımda durdu ve gökyüzüne doğru bakmaya başladı. Şaşkın bir şekilde adama bakmaya devam ederken bende yönümü denize doğru çevirdim. Yan yana durmuş gökyüzüne bakıyorduk.

"Ne saçma değil mi?" dedi, alaycı bir şekilde gülümserken.

"Ne saçma?" dedim, anlamayarak. Adam önce uzun uzun gökyüzüne baktı. Ardından bana döndü ve gülümsedi.

"Ona ne zaman bir şey söylemek istesek gökyüzüne kaldırıyoruz kafamızı." dedi, tebessüm ederek. Ardından tekrar gökyüzüne baktı. "Varlığından bile emin olmadığımız birine feryat ediyoruz, teşekkür ediyoruz hatta bazen de yardım istiyoruz." kısa bir kahkaha attı. "Ne kadar aciz görünüyoruz kim bilir.." dedi, içini çekerek.

"Ateist misin?" dedim, merakla yüzüne bakarak. Adam kahkaha atarak bana baktı.

"Sen değilsin onu anladık en azından." dedi, gülerek. Kafam karışmış şekilde adama bakmaya devam ettim. "Hayat bir imtihan. Ama sen burada durmuş neyin imtihan olduğunu düşünüyorsun. En büyük imtihan burayla.." tek parmağıyla kalbimi sonra ise kafamı gösterdi. "Bura arasındadır." dedi, göz kırparak. Ardından tekrar denize doğru döndü.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 15 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Arkamdaki Göz 〄Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin