Psithurism

31 6 3
                                    

Sonunda doyurucu bir yemeğin ardından mutluydum. Hem onla olmanın hemde karnımın doymasının mutluluğuyla. Ama şuan tek yaptığımız kös kös oturmaktı,yemek yerken çoğu konuyu konuşmuştuk ve elimizde konu kalmamıştı...
L:Eee ben sıkılmaya başladım. Sendedemi hiç konu yok?
K:Yani hergünüm nerdeyse aynı olduğu için evet...
L:Desene ne büyük talihsizlik(!) Neyse hadi kalkta biraz bana savaşmayı öğret,karşında geleceğin Favonius Şövalyesi var!
K:Hmm savaşmayı bilmiyen birisimi bunu diyor...şaşırtıcı. Ama biliyiyomusun azmini beyendim hadi kalk
L:Heyy öyle laf sokup gidemezsin!
Resmen bana laf sokmuştu pislik.
Neysee ona çalıştığımı söylememem avantaj olmuştu bizde birşeyler biliyorduk artık nede olsa:)
----------------
Şuan stresten ölmek üzereyim. Kaeya ile savaşmam lazım... öff ama haksızlık var!
süper yakışıklı beyefendi dikkatimi dağıtıyor...
K:Noldu daldın öyle?
L:He,ne?
K:Diyorumki daldın uzaklara ne oldu yakışıklılığımamı bakıyon?
L:Heee bende diyorum ne zaman kaçırsamda evlensem bu çocukla
Bu son cümlemle kahkaha atmıştı ve bende kahkaha atmaya başlamıştım.
K:Hadi bu kadar laklak yeter başlayalım.
L:Tamamm
Elime silahımı aldığımda Kaeya tabikide bir takım değişiklikler yaptığımı fark etmişti.
K:Ooo yeni silah diyorsun yani.
L:Ne sandın koçum.
İki saniye sırıtıcak gibi oldu ama hemen ciddiyetini takınmıştı. Ben daha kılıcı tam tutamamışken arkamda bir insan hissetmemle hızlıca öne adımlayım kılıcına kılıcımı değdirmiştim.
Şaşkınca baktı ama sonra devam etti.
O bana doğru saldırıyordu ama ben o saldırdıktan sonra saldırıya geçtiğim için elini kaldıramadan haklanıyodu. Bu halleri bana çok keyif vermişti.
Ve gülüşmelerimizle çalışmaya devam ettik.
------------------------------
K:Sence artık bu kadar yetmezmi?
L:E saat kaç?
K:Bilmiyorum ama güneş kararmadan gitsek iyi olur. Bu arada cidden bugün çok iyiydin bunu itiraf etmeliyim.
L:Ahahah teşekkürler.
K:Ne demek. Neyse ben hızlıca kaçsam iyi olur görüşürüz.
L:Görüşürüz.
Hızlı adımlarla uzaklaşırken arkasından bakıyordum sadece...
Ah Luna beynine kazıdığın bir cümleyi nasıl unutsunki? Her güzel şeyin bir sonu vardır...
Daha fazla orda durursam o anın bitmiş olmasının üzüntüsüyle koşar adımlarla ordan uzaklaştım. Uzaklaşırken hala ne kadar saf ve kullanılmaya hazır olduğumu fark ettim. İsterse birisi beni parmağında oynata bilirdi...
Buna acil bir çözüm bulmalıydım ama şuanlık bunları bi kenara bırakıp Kaeya ile olan muhteşem çalışmamızı düşünmeye başlamıştım.
-----------------------
Sonunda Mondstadt topraklarına ayak atmıştım. Hava kararmıştı ve bir hayli korkuyordum.
Yalnız bu Mondstad akşamken başka bir güzeldi.
Daha fazla oyalanmadan eve yürümeye koyuldum
---------------
Sonunda eve varmıştım ve ayaklarım zonkluyordu ahh keşke şuan ayaklarımı ova bilcek birisi olsaydı..
Off saçmalama luna. Salona geçip kendimi koltuğa atmıştım ayaklarım beni taşımaktan bıkmışta isyan çıkarmış gibi ağrıyordu. Ben bunları düşünürken kapı çalmıştı.
L:Off bi kaç dakika oturamiycakmıyım yaa... GELİYORUM
Kapıya doğru yürürken kendimi yere atasım vardı. Hani her an ayaklarım beni taşımayı bırakacak gibi hissediyordum. En azından salonla kapı arası uzak değildi.
Kapıyı açınca karşımda Kaeya'yı gördüm ama...
L:KAEYA NOLDU SANA BU HALİN NE
K:Ahh bağırma başım çatlıyor
L:Çabuk geç içeri
Kaeyanın bir kolunun arasına girip onu yatak odama götürdüm. Kaeya o kadar kötü bi şekilde yürüyorduki dışardan bakan adamı sürüyorum sanardı.
L:Kaeya iyimisin?
K:Luna ben sanki ölüyorum resmen. Böyle her yerim bi uyuşuk beni taşımak istemiyor sanki ve garip bi ağrı var.
L:Hastamı oldun acaba...
K:Efendim
L:Uzan şöyle
Kaeya uzanır uzanmaz hemen elimi alnına ardından yanaklarında gezdirdim. Yanıyordu hemde fazlasıyla.
L:KAEYA YANIYOSUN NASIL BECERDİN BUNU
K:Luna bağırma
L:Pardon pardon. Ehm bunu nasıl becerdin... İyiki evime gelmeyi akıl etmişsin şimdi sana güzel bir çorba yaparım sende rahat birşeyler giyersin dolabımda sana uyacak kıyafetler var.
Sonradaa uyursun?
K:Luna ne yaparsan yap ama lütfen yardım et bana. Ölüyorum
L:Tamam tamam bir dakika
Dolabıma yöneldim ve nolur nolmaz diye dolabımda bulunan erkek kıyafetlerinden çıkarıp yatağın yanına tekrar gittim.
L:Sen şimdi bunları giy. Ben çıkıyorum vee göz bandınıda çıkar yoksa keserim seni!
K: Hayır göz bandım olmaz
L:Sucuk gibisin ve göz bandında dahil kıyafetlerini yıkamam lazım. İstersen yüzüne bile bakmam veya gider artık evin nerdeyse ordan yeni bir tane göz bandı getiririm. Bir dakika sen benim evimi nasıl biliyosunda ben senin evini nasıl bilmiyorum?
K:Uzun hikaye boşver. Tamam kabul göz bandımı çıkarıcam...Ama o gözüme bakma.
L:Peki bakmam(yüzünde hafifbir tebessüm oluşur) Şey ben çorbayı hazırlarken sen giyin ve uzan tamammı
K:Tamam
Hızlıca odadan çıkıp mutfağa gittim.
Bugün ev fazlamı sıcak? ABİ KAEYA EVİMDE AY HAYALLERİMM GERÇEK OLDUU.
Ehm ben çorba yapıcam dedim ama ne yapıcamki? Hmm buldum! Turp sebzeli çorba yapıcam.
Ehm başlasam iyi olur.
------------------------------
Sonunda çorbayı bitirmiştim. Tadına bakınca fenada olmadı bende içem bari.
Çorbayı güzel bir kaseye koyup kaseyi tepsiye koydum. Kasenin yanına bir peçete ve kaşık koyum odaya gitmeye başladım. Umarım Kaeya'm bi dakka ne ara Kaeya'm oldu ehm umarım Kaeya beğenir.
Ben içeri girince Kaeya'nın bana baktığını hissettim. Ama yüzüne bakamıyordum...
L:Şey ee çorbanı getirdim sen içerken kıyafetlerini yıkasam iyi olur... Rahatsız olmuyorsun deme.
K:Luna
L:E-e-efendim
Hayır stresten kekelemeye başlayamam
K:Yüzüme bakmiycakmısın?
L:Ne ne alaka
K:Geldiğinden beridir yüzün çorbada takılı kaldı diyorum. Seni değil çorbayı yiycem biliyon deme. Ama böyle yaparsan senide yiyebilirim.
L: Kaeya komik değildi bu
K:Hadi açlıktan ölüyorum ve yüzüme bak
Kafamı kaldırdığımda ilk başta kıyafetlerin olduğu yere takıldı gözüm. Cidden göz bandını çıkarmıştı. Çok gergindim. Hemde çok.
Sonunda Kaeyanın yüzüne baktım. Ama sadece tek bir gözüne odaklıydım diğer gözüne bakamıyordum.
L: Şey buyur.
K:Teşekkür ederim... Sanada zahmet verdim.
L:Deme öyle hastasın. Hastasın demişken bir dakika.
Yine elimi alnına ardından yanaklarına koyup gezdirmiştim.
L:Eh işte ateşin yüksek gene ama yapıcak birşey yok...
K:Luna sen biraz fazla endişelenmedinmi?
L:Ne. Sadece sevdiğim insanlar hastalanınca,ağlayınca,üzülünce falan bende hani endişelenir,üzülür,ağlarım.
K:Ahahah ne güzel... benim için endişelenmene,üzülmene,ağlamana katlanamam ama ben.
L: Kaeya hadi çorban soğumadan ye
K:Tamam yiyorum.
Güldükten sonra kıyafetlerini alıp banyoya geçtim. Kıyafetleri cidden sucuk olmuştu terden hepsini makinaya atıp yıkanmasını beklerken kıyafetindeki bir takım elde yıkanması gereken şeyleri yıkamaya koyuldum.
-----------------------
Sonunda hem kıyafetler hemde bir takım elde yıkanması gereken şeyler bitmişti. Ahh ölüyorum birisi yardım etsin;)
Kıyafetlerini seleye alıp tekrardan odama gittim. Kaeya tepsiyi bir kenara koymuş ve yatağa uzanmıştı. Uyuyordu... Çok sessiz bir şekilde balkon kapısını açıp balkona girdim. Ve kıyafetlerini tektek asmaya başladım. Valla hepsi bi kendine gelmişti resmen.
Ama benimde üstümü değiştirmem lazımdı. Bunları düşünürken kıyafetleri asmayı bitirdim ve geri yatak odasına girip dolabımdan pijama çıkarttım. Hilal desenli mavi bir pijamaydı.
Pijamalarıda alıp banyoda bir çırpıda üzerimdeki yükten kurtulmuştum. Rahatlamıştım resmen. Neyse yatak odasına dönüp kıyafetlerimi sandalyenin üstüne koyup yatağa yöneldim. Kaeya'nın tekrar alnına sonrada yanaklarına elimi koydum fln. Off bu çocuk niye yanıyo ne yapcam. Hmm buldum!
L:Kaeya,Kaeya,Kaeya hadi kalk
K:Hı ne var.
L:Yanıyosun. O yüzden soğuk bir duş alıcaksın oki doki?
K:O daha fazla donuyorum olmasın. Ve hayır zaten donuyorum.
L:Oğlum yapcan dedimmi yapcan ikiletme lafımı valla seni sırtlar o duşa ben sokarım
K: Tamam yaa sanarsın ananı biçtik sakin.
L:Adam ol. Neyse HAYDEE NE BEKLİYON
K: BAĞIRMA LUNA BAŞIM ÇATLIYO YÜZ BİN KERE DEDİM AMA!
Kaeya'nın bağırması ardından sanki boğazımda bir yumru oluştu. Öksürdüm ama gitmedi. İlk defa Kaeya bana bağırmıştı...
L: Özür dilerim...
K:Off neyse çekil gireyim.
Hızlıca çekildikten sonra Kaeya banyoya yöneldi. Kendimi yatağa bıraktım. Gözlerim dolmuştu... Hayır Luna ağlama,ağlama,ağlama,ağlama. Ağla hatta ananı ağlat.
Hızlıca yataktan kalkıp sandelyeden kıyafetlerimi aldım ve bir çırpıda üstümü değiştirdim. Tam sehpadan anahtarımı alıcakken arkadan onun sesini duydum.
K: Birşeymi oldu?
L:Yok sadece almam gereken bir kaç şey vardı onları almaya gidiyorum.
Hayır hayırr sesim baya kötü çıkmıştı. Luna ağlarsan keserim seni.
K:Tamam. Dikkatli ol.
Hızlıca yüzüne bakamadan çıktım.
Evden çıkarçıkmaz hemen kapının yanına çöktüm ve ağlamaya başladım.
Tamam duygusalım ama onun bana bağırmasını nedense gururum kaldıramamıştı...
Hızlıca ayağa kalktım ve malzeme almak için yola koyuldum.
---------------------------
Sonunda evin kapısının önündeydim...
Ama kapıyı açıp içeri girmek...sanki bir dağın en tepesine çıkmak gibi hissettiriyordu.
Sonunda ellerim titreyerekten olsada kapıyı açtım. Mutfağa gittim ve elimdekileri oraya bıraktım. İzlenme hissiyle arkamı dönünce Kaeya'yi gördüm.
L:E birşeymi oldu?
Bana birşeyden pişmanmış gibi bakıyordu...
K:Özür dilerim.
Yanıma yürümeye başlamıştı.
K: Çok çok özür dilerim...
Ve yanıma ulaştığında aramızda o kadar az mesafe vardıki kaçmak istedim.
K:Seni kırmak en son istiyceğim şey. Beni affedebilcekmisin?
L:Ne...neden bahsettiğini neden özür dilediğini anlamiyorum.
K: Kapının arkasındaydım...bir insanın özelliklede senin gibi bi insanın benim yüzümden ağlamasını asla sevmiyorum. O zamanlarda kendimi öldürmek istiyorum,kendimden tiksiniyorum...
L:Sakin sakin.
Kaeya yüzümün hizasına gelebilmek için eğildi. Ve o zaman nefeslerimiz birbirine karıştı. Ben geri kaçtım o geldi. Ben geri kaçtım o geldi derken arkamı duvarla bütünleştirmemle sıçtığımı hissettim. Hemde büyük sıçtığımı...

Kayıp TanrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin