Visal

39 3 6
                                    

"Ares,İnazuma'ya gidiyoruz. Hemde şimdi!" Ares dediğim kelimeler karşısında şok geçirmiş gibi bakıyordu. "Kraliçem bu yolculuk çok tehlikeli olabilir. Ve savaşmayıda unuttunuz! O yüzden bunu ertelesek daha mantıklı olabilir." dediğinde haklılığını fark ettim,ama Thomas denilen şahıs halkıma zulm ederken ben burda durup savaş yeteneklerimi hatırlamayı bekleyemezdim! Bu çılgınlıktı. "Ares,bak ben burda durup nasıl savaştığımı hatırlayamam. Halkım acı çekerken elim kolum bağlı kalamam! Kalmamalıyım." Ares bana hayran hayran bakmaya başlamıştı. "Kraliçem,keşke kardeşinizde sizin gibi olsaydı..." dediğinde içimin burkulduğunu hissettim. Kim bilir beni ne kadar aramıştı. "Ares bak bana ne kraliçem nede sizli bizli konuş. Sen,ben,Luna ve Ares. Tamammı?" Ares kısa bi süre baktı. Sadece baktı sonra kafasını Tamam anlamında salladığında yüzüme kısa bir tebessüm yayılmıştı. Artık İnazuma'ya gitme vakti gelmiş çatmıştı. Hızlıca dolaplara yöneldim bir çantanın içine kılıcımı,gnosisimi,yiyecek içicekleri koyup Ares'e döndüm. "Çıkabiliriz." Ares doğruldu ve kapıdan geçmem için yol açtı. Etrafa bakındığımda biraz danıktı. Hızlıca çantayı kenara koyup evi toparlayıp çıktık. Anahtarı paspasın altına koyup ev sahibine ufak bir not bıraktıktan sonra limana ilerledik. Limanda bir sürü  gemi vardı. İnazuma'ya giden bitanesini bulduğumuzda sahibinin Beidou oldugunu öğrendiğimizde Ares'i geminin yanında bırakıp Beidou aramaya başladım. En sonunda sora sora bir dükkanın önünde buldum. "Merhaba Bayan Beidou. Ben Luna." Beidou ismini duymasıyla bana döndü. "Merhaba Bayan Luna?" Sorgulayıcı bakışları beni tararken konuya girmenin iyi fikir olucağını biliyordum ama burda olmazdı. "Şey...konuşucaklarim burda konuşmaya müsait değil. Daha sakin bir yere geçebilirmiyiz?" dediğimde kafasını sallamakla yetindi. O önden giderkende onu takip ettim. Dükkanın arkasına geçmiştik. "Evet sizi dinliyorum Bayan Luna." dedi. "Şimdi söyliyeceklerim biraz çılgınca gelebilir. Ben Natlan'ın kayıp tanrısı Luna. Kardeşimi belki duymuşsunuzdur. Thomas,halkıma zulmler çektirip duruyormuş. Ve ben hafızamı aci bi şekilde kaybettiğim için malesef savaşmayı bilmiyorum. O yüzden İnazuma'ya gitmem lazım. Hemde hemen." Beidou şaşırmış bir şekilde bana bakıyordu. "Peki. Ama söylediklerin yalansa seni bir daha gemime almam." dediğinde teşekkur ettim. Hızlıca gemiye koştugumda Ares'e her şeyi söyledim ve gemiye bindik. İnazuma'ya giriş çıkışlar sakıncalı olabileceği için bir kutunun içine girdik. Hareketlenme hissedince geminin kalktığını hissettik. Bekle İnazuma Luna ve Ares geliyor!
———————————————————
Sonunda ayaklarımız karaya basmıştı. Beidou'ya teşekkur edip bahsettiği Thoma adındaki adam bizi karşılamıştı. Bize bir kaç yeri gezdiriyor İnazuma'yı kısaca anlatıyordu. Ama bunlar bana lazım değildi bana lazım olan Raiden'di. Hem onla konuşmalı hemde savaş eğitimi almalıydım. Raiden sadece bana gnosisi nasıl kullanıcağımı öğretse yeterdi. Thoma'ya bundan bahsetmemiştim.
3 Saat sonra...
Thoma en sonunda işi oldugunu söyleyip gitmişti. Özünde güzel insandı ama çok fazla konuşmuştu ve kafam şişmişti. Şimdi oturmuş bir kafede birşeyler içiyorduk. Hesabı ödedikten sonra bir kız dikkatimi çekti. Kırmızı giyinimli sarı saçlı bir kız. Acalesi var gibiydi,nefes nefese kalmıştı. Onu incelerken Ares'in seslenmesiyle ona dönüp onla sohbete dalmıştım. Geri dönüp baktığımda ortalıkta yoktu pek kafaya takmadan konakliycak bir yer bulmak için inazuma sokaklarında yürümeye başladık...

Kayıp TanrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin