Luna 500yıl uykudan uyanmış bir insandı.Önsezisi belli olmayan bir kız ama nedense kafasında belli belirsiz insan sesleri vardı sanki haykırıyorlardı ama ne? Hafızası tamamen solmuştu kendi adını bile zor hatırlayan birisinden nerden geldiğini bilme...
Sonunda Liyue'ye varmıştım. Ama bir sorun vardı... HER YERDE DAĞ VAR AQ REX LAPİS DAĞ YAPMIŞ ÜSTÜNE YAYMIŞ HANİ BURDA AĞAÇ ADI ALTINDA DAĞ YETİŞİYO YAYILIYO FALAN? "Hay ananı ya...ben bir saniyecik düzgün bir yer göremiycekmiyim?" Belimi tutup gerildim. Arkamda biri varmış gibi hissetmeye başlamıştım... ?:Pardon bir sorunmu var? Arkadan gelen sesle donup kalmıştım. O nasıl bir soğuk ses. Tanrı seni yaratırken ses tellerine ne yapmış... Arkamı dönmeden önce kaçmayı düşünmüştüm ama sonradan dövüşe bilceğim aklıma gelmişti elimi kılıcıma atıp hızlıca arkamı döndüm. Tedbiri elden bırakmamak lazım değilmi? L:Yok saolun. Aynı soğuklukla bende karşılık vermiştim. Tam arkamı dönüp gidicekken karşımdaki kişinin kim olduğunu merak ettim. L:Yanlış anlamazsanız tam olarak kim oluyorsunuz? Adınız falan ne? Sadece merakımdan soruyorum emin olabilirsiniz. Boş boş suratıma bakım gitmişti... L:HEY! BEN SENDEN ÖNCEDE GİTMESİNİ İYİ BİLİRDİM! Salak. Kendimi gerizekalı gibi hissetmiştim...yapmamam gereken birşeymi yapmıştım acaba? Of şuan oturup ağlaya bilirdim o salak sinirlerimi çok pis bozmuştu. Neyse hadi Lunacım erken kalkan yol alır. —————————— Liyue Limanında: Off ayaklarım. Liyue topraklarına giriş yaptığımda geceydi ama şimdi gündüz...neyse hadi bakalım yerlilerle konuşalım veya dinleyelim veya kendime kalacak biyer bulam. Köprülerden köprülere geçerken kulağıma gelen hafif dalga tınısı hoşuma gitmişti. Liyue Fontaine'ye daha gelmedim ama şuan favorim sensin. En azından ana merkez denizde hehe. Yalnız...halk zihur ayini gibi birşeyden bahsediyorlar. Öğlenmi ne yapılacakmış gitsemmi acaba ev bulup hmm gidiyorum. Neyse hadi bakalım. İlk gördüğüm birisine soru verdim valla. L:Pardon acaba burlarda kiralık ev veya otel gibi bir yer varmı? ?:Yukarlarda kırmızı bir bina var küçük hanım orası kiralık. L:Teşekkürler. Hızlıca kırmızı bina aramaya başladım ama...ÇOK FAZLA VAR. Neyse ilk bulduğuma bakacam artık. Uzun bir arayıştan sonra(kısaca 1 saat sonra)
Oh be sonunda buldum. Hem iyi fiyata getirdim hee 500 Mora iyi bence aylık. Hem maceracılar locasınada girersem tadından yenmelik olur. Neyse saat kaç acaba? Hmm saat 11 olmuş. Bir duşa girsem birşey olmaz yani —————————— Üstümde bornozla ne giyceğimi düşünüyordum hep aynı kıyafet hep aynı kıyafet baymıştı. Tamam şimdi çantama baktım vee evet aradığımı buldum.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Giyindim ve sırada saçlarım vardı. Uzun olan siyah saçlarım düz olduğundan kurutup taradım ve çıktım. Ayin yerinde: Sonunda sora sora bula bilmiştim. Biraz fazla kalabalık olsada aldırış etmedim ve insanları inceledim. O sırada bir adamla konuşan Mondstadt'tada gördüğüm "Gezgin" diye adlandırdıkları kızı gördüm...tamam hadi bakalım sohbet kurmam lazım. Yavaş adımlarla yanına gittim. Oda tam konuşmasını bitirmişti. L:Selam. G(gezgin):Selam? L:Kendimi tanıtayım Luna ben. Seni daha önce Mondstadt'a görmüştüm ama bi türlü konuşucak fırsatı bulamadım. G:Aa. Şey bende Lumine. Tanıştığıma memnun oldum. L:Bende Lumine. Ee sendemi ayine geldin. Lu(Lumine):Evet. L:Anladım. Şey birşey sorucam ayıp olmazsa. Lu:Ne ayıpı tabikide sorabilirsin. L:Senin kardeşini aradığını idda ediyorlardı doğrumu? Lu:Evet evet. Durumum karışık biraz. L:Anladım... Lu:Ben kaçsam iyi olur konuşmam gereken kişiler var. L:Tabikide görüşürüz. Samimi birşekilde gülümseyip gitmişti. Etraf dahada kalabalıklaşmıştı. O zaman ayinin başlamasına az vardı... Kalabalığa ilerleyip en öne geçtim. Bu anı çok merak ediyordum. Bir kaç dakika sonra bir kadın ortaya geldi yanlarındada anladığım kadarıyla korumaları vardı. Artık sesler kesilmiş herkes ortaya bakıyordu. Kadın bazı şeyler yapıp Morax'ımı çağırmak istemişti bilmiyorum ama tepeden ejderha düştü. Galiba yağmur başlayacak... Ejder yağmuru hemde. Ama o ejderha düşünce herkes paniklemişti e tabi ben hariç. Çoğu kişi orda kalırken bana bakmadan geçmeme izin vermişlerdi. Denilene göre Rex Lapis'e suikast yapılmıştı. Kim yapmak istesinki. Olsa olsa bir tanrı olur ama hani insanız yani... Ordan tüymem lazımdı. Ama hızlıda olmalıydım. Hadi bakalım Luna. Merdivenleri aştınmı iş kolay. Merdivenlere dikkatlice yaklaştım ve aşağı inmeye başladım. Son basamaktayken gezgini gördüm oda tüymeye çalışıyordu. Ama ayağının altındaki camı fark edip tam atılacakken artık cama basmıştı...şövalyeler gelirken Lumine'yi kurtarmak için elimi silaha attığım sırada arkasından turunç kafa bir adam çıkmıştı... ——————————— Selam! Yine ben:)) Önceliklee şunu belirteyim. Luna niye Kaeya ile vedalaşmadı? Çünkü bunlar tartıştı ve Kaeya Luna'nın gitmesini istemedi doğal olarak ama Kaeya Luna'nın tercihlerine saygı duymasını beklerken Luna'nın karaklarına saygı duymadı gibi birşey hani nasıl desem... Luna'nın önüne duvar örmek istedi gibi diyelim ve Luna yapısı gereği bunlardan nefret edicek. Ve bide şey sumeru için planlarım var o yüzden Luna'nın Kaeya ile vedalaşmaması benim için o planı ayakta tutan şey. İkinci olarak Ben 3.bi kitap daha yazmayı düşünüyorum. En en sevdiğim shiple alakalı... Xiao ve Lumine tam olarak kısaltılışını unuttum yorumlara yazarsanız sevinirimm. Üçüncü olarak. Her bu tevyattaki yerlere 10 bölüm ayırmak istiyorum. O yüzden Luna daha beklesin. Hemde artık Luna bazı şeyleri yarım yamalakta olsa hatırlamalı. Ama nasıl yapıcam hiç bir fikrim yok. Dördüncü olarak Sizlere teşekkür ederimm kitabımı okumanız yorumlamanız beni çok mutlu ediyor. Kafamda cümle kurabilsem hepsine cevap vermek isterim ama cümle kuramıyorumm. Neyse baii
