Final

23 3 4
                                    

Natlan'a gelmiştik ve kalacak bir yere ihtiyacımız vardı. En sonunda ev tutmaktansa bir yerlinin evinde kalmanın daha mantıklı olacağına karar verdik. Yerlilerden kaldığımız kadın Ansel hemen beni tanımıştı. Ama belli etmemişti. Yarın sabah kaleye gidicek ve Thomas'ın işini bitirecektim herşeyden önce halkıma nasıl zulmle yaklaşırdı onun hesabını vermeliydi. Sonra ise halkımın intikamını almak adına onu öldürecektim. Nası olsa o sadece çakma bir tanrıydı. Gerçeklerin yanında çakmaların işi olmazdı. Şimdi herşeyi bırakıp asıl halk nasıl yönetilirmiş öğrenmesi gerekirdi. En yüksek maaşı alan bile kırık dökük bi evde yaşaması ve kalenin şatafatlı olması çok sinir ediciydi. Kadın bize çay koymuş yıllardır halkın beni nasıl beklediğinden eski köye nasıl yeni adet getirildiğinden bahsediyordu. Anlattıkları çok korkunçtu. Hiç kimse böyle birşey yapmamalıydı ama madem o yapıyordu cezasınıda hakkıyla alıcaktı. Asıl herşey şimdi başlıyordu. Luna geliyordu. Kıyametiniz geliyordu Bay Thomas.
Sabah;
Aresle dün detaylıca plan yapmış ve herşeyi hazırlamıştık. Birazdan kaleye gidicektik. Hızlica üzerime birşeyler geçirdim ve çıktık. Halk beni gördüğüne inanamıyor gibiydi. Herkes şok içersinde bana ve Ares'e bakıyordu. Tamam yapabilirim yaparımda. Ben bunları düşünürken Kalenin önüne gelmiştik. Kaledeki askerler beni görünce şok geçirmişlerdi. Kalenin kapısına gelince ordaki askere baktım ve kapıyı açtı. Gülümsedim ve merdivenlere ilerledim. En tepeye çıktım ve kardeşim arkası dönük bir şekilde pemcereden bakıyordu. "Kardeşim. Ölüm meleğin geldi." dedim. Arkasını döndü ve beni gördüğüne şok geçirmiş gibiydi. "Yada kardeşim demek yerine çakma tanrımı desem bilemedim şimdi" dedim. "Luna...sen yaşıyorsun." dedi. "Yok canım ruh olarak geldim karşına. Tabiki yaşiyorum bebeğim. Senin kanını almadan ölürmüyüm sanıyorsun." dedim. Ve duvarda asılı olan kılıcıma baktım.

 Ve duvarda asılı olan kılıcıma baktım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Ve onu aldım. "Evet. Şimdi canım,benim halkımın ve özellikle sevgilimin canını yakan adamı nasıl affede bilirim?" dedim. "O piç kurusu senin sevgilinmi? Ahahaha bu kadar düştüğünü bilmiyordum" dedi. "Boş yapacağına olaya gelsekmi canım bana yazıyo" dediğimde oda kılıcını eline almıştı.

 "Boş yapacağına olaya gelsekmi canım bana yazıyo" dediğimde oda kılıcını eline almıştı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evvet Luna başlıyoruz. Bana doğru gelmeye başladı ve bir anda bana saldırdı ama kaçtım. O hızlıca beni iktirince cama çarptım cam tam anlamıyla tuzla buz olmuş düşüyordum ama unuttuğu birşey vardı. Kanatlar. Hızlıca kanatlarımı açarak yere çakılmamı önledim ve yere inip kılıcımı aldım. Oda yanıma gelmişti ve ondan bir kaç adım uzaklaştım. Bana kılıcını savurup duruyordu bense kaçıyordum. Gücü tükenip yorulucaktı elbette. Bir kaç dakika bunu yaptıktan sonra yorulmayacağını anlamamla kılıcı sıkıca tuttum ve ona kılıçla saldırıcakmışım gibi davranıp karnına tekmemi geçirdim yere düşmesini fırsat bilerek kılıcı saplayacakken ayağımdan tuttu ve beni yere serdi. Kılıç metrelerce öteme düşerken o üstüme çıkıp yüzume bir tokat atıp boğazıma yapıştı. "KÜÇÜK TANRIMIZ YILLAR SONRA ADAM OLMUŞTA GELMİŞ BURDA BANANKAFA TUTUYOR HAHAHA NE KADAR KOMİKSİN! 500 YIL ÖNCE SENİN HAFIZANI KAYBETMENE SEBEP OLDUĞUM İÇİN HİÇ PİŞMAN DEĞİLİM SENİ SALAK!" saçma salak bağırıyordu bense elini boğazımdan çekmeye çalışıyordum ama bu imkansızdı. En sonunda elimi eline sıkıca kenetliyip sırıttım. Beni tanıyan şuan elini yakıcağımı bilirdi ama o beni tanımıyordu. "Niye sırıtıyosun seni küçük fa- AHĞ" bana ediceği hakaret ağzında kalmış acı çığlıklar içersinde elini tutuyordu. "Beni hiç tanıyamamışsın kardeşim" hala üstümdeyken yüzune yumruk geçirdim ve acı içinde ayağa kalkarken tekrar karnına tekme savurdum. O yere düşerken ben düşmüş kılıcıma bir çırpıda koşup aldım. Arkamda bir gölde hissetmemle hızlıca döndüm. "ISKA!" diye bağırıp sırıttım. Bu onu sinirlendirmişti. Tekrar kovalamaca oynuyorduk,o beni kovalıyor bense kaçıyordum. Gücü yavaştan tükenirken kılıcımı sıktım ve asıl amacımın halkım için buraya gelmek olduğunu hatırlayıp sakinleştim. Şimdi sırada onu küle çevirmek vardı. Etrafa bakındım bir manav tezgahı görmemle oraya koştum oda arkamdan koşuyordu sıçradım ve doğru haraketle boş olan arkasından rahatça çıktım. Amacım şuan onu yormaktı kalın yapısı ve fazla kilolu olması haliyle onu yorarken benim kilomun az olması ve tüğ gibi olmam işime gelmişti. Geride bıraktığım tüm tezgahlar iki parça olurken bunu zevkle izliyordum. En sonda artık böyle olmayacağını tekrar hatırladım ve durdum. Ona döndüm kılıcımı yere bıraktım ve "Teslim oluyorum" dedim. Bu sefer o güldü ama Son gülen iyi gülerdi... "Sonunda bazıları benim gücümü anlamış bakıyorumda. E tabi bende olsam bende benle uğraşmazdım..." diye gevelenirken ben fırsat kolladım kılıcımı aldım bu sefer yüzüne tekme geçirmemle iki büklüm olmuştu. "Ah kardeşim ahh. Hala anlayamadınmı benim gerçekten bir Archoon olduğumu" dedim. Bu hali çok acınasıydı. "Kardeşinden dayak yiyen çakma Archoon Thomas" s'yi uzatarak söylemiştim. "Birisinden dayak yemek ne kadar acınası. Özellikle kardeşten. Ahahah" artık sinirlerime hakim olamıyordum sinirimi kılıcım bile hissetmiştimi alevler içindeydi. "Hükümdarlığı bilmezsin,halkına sahip çıkmazsın,Archoonum diye gezersin,halka zulm edersin,insan döversin. Ahahh ölümüde hak edersin artık napalım?" dedim ve ağzımdan bi kahkaha peyda oldu. "Sen sanki çok yönetebilicekmiş gibi konuşuyosunda gelmişsin burda patronluk taslıyorsun." dedi ve yine kendime hakim olamadan kahkaha attım. "Ah canım unuttunmu 500 yıl önce burası benimdi. Hani beni seven bir halkım vardı,sonra bu toprağa bir bozgun girdi. Luna diye bilinen ateş Archoonunun ağır dsrbeyle hafızasını kaybetmesini sağladı be yerine geçti..." dedim. "Senden daha iyi yönettim ksbul et" dedi. "Ay seni halkın sevmiyoki" dedim ve güçlü bi kahkaha attım. "C-c-cehennemin dibinde y-y-yanacaksın h-h-haberin yok" kahkahalarımın arasında konuşmak çok zordu. "Ay uzun süredir bu kadar gülmemiştim" dedim ve yüzüme ciddiyet taktındım. "Şimdi Thomas Dean,ölümün uzun vadelimi kısa vadelimi olsun?" dediğimde bana anlamaz gözlerle baktı. Sonra bir anda üstüme gelen ateş topundan son anda kaçmamla bana birşey olmamıştı ama ona olucaktı. Yanına hızlıca koşmaya başladım bana saldırı yapmakla uğraşıyordu ama ıskalayıp duruyordu. En sonunda hızlıca ortadan yarık bi tezgahın üzerine çıkıp ona atlayarak onu devirdim. "Bunu gerçekten bana yapıcakmısın kardeşim?" dedi. "Sevdiğim insanlara acımayan insanlara neden acıyayımki?" dedim. O özür dilemeye başlamıştı ama 3. Özründe boğazına kılıcımı geçirerek ölmesini sağladım,üstünden kalktıktan sonra cesedini aleve vererek kül olmasını sağladım ve küllerinin doğaya karışmasına izin verdim. Üstüm kan ve ter olmuştu ama umrumda değildi. O ölmüş ve Natlan'ın başına geri geçmiştim.
1 hafta sonra;
Sabah Ares beni öperek uyandırmıştı ve konuşma yapıcağımı hatırlatmıştı. Bende o yüzden kalktım ve kahvaltıya indim. Askerlerden birisi yanıma geldi ve "Bayan Luna,bugün vergi toplanıcak ama sizin onayınız lazım." dedi. Şok geçirmiştim. "Biz halktan ne zaman vergi aldık acaba gelmişsin soruyosun! Ben Thomas değilim. Halktan artık vergi alınmıycak! Evleride restore ediceksiniz. Kırık dökük evlerde oturmaktan dermanı kalmamış insanların." dedim. Sonra yemeğime döndüm. Yemekten sonra kendime kıyafet seçmek için odaya çıktım. Kırmızı ve siyahın muhteşemliğini oluşturdugu bir elbise seçtim.

 Kırmızı ve siyahın muhteşemliğini oluşturdugu bir elbise seçtim

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Sırada kızıl saçlarıma şekip vermekteydi. Saçlarımı dümdüz kullanmaya karar verdim ve saat gelip çattı. Hızlıca büyük balkona girmeden önce Ares'i gördüm beni bekliyordu.

 Hızlıca büyük balkona girmeden önce Ares'i gördüm beni bekliyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Siyah takım elbisesi ona çok yakışmıştı. Hayranlıkla ona bakıyordum. "Çok güzel olmuşsun" dedi Ares. "Sende çok yakışıklı olmuşsun" dedim. "Artık vakit geldi çattı halkın seni bekler leydim" dedi ve elini uzattı. Tuttum ve nazik adımlarla balkona çıktık. Tüm halk burdaydı. Herkes şok geçirmişti çünkü beni beklemiyorlardı.
"Merhaba Natlan Halkı. Ben Luna. Sevgili tanrınız."
Halk'ın alkışları susmak bilmiyordu. Herkes beni özlemişti.
"Artık zulmden kurtuldunuz sevgili halkım. Artık Thomas bizim için geçmişte kaldı."
Ve susmadan konuşma yaptım. Ares her bir dakika elimi hiç bırakmadan tutmaya devam etmişti. Ben Luna Dean, Natlan tanrısıyım. Sizleride beklerim sevgili dostlarım umarım yollarımız birgün keşisir.
~Son~
———————————————————

Kayıp TanrıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin