B5

374 68 20
                                    

Jisung, Prens Minho'yu kolayca öldürebilir, herkesin yüzündeki sırıtışı silebilirdi.. Prens'in onu mahvettiği gibi o da Prens'i mahvedebilirdi..
Öte yandan duvarın ötesine geçerse bunu başarabilirdi. Koşar, koşar, dağlarda izini kaybettirdikten sonra vahşi doğanın koyu yeşilinde yalnız başına; altında çam iğnelerinden bir halı, tepesinde yıldızlardan bir örtüyle yaşardı. Bunu yapabilirdi. Tek yapması gereken duvarı geçmekti. Daha önce bunu başarmaya epey yaklaşmıştı...

Jisung'ı, Prens'in önüne getirdiklerin de,
Prens'in gözlerinde Jisung'ın küstahlığının kendisini eğlendirdiğini belli eden bir parıltı belirse de bakışları Suikastçının bedenine fazlaca takılmıştı.

Minho sinirliydi. Onun sınırı tüm ülkeyi yok edecek bir vaziyetteydi. Minho yıllardır Jisung'a olan aşkıyla yanıp tutuşur iken bunu kimseye söyleyemediği için Jisung'a bir şey olduğunda her zaman kendini suçluyordu.

Aldığı anı karar ile Jisung'ı yan odasına aldırmıştı. Gece bir anda boğazına gelecek bir hançer, gece yatağına getirilecek bir suyun içinde ki zehir, yiyeceği şeyler boğazına takılı mı kalacak?, ona yakınlaştığım da benden korkup kaçacak ya da beni öldürecek diye düşünmüyordu.

Minho, Jisung'ı ölümüne seviyordu.


Minho hiçbir şeyi umursamadan herkesin geniş odadan çıkmasını emretti. Jisung ile oda da yalnız başınalardı. Minho'nun tek isteği Jisung'dı.

Jisung içinden, kapıya bu kadar yakınken kaçmaya çalıştığımda yakalayabileceğini mi sanıyordu bu?

Diye geçirdi.

Çok yıpranmış ve yorgundu gözleri boş bakıyor içini bir hissizlik kaplıyordu.

Ne demiş Atilâ İlhan,

gözlerin gözlerime değince
felâketim olurdu ağlardım
beni sevmiyordun bilirdim
bir sevdiğin vardı duyardım
çöp gibi bir oğlan ipince
hayırsızın biriydi fikrimce
ne vakit karşımda görsem
öldüreceğimden korkardım
felâketim olurdu ağlardım

ne vakit maçka’dan geçsem
limanda hep gemiler olurdu
ağaçlar kuş gibi gülerdi
bir rüzgâr aklımı alırdı
sessizce bir cıgara yakardın
parmaklarımın ucunu yakar

Akşamlar bir Roman gibi biterdi
Jezabel kan içinde yatardı
Limandan bir gemi giderdi
Sen kalkıp ona gidersin
Benzin mum gibi giderdin
Sabaha kadar kalırdın
Hayırsızın biriydi fikrimce
Güldü mü cenazeye benzerdi
Hele seni kollarına aldı mı
Felâketim olurdu ağlardım..

Gözlerinden yavaşça süzülen göz yaşını umursamadı Jisung. Prens karşısında dik durup kendini güçlü göstermeye çalıştı yeniden. Ona yaklaşan Prens nefes kesiciydi belki de.

Jisung güç istercesine ayakta duruyordu.
Günlerdir aç susuz bırakılmış, fareler ve iğrenç bir pislik içerisinde bir zindan da kalmıştı. Minho, Jisung'a temas kurmak istercesine yaklaştı ve yavaşça belinden kavrayıp, diğer elini de dizlerinin altından geçirdi ve kucakladı. Jisung o kadar yorgundu ki gözleri açık kalmamak için artıdan bir çaba gösteriyormuş gibiydi.

Minho, Jisung'a dokunmak istiyordu. Kim istemezdi sevdiğine dokunmak? Kulağa çok normal gelir ama birinin isteği olmadan belki de sevebileceği birinin ona dokunması ne kadar doğru?

Minho, Jisung'ı kuş tüyü gibi olan yatağa yatırmış ve o da yanına oturmuştu sessizce bakıyordu bu pürüzsüz yüze.

Jisung'ın ellerinden başlayıp omuzlarına doğru giden bir sürü beyazlıklar vardı. Minho bunun bir işkence olduğunu biliyordu. Jisung'ı büyüten kişi bir suikastçı değildi.

Önce Jisung'ın babasını öldürmüş, sonrasında ise Jisung'ı ölecek dereceye getirdikten sonra bir nehir yatağına attı. Jisung, birileri tarafından bulunana kadar onu asla gidip oradan almadı. Jisung kendini bu süreçte geliştirmişti. Minho tüm her şeyini bilmesine rağmen sevdiği kişinin onun hakkında hiç bir şey bilmemesi canını yakıyordu ama biliyordu elbet ona gelecekti Jisung her koşulda.

Minho, Jisung'ın saçlarını okşayıp, kafasını boynuna getirip kokusunu içine çekmişti. Jisung, hissettiği nefes ile hareketlenince Minho hemen geri çekilmişti. Jisung 7. Rüyasını görür iken Minho Jisung'ın yanağına bir öpücük kondurmuştu tüy kadar hafif..

Hava cok soguk usuyorum amk 😭
Oy verir misiniiizzz 😻🐾💋

Catharsis • Minsung | OmegaverseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin