Yaklaşık 4 gündür eğitim alıyoruz fakat sırtımdaki yaralardan dolayı 4 asır eğitim almış gibi hissediyorum. Harem görevlisinin içeri girmesiyle uyanık olan herkes diğerlerini uyandırarak kaldırdı.
Harem görevlisi yanıma doğru geldi.
"Ne fevkalade gözlerin var! Ve ne de öfkeli bakıyorsun!"
Bunu iyi anlamda mı kötü anlamda mı söylemişti?
Yüzüne aval aval baktım ve önümden çekilip başka bir omeganın yanına ilerleyip,
"Ayılsanıza! Çoktan uyanmış olmanız gerekirdi!"
Jisung içinde sefil bir ölüme mahkûm gibir hissediyor ve kafasındaki herkesi öldürüp, canına kıyma isteği arzuluyordu.
Harem görevlisi tekrar dalmış gözlerle etrafa bakan düşünceli Jisung'a bakmış ve,
"Bırak öyle omegalara bakınmayı! Katliam mı çıkaracaksın yine?"
"Hayır.. Görmek istediğim.."
Jisung'a sinirli ve meraklı gözlerle bakan harem görevlisinin yüz ifadesi Jisung'ı rahatsız etmiş olacak ki sinir ve egosu tavan yapmış bir şekilde dilinden şunlar döküldü.
"Onu öldürmeyecektim soytarı."
Dedi Jisung ve gözlerinden alev fışkıran harem görevlisine bakıp, yüzüne sinsi bir sırıtış yerleştirdi.
Harem görevlisi,
"Ağzından çıkan lafa dikkat et yoksa seni zindanlarda çürütürüm!"
Jisung, ufak bir kahkaha patlatmıştı. Haremdeki herkes kafasını hafiften kaldırmış ne olduğuna bakıyordu.
"Ya, bunu hiç sanmıyorum."
"Nedenmiş o?"
"Çünkü Prensinizin benden istediği bir şey var, bu her neyse ona öyle çok ihtiyacınız var ki buraya bizzat sizi gönderiyor. Ben aptal biri değilim, yakalanacak kadar budala olsam da ortada gizli bir işin döndüğünü görebiliyorum. Yoksa ne diye başkentten ayrılıp bu kadar uzaklara gelme riskini göze alacaktınız ki? Şu ana dek fiziksel veya zihinsel açıdan zinde olup olmadığımı sınadınız. Eh, kaçışım belki size aksini düşündürebilir ama aklımın hâlâ yerinde olduğunu, çökmediğimi biliyorsunuz. Bu yüzden darağacına gitmeyeceksem sizin bana neden burada olduğunuzu, Prensinizin benden ne beklediğinizi açıklamanızı istiyorum.
"Zindana atın şu terbiyesizi!"
•
Evet bu benim sonum.. gerçekten sonum. Ya burada ölüp gidecek ya da yaşam savaşı vererek ne olacağını sorgulayacaktım. Tek çarem buydu çünkü hayatım boyunca bir suikastçı tarafından istemedeğim şeyleri yapmaya zorlanmış ve artık kendimi buna zorunlu hissetmeye başlamıştım tem sebebi yapmayacak olursam ellerimi bağlayıp camlar kırmasıydı. Bundan korkuyordum çok korkuyordum. Eğer ki bir dediğini iki edersem her zaman bunu yapar ve ellerimi yaklaşık 3-4 ay kullanılmayacak hale getirirdi.
Bundan nefret ediyordum.
Duvarlar iğrenç ötesi zindanda üstüme üstüme geliyor ve asla bir kaçış yolu bulamıyordum kendime. Uzanıp beni buradan çıkaracak bir yardım eli bile yoktu. Çünkü ben şeytanın oğluyum. Beni yetiştiren kişi babam hakkında her zaman bunu söyleyerek büyüttü beni, beni yetiştirenden nefret etmiyorum. Ona minnettarım bir nevi bazı konularda çünkü onun sayesinde düşünce kalkmayı öğrenmiştim, yardım eline ihtiyacım olmadan yoluma devam etmeyi ve kendimi toparlamayı öğrenmiştim.
Jisung'ın göğsü daraldı. Bir sürü şeyi yakıp yıkmak ve her şeyi altüst edip bu saraydan gitmek istiyordu.
•
GECE BİR BUÇUK GİBİ BİR BOLUM DAHA ATARİİMMM 😻🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Catharsis • Minsung | Omegaverse
FanfictionJisung, Suikastçı olarak yetiştirilmiş bir omegayken küçük yaşlarda bir saraya getirilmiş ve orada esir alınmıştı. Minho ise, kraliyet ailesinin her şeyinden sorumlu olan bir Sigmaydı.