Yine Taehyun'ın odasında uyanırken ben, karşımda bir bebek misali masumca uyuyan sarışını böyle görmeyi planlamıyordum. Ardından aklıma dolan sahneyle istemsizce sırıtmış ve bunu neden yaptığını düşünmeye başlamıştım. Tüy kadar hafif öpücüğü, kalbimde öyle büyük yıkımlara neden olmuştu ki, bedenimin ona bu denli ihtiyacı olduğunu farketmem pek uzun sürmemişti.
Saatin kaç olduğunu bilmeden dakikalarca karşımdaki manzarayı izlemiş, ve bu güzelliğin başıma bela açacağını anlamıştım.
İçinde kahvelerini saklayan kapalı gözleri önüne düşmüş bir kaç dağınık sarı tutam, hemen altında şekilli burnu ve hafif aralık dudaklarıyla Kang Taehyun, beni resmen mest ediyordu.
Arsız gözlerim bilmem kaçıncı kez artık ezbere bildiğim bu suratı turlarken o, hafifçe gözlerini açmış ve dakikalardır mahrum kaldığım kahvelerini benimkilerle birleştirmişti. Anın verdiği utançla gözlerimi kaçırmak istesemde kendime engel olmuş, inatla irislerimi ondan çekmemiştim.
Bu huzurlu sessizliği bozansa sarışının sesiydi."Daha iyi misin?"
Diyemedim ki sen dokunduğun için yaralarım kabuk bağladı, sen öptüğün için çiçek açtılar. Haykıramadım sana tüm o güzel düşüncelerimi. Eğer kalbimde seni nasıl bir yere konumlandırdığımı bilseydin yine bana böyle uzak davranır mıydın? Keşke benim gözümden görebilseydin kendini. Bendeki seni görebilseydin eğer anlardır neden kalbimin bu denli hızlı çarptığını. Ama biliyorum bunların hiç biri mümkün değildi.
Daha fazla beklememesi için sesimin çatallı çıkacağını bile bile konuştum. Konuştum ama gerçekten ne düşündüğümü söylemeye cesaret edemedim.
"Sayende evet"
Hafiften gamzelerini gösterecek şekilde tebessüm etmişti. Aslında o ana kadar iki yandaki çukurlarının varlığından dahi haberim yoktu. Bir kez daha onunla ilgili birşeyi bilmediğim için kendime lanet ederken, neden hiç gülümsemediğini düşünmeye başladım. Bir insana bu kadar yakışırken, neden gülümsemezdi ki?
Nedir bayım sizi bu denli üzen? Nedir bu denli soğuk olmanızı sağlayan?"Gamzelerin var. Niye daha önce bu gülüşü göremedim?"
Yattığı yerden omzunu silkmiş ve suskunluğuna devam etmişti.
Bense daha fazla içimdeki bu kora dayanamamış ve geceden beridir kıvranmama sebep olan bu öpücüğün nedenini sormuştum."Beni neden öptün?"
Bunu beklemediğini belli edercesine gözleri duyduklarıyla hafiften büyümüş çok minik titrek bir nefes vermişti. Gerginlikle dudaklarını diliyle ıslatmış ve yutkunarak adem elmasının oynamasına neden olmuştu.
"Beni neden yaramdan öptün sarışın?"
Ona bu lakapla daha önce hiç seslenmemiştim. Kendi kendime ya da Yeonjun'la konuşurken böyle hitap ederdim fakat yüzüne karşı şimdiye kadar bu şekilde seslenmemiştim.
O ise şimdi hiçbir açıklama yapmadan yerinde doğrulmuş ve gitmeye yeltenirken ben, yattığım yerden kolunu tutmuş ve ardından onun gibi oturur vaziyete gelmiştim."Yalvarırım bana bir açıklama yap. Öpüşün içimi hareketlendirirken, bana bir umut kapısı yaratırken, yalvarırım beni cevapsız bırakma. Lütfen"
Sona doğru sesim kısılmış ve gözümden bir kaç göz yaşının yanaklarıma süzülmesine izin vermiştim.
Artık bana atabileceği herhangi bir adımın ihtimaline karşı her şeyi yapmaya hazırdım. Önce elimi çenesine yerleştirip irislerimizin kesişmesini sağladım.
Onun gözlerini izlemek, bulutsuz bir gecede yıldızları izlemekten farksızdı benim için.
Sonra ise o benim ne yapacağımı kestirmeye çalışırken, kalbimin sesini dinlemiş ve çatlak dudaklarımı, tattığım hiç bir alkole benzemeyen ama bağımlılık yapan dudaklarına kapamıştım. Ellerimi ise yanaklarına yerleştirmiş, geniş çukurlarını okşuyordum. Ağzıma gelen tuzlu tatla ağladığımı anlamış ve kendimi daha fazla bastırmıştım ona. Dilimle ondan izin isterken nihayet bana karşılık vermiş ve ağzını aralamıştı. Ben hunharca alt dudağını emip dişlerken ağzıma doğru inlemiş ve daha fazlasını istememe neden olmuştu.
Nefessiz kalana kadar dudaklarımız birbirleriyle savaşırken kısa bir an seslice ondan ayrılmış ve gözlerine dikmiştim baygın gözlerimi. Yeterince şişip kızarmış dudaklarıyla bana bakarken Taehyun, onun hayal edemeyeceğim kadar güzel olduğunu anlamıştım. Son kez dudaklarımı alkollerine bastırmış ve arsızca çenesinden başlayıp aşağıya doğru öperek inmeye başlamıştım. Adem elmasını defalarca kez öptükten sonra nihayet pürüzsüz boynuna ulaşmış, ve uzun süre geçmemesini istediğim izleri bırakmak için dişlerimi batırmıştım.
Ben onu emip yalarken, inlemeleri kulağıma doluyor aynı zamanda kafasını hafif yana yatırarak bana daha fazla alan açıyordu. Aldığım zevkin haddi hesabı yokken kendimi sarışının kucağında bulunca şaşkınlıktan ağzım açık kalmıştı. Devam etmemi beklercesine gözlerini kapatmış ve ellerini kalçalarıma konumlandırıp okşamaya başlamıştı.
Vücudumun her bir zerresi onu isterken daha fazla dayanamayıp üstünde sürtünmeye başlamıştım.
Yaptığım bu hareket ikimizinde aynı anda inlemesine ve başımın öne düşmesine neden olmuştu.
Başta yavaş olan gelgitlerim hızlanırken, altımda hissettiğim sertlikle, tek zevk alanın ben olmadığını anlamıştım. Taehyun kalçalarımda duran elleriyle bana yön verirken kafamı kaldırıp ağzının içine inlemiştim. Böylelikle tekrar derin bir öpüşmenin içine girerken biz Taehyun'ın üstünde hafiften zıplamaya başlamıştım.Artık bana dokunması için yalvaracak duruma gelmişken Taehyun beni hissetmişcesine ani bir hareketle altına alıp tişörtümün içinden soğuk ellerini tenime değdirmişti. Belim bir yay misali gerilirken, o hafiten tişörtümü sıyırıp yaralarımdan öpmeye başlamıştı. Onca duygu beni ele geçirirken Taehyun akıl sağlığıma iyi gelmediğini bir kez daha kanıtlamıştı.
Karnımı öpmeye devam ederken kendine daha fazla alan açmak adına tişörtü tamamen yukarı sıyırmış ve meme uçlarımla ilgilenmeye başlamıştı. Birini ağzına alıp emerken, boşta kalan eliyle diğerini kıstırıp bırakıyordu. Zevkten ağlayacak duruma gelmişken yavaşça aşağılara inmiş, tam kasıklarımın orada durmuştu. Şişmiş erkekliğim beni yeterince zorlarken, sarışının kafasını kendime daha fazla bastırmıştım. Beni öpmesine, bana dokunmasına ihtiyacım vardı. Her bir zerrem onun için yanıp tutuşuyordu.
Ta ki Taehyun öpüşlerine ara verene kadar. Bir anda üstümden kalkmış ve elleriyle sarılarını geriye taramıştı. Ben yatakta onun için edepsizce kıvranırken o, tek bir laf dahi sarfetmeden kalkıp benden uzaklaşmıştı.Bunca yaşanılan şeyden sonra beni bu halde bırakıp gitmesi açıkcası zoruma gitmişti. Daha az önce kucağında sürtünürken zevkten döktüğüm göz yaşlarım, şu an sinirimden akıyordu. Bir kez daha beni arşa çıkarıp ardından yerle yeksan eden bu çocuk için ağlarken sessizce yataktan kalkmış ve hızlıca odayı terketmiştim. Sanki biraz önce bir ön sevişme yaşamamışız gibi, kalbimi önce çiçeklerle donatıp ardından binbir parçaya ayırmamış gibi hayatına devam ederken o, kapıya ulaştığımda hiç düşünmeden kulpu indirmiş ve dışarı çıktığım gibi arkamdan sertçe kapatmıştım. Tepine tepine ağlamak istiyordum. Ama onun için değmezdi. Artık onun için elimden hiçbir şey gelmezdi.
_______________________________________Omaygash hayatımda yazdığım ilk smit 🤪
Taeye o kadar aşığım ki aşkımı gyu aracılığıyla iletiyorum xnsnnxndnc
Ve lütfens bebisime kizmayalim sebepleri vardı 🤕
![](https://img.wattpad.com/cover/357007793-288-k962368.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tanıdık Yabancı // Taegyu
FanfictionAnnesinin ölümünden sonra 12 yıl boyunca doğup büyüdüğü kasabasına adım atmayan Choi Beomgyu, bu yaz tatile gelmiştir. Ama daha ilk günlerden kalbini bu denli çarpıtan sarışının aslında çocukluk aşkı olduğunu bilmiyordu...