Çocukluk Resmi

33 9 2
                                    

Nerdeyse 1 haftadır ne doğru düzgün dışarı çıkıyordum, ne de birileriyle muhattap oluyordum. Yine ev kuşluğumu yaparken, odama giren anneannemle başımı telefondan kaldırmış ve güzel bir gülümseme sunmuştum ona.
Yanıma geldiğinde ise gözlerim elindeki küçük kutuya takılmış ve sormadan edememiştim.

"Elindeki ne şişko?"

Yavaşça yatakta yanıma otururken sorumu cevaplamıştı.

"Fotoğraf albümü bir tanem. Dolapta bir şey ararken buldum. Dedim Gyu'm ile beraber bakalım biraz eskiyi yâd edelim"

Gülümsemem daha da büyürken, ellerimi sıcacık ellerinin üstüne koymuş ve minnettarlığımı dile getirmiştim.

"Çok güzel düşünmüşsün. Hadi aç da bakalım"

Uzun bir süre tanıdığım tanımadığım herkesin içinde olduğu resimlere bakmış, bana teker teker kimin kim olduğunu hatırlatmaya çalışmıştı. Çoğunu hatırlayamadığım için yine bir ton azar işitmiş sonunda albümün sonlarına gelebilmiştik.
Sağ alt köşede kendi küçüklüğümü görünce hemen resmi almış ve yanımdakinin en yakın arkadaşım olduğunu hemen anlamıştım.

"Şişko bu çocuğu hatırladın mı?"

Gözlüğünün arkasından irisleri resmi incelerken, hatırladığını belli eden mırıltılar çıkarmıştı.

"Senin yapışık ikizin değil mi bu?"

Dediğiyle bir kahkaha patlatmış ve onu onaylamıştım.

"Sahi ya nerde o?"

"Hiç bilmiyorum Gyu'm. Siz gittikten sonra bende bir süre memleketime dönmüştüm"

Duyduklarımla ağzım açılırken, anneannem elini sırtıma koymuş ve okşamıştı.

"Dayanamazdım ki yavrum. Eşim yok, kızım ölmüş, torunum gitmiş. Ne yapacaktım ki bu kasabada?"

Onu bu kadar yanlız bıraktığım için tekrar tekrar lanet ederken bulmuştum kendimi. Ne ara düştüğünü bilmediğim damlalarım yanaklarımı ıslatırken şişkoma sıkıca sarılmıştım.

"Özür dilerim. Özür dilemek hiçbir şeyi değiştirmez ama o kadar pişmanım ki"

"Üzme kendini bir tanem. Geçti gitti"

Bir süre başım onun göğsünde ağlarken zilin çalmasıyla yanımdan kalkmış ve başımı okşayarak kapıyı açmaya gitmişti. Bu esnada bende albümü toplamış, bir zamanlar yanından tek bir saniye ayrılmadığım çocukluk arkadaşımın olduğu resmi başucumdaki komodine koymuştum.

Tekrar günlerdir yaptığım gibi yine boş boş yatacakken, bu seferde odama pembe kafa girmişti. Taehyun'a sinirlenip onlarla da pek konuşmamıştım bu süre zarfında.

"Fıstık yüzünü gören cennetlik"

Sırıtmama engel olamamış, oturması için yanımı patpatlamıştım.

"Sana birşey olmuş çünkü 1 hafta boyunca evden çıkmamazlık yapmazdın"

Onu onaylamış ve yine yaşadıklarımı anlatıp anlatmamak aradında kalmıştım.

"Taehyun'la kavga mı ettiniz? Zorla içirdiğimiz çocuk bizden çok içmeye başladı çünkü"

Gözümü devirip ayrıntıya girmeden kavga ettiğimizi onaylamıştım.

"Boşver fıstık soğuk nevaleyi. Sana bomba gibi bir haberim var"

Merak duygusu beni ele geçirirken devam etmesini istercesine yüzüne bakıyordum.

"Seninkinin kardeşi dönüyor. Sana Minho olayını anlattığını söylemiştin. Bence olay çıkacak gibi"

O piçin adını duydukça midemin bulanmasını engelleyemiyordum. Ama bir yandan adının Huening olduğunu bildiğim çocukla tanışacağım için de sevinmeye başlamıştım.

Biraz daha havadan sudan konuşurken aklıma gelen fikirle ona çocukluk resmimi göstermiştim.

"Oha fıstık bu sen misin? Yanındaki kim?"

Derin bir iç çekip onunla zamanında ne kadar yakın olduğumuzdan bahsetmiştim.

"10 yılı aşkın süre geçmiş ama bulamaz mıyız çocuğu? Onunla vedalaşamadan gitmiştim. Kesin çok üzülmüştür"

Resme biraz daha bakıp düşünür gibi yaptı.

"Valla tanıdık geliyor da, çocuk hâlâ bu kasabada mı onu bile bilmiyoruz"

Birkaç parça umut kırıntım da Yeonjun'un dedikleriyle uçup gitmişti.

"Neyse boşver. Ne zaman geliyor Huening?"

Resmi komodine geri bırakıp aptal aptal sırıtmaya başladı.

"Bugün geliyor. Akşam toplanıyoruz. Bak şimdiden söylüyorum çakma sarışın yüzünden gelmemezlik yaparsan seni ondan önce ben sikerim"

Kahkahamı tutamamış, gözümden yaş gelene kadar gülmüştüm.

"Onu sikleyen kim. Tabii ki geliyorum"

"İşte benim tanıdığım fıstık. Kalk hazırlan ben gelir alırım seni"

Kafamla onu onaylayıp odadan çıkmasını bekledim. Bir anda Yeonjun'un bana hiç adımla seslenmeyişi aklıma gelmiş ve yine sırıtmama neden olmuştu.

Nihayet üstüme v yaka mavi bir bluz giyip, altıma da yine mavi bol bir kot çekmiştim. Boynuma flarımı da bağladıktan sonra saçımı özensizce arkadan toplamış ve kapıda beni bekleyen pembelinin yanına gitmiştim.

"Yeonjun niye seni her gördüğümde yüzünde ki delikler çoğalmış gibi geliyor?"

Jetonu biraz geç düşsede dediklerimi anlamış ve dil çıkararak beni geçiştirmişti.

Üstüne gayet dikkat çekici kırmızı bir gömlek giymiş ve yarısını dar pantolonunun içine sokmuştu. Nerdeyse dizine kadar uzanan siyah çizmeleri kombinini tamamlarken, çeşitli yerlerine taktığı takılar bu çocuğun cidden zevkli olduğunu kanıtlıyordu.

Ben onu incelemeyi kesip önüme döndüğümde bana hafiften omuz atmış, tekrar dikkatimi onda toplamama neden olmuştu.

"Fıstık birşey diyeceğim ama kızmak yok"

Ne diyebilir diye düşünürken, nihayet ağzındaki baklayı çıkarabilmişti.

"Mavi giymişsin"

Ne var bunda diye içimden geçirirken, aklıma gelenlerle elimi alnıma vurmuştum.

"Doğru söyle seninki seviyor diye bilerek mi giydin?"

"Hayır tabiiki!"

Diyerek yükselmiş, ve yine her kapımın ona çıkmasına lanet etmiştim.

"Yakışmış ama fıstık. Dikkat et gözü kalmasın"

Daha fazla sinirimi bozmamak adına lafı uzatmamış, her ne cehenneme gidiyorsak yürümeye devam etmiştim.
_______________________________________

Acaba resimdeki kim 🤔🤨

Yeon bana da fıstık desenee

Tanıdık Yabancı // TaegyuHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin