10.Bölüm

621 57 11
                                    

Uyandığımda kendimi çok yorgun hissediyordum. Hala kurt formundaydım ama nedense bugün üstümde bir yorgunluk vardı. Sanırım hasta olucaktım.

Yorgun bir şekilde sıcacık yatağımdan kalkıp kahvaltı hazırlamaya mutfağa gittim. Tam mutfağa gitmiştim ki kapı alacaklı gibi çalmaya başladı.

Böyle kapı çalan kişi kimse benden güzel bir laf yiyeceği belliydi.
Kapıyı açtığımda Alvinin geldiğini görüp başına vurdum.

"Ya sabah sabah insan arkadaşını böyle mi karşılar" Diye yakınmasıyla bir kez daha vurdum.

"Peki kapı böylemi çalınır sana az bile" diyip girmesi için kenara geçtim. Başına vurduğum yeri ovalayarak salona geçti.

Salona girip karşısındaki koltuğa geçip oturdum.

"Hayırlı olsun kanka ev bakmışsınız sen ciddi ciddi evleniyorsun ya ben evlenmezsin diyordum "

Eh tabi böyle bir şey ortaya çıkmasa bende evlenmezdim zaten

"Herşey çok hızlı gelişti Alvin evi bile daha dün baktık zaten sen arkadaşını tanıyorsun böyle bir durumun içinde olmasa evlenmiyceğini de bilirsin"

Başını sallayıp beni onayladı sonuçta çocukluk arkadaşımdı.

"Eee Drew ile anlaşabildiniz mi bari"

Doğru bende pek emin olamıyordum.

"Yani şimdilik anlaşıyor gibiyiz "dedim

"Anlaşabiliyorsanız iyi zaten bir kaç yıla boşanırsınız"

Bu fikir tamamen aklımdan çıkmıştı. Hata alvin söyleyesiye kadar aklımda bile yoktu.

"Tabi muhtemelen öyle olur" dedim

"Hadi kalk seninle biraz ormanda koşalım keyfimiz yerine gelsin" demesiyle birlikte dışarıya çıktık.

İkimizde kurt formuna geçip. Koşmaya başladık. Ormanda özgür bir şekilde koşmak gerçekten çok güzel birşeydi.

Mutlu olduğum şeylerden biri de yeni eviminde ormanda olucak olmasıydı.

Alvinle koşmaya devam ederken yan tarafımızdan koşan vampirleri gördüm.

Burası bizim bölgemizde ve onların buraya girmesi yasaktı.

Alvine hırlayarak başımla vampirleri gösterdim. Onun beni anlamasıyla, birlikte vampirlerden tarafa koşmaya başladık.

Vampirlerin yanına yaklaşmamızla onlarında bizi fark etmesi bir oldu.

Tırnaklarının ve dişlerinin uzadığını fark etmiştim. Alvine seslenerek onu çok yaklaşmadan durdurdum.

Bana birşey olsa sorun olmazdı ama alvine birşey olmamalıydı. Alvine işaret verip sadece kendim insan halime dönüştüm.

"Burda ne işiniz var " dedim

"Sadece dolaşıyorduk"

"Burası bizim bölgemiz derhal burdan çıkıp gidin " dediğimde bana sırıtarak baktılar.

"Çıkmazsak nolur" bunu o kadar gevşek söylemişlerdi ki

Kurta dönüşerek hırlayıp
"Muhtemelen bu ormanda cesedinizi parçalanmış bir şekilde bulurlar" dedim

Bunu dememle üstümüze koşmaları bir oldu.

Benim üstüme gelen benim konuştuğum du alvinin üstüne koşansa diğeriydi.

Bana yaklaşmasıyla tam tırnaklarını bana geçiricekti ki kolunu ısırıp onu bir ağaca doğru fırlattım. Tabi ağaca çarpmadan dengesini sağlamış tekrar üzerime koşmuştu. Tam bir daha ısıracaken birden havaya fırlamış ve sırtıma tırnaklarını geçirmesi bir olmuştu.

Canımın acımasına rağmen ondan tarafa dönüp onu bacağından çekerek yere serdim. Hemen bir yerlerini ısırmaya başladım. Resmen sinirimi çıkarıyordum.

Onu ısırmaya o kadar odaklanmıştım ki başıma vurulan taşla dengemi sağlayamayıp yere yıkılmam bir olmuştu. Tabi bundan fırsat bulan vampir de hemen üstüme çıkmış. Ve boynuma yapışmıştı.

"Senin önce kanınımı içsem yoksa direkt ödürsem mi" demesiyle birlikte benim tekrar güç bulmam bir olmuştu.

Ona patimle vurarak biraz uzaklaşması sağlamıştım.

Alvine baktığımdaysa onun zor durumda olduğunu fark edip hemen ona doğru koşmaya başladım.

Alvinin boynuna sarılan vapmirin hemen kolunu ısırıp onu ağaca doğru fırlatıp. Alvini kontrol ettim.

Ama onun durumu biraz kötüydü. Ben ne kadar güçlü olsam da alvini getirmemeliydim.

Diğer vampirde ayağa kalkmış. Ve karşıma geçmişlerdir. Şuan çok kötü bir haldeydik.

Şuan ben bir nebze iyi olsamda alvinin durumu kötü haldeydi.

Ben alvinin önüne geçmiş onlara uyarır vaziyete hırlarken onlar benim üstüme gelmeye başlamıştı.

Tam benim üstüme atliycaklardı ki
Bir anda yere yıkılmaları bir oldu. Kurdumun da güçlü bir aura hissetmesiyle arkamı döndüm.

Arkamı döndüğümde Drew ve şu kızıl saçlı adamı görmem bir oldu. Kurdum gelmelerine sevinmişti.

Doğrusu bende sevinmiştim. Eğer gelmeseler muhtemelen burda ya ölücektik yada ağır yaralanıcaktık.

Onların gelmesiyle rahatlamıştım. Hemen alvine dönüp yaralarını yalamaya başladım. Ara ara acıdan inliyordu.

Drewin vapmire bir anda bağırmasıyla irkilmiştim.

"Seni sikik sen kim oluyorsunda benim eşime elini sürüyorsun"

Demesiyle birlikte vampirin resmen yere yıkılması bir olmuştu. Resmen elini bile sürmesine gerek kalmamıştı.

Kızıl saçlı vampirin bize doğru baktığının farkına varmıştım özellikle alvine bakıyordu. Benim ona bakmamla önüne dönmüştü.

Ona bakmayı kesip drewi izlemeye başladım. Yerde yatan vampirin yanına yaklaşıyordu. Diğer vampirse korku dan bir yere sağlanmıştır.

"Üzgünüm efendim sizin eşiniz olduğunu bilmiyordum lütfen affedin beni" diyerek yalvarmaya başlamıştı vampir.

Drew bizden tarafa bakıp.
"Robert sen bunları halet ben Honour ve alvini götürücem" diyerek yanımıza gelmeye başladı.

Onun bize gelmesiyle Robert in vampirlere saldırarak onları bir yerlere fırlatığını gördüm.

Eh tabi biz hala kurt halindeydik.

"Hadi honour, alvini alıp bir şifacıya gitmemiz lazım"

Başımla onu onayladım ama alvini nasıl kaldırıcaktık. Bunu tam ona soracaktım ki birden alvini kaldırıp omzuna atması bir oldu. Tabi onun acıdan inlemsiyle benim drewe hırlamam bir oldu.

Benim hırladığımı görünce tutumunu düzeltim bebek tutarmış gibi tutmaya başladı.

Biz ordan ayrılırken son gördüğüm Robertın vampirleri parçalara ayırdığıydı.

Love Of The Dark (Boy×Boy)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin