Güzel geçen bir gecenin ardından ne beklersiniz? Yanınızdaki insala beraber gözlerinizi açmayı değil mi? Oysa ben uyandığımda Çakır yoktu, hatta onun yattığı kısım soğumuştu bile.
Birkaç saniye gecenin gerçekten yaşanıp yaşanmadığını idrak etmeye çalıştım ama hissettiklerimin rüya olmadığına emindim. Telefonu çıkarıp mesaj var mı diye baktım. Yoktu.
Parmaklarım ekranda gezindi.
Ranya: Neredesin?
Keyfim kaçmıştı. Yine de kalkıp kendime kahvaltı hazırladım.
-
Kahvaltı yapmış, evi temizlemiş, ders çalışmış, bir bölüm dizi izlemiştim. Hatta akşam yemeği vakti de gelmişti ama iştahım yoktu, su bile içmek istemiyordum.
Sebebi Çakır'ın bir anda ortadan kayboluşuydu. Gerçekten canımı sıkmıştı. Şimdiye kadar benimle sadece bedenim için konuşmadığına beni inandırmış, bana dokunduğu geceden sonra her ne kadar bir birliktelik yaşamamış olsak da ortadan kaybolmuştu.
Telefonun ekranına baktı, mesaj iletildi görünüyordu... Telefonu açıktı, belki de sadece o bakmayı tercih etmiyordu.
Bu böyle olmayacaktı, sorularıma bir cevap bulamayacaksam uyuyamazdım da. Onun beni ilk gördüğü yere gidecektim. Strange Club'a.
Üstüme siyah bir elbiseyle kürk geçirip ayağıma topuklularımı giydim. Kapıdan bir taksi tuttuğumda, 20 dakikaya oradaydım.
Kapıda kimlik soran adama kimliğimi gösterdikten sonra içeri girdim. Bu gece mekan, bir önceki gelişime göre oldukça kalabalık ve gürültülüydü.
Alanı tarayıp beni Çakır'a götürecek bir görevli bulmaya çalıştım, yarım dakika sonunda kenarda kulaklıkla duran adamın görevli olduğuna kanaat getirip yanına gittim. "Merhaba," dedim çekinerek. Adam korkunç duruyordu.
"Buyrun küçük hanım?"
"Ben Ranya. Beni Çakır'a götürebilir misiniz?"
Adamın kaşları havalandı. Adımı duyunca baştan aşağı hızlıca süzüp kafasıyla onayladı ve bir yere doğru yürümeye başladı.
2 üst kata çıktığımızda bu mekanın neden ve nasıl bu kadar büyük olduğunu sorguluyordum. Sonunda duvarları kadifeyle kaplanmış geniş bir alana girdiğimizde adam eliyle kapıyı gösterdi.
"Buyrun. Benim içeri girmem yasak ancak siz tıklayarak girin."
Kafamla onu onaylayıp yolladıktan sonra kapıya baktım. Kapıda bir katana figürü kazılıydı ve üstünde sadece Ç. yazıyordu.
Kapıyı tıklattım ve içeri girdim.
İçerdeki bakışlar o kadar hızlı bana döndü ki, ben içerdekileri inceleyemeden onlar beni inceledi.
Bir salonun içerisinde 6 adam vardı, tam karşımdaki Çakır'dı. Onun yanında ise hiç dost gibi görünmeyen kaba saba 5 adam duruyor, gözlerinde garip bir ifadeyle bana bakıyorlardı.
Çakır kafasını bana çevirdiğinde gözlerim üstündeydi ancak beni görür görmez duyguları o kadar hızlı değişti ki, kapıdan girdiğimde gördüğüm sert ve korkutucu halinin bir yanılsama olduğunu düşündüm.
Dişlerinin arasından bir şeyler fısıldadı. Adamlardan kilolu olan, "Yoksa bu gecenin sürprizi bu hatun mu?" dedi bana karşı. Bakışları bendeydi ama kafası Çakır'a dönüktü.
Çakır, "Ağzını topla Fuat." dedi sadece. Sesi sakin de gelse bakışlarından alev atıyordu. "Gençmiş daha, yazık." dedi bir adam. Ben ve Çakır hariç hepsi kahkaha attı.
"Ağzınızın yayını siktirtmeyin bana." Konuşan Çakır'dı.
Adamlardan solunda oturan elini Çakır'ın sırtına attı ancak hiç dostane görünmüyordu. "Sakin ol kocaoğlan, dalga geçiyoruz. Değil mi beyler?"
Onaylar mırıltılar eşliğinde, Çakır'ın karşısında oturan adam, "Hazır hatun burdayken eğlensek fena mı olu-"
Cümlesini bitiremeden Çakır, yuvarlak masanın diğer ucundan neredeyse uçarak adama bir yumruk attı.
Ve ortalık çok fena karıştı.
Adam Çakır'ın yumruğunun etkisiyle geri düşüp ayaklarımın dibine 2.80 uzanınca ben de kafasına topuklumun ucuyla geçirdim. O sırada Çakır, kendisine doğru gelen uzun boylu adamın kafasına kabzayla vurdu ve bayılttı. Herkes ayaklanmış, Çakır'a silah doğrultmuştu.
Neyin ortasındaydım ben?
Çakır sakince beni arkasına alıp silahını eline aldı. "Bu odadan ölüm çıksa dahi kızı size bırakmam."
"Vay, vay, vay! Yoksa çok sevdiğin eski nişanlın bu kız mı?" dedi adamlardan biri gülerek.
"Neydi abi adı? Duru!" Diğeri güldü.
Çakır'ın nişanlısı mı vardı?
Eski, dedi kafamda bir ses.
Eskiyse eski! Varmış ama ve bizden saklamış, dedi diğeri.
Bacaklarımın titrediğini hissettim.
O sırada bir el ateş edildi ve karşımdaki adam yere düştü. Çakır'ın refleksleri o kadar hızlıydı ki diğeri tetiği çekmeden bacağından vurdu.
Karşımızda tek bir adam kalmıştı.
En başından beri konuşmuyordu.
"Ne haber eski dostum?" dedi adam sırıtarak.
"Dostluğunu sikerim senin." Çakır öfke saçıyordu.
"Yakışıyor mu ama hanımefendinin yanında?" dedi alayla adam.
"Halim, ecelin olurum senin."
"Bilirim, bilmez miyim? Duru'ya olduğun gibi değil mi? Hayatını kararttığın gibi?"
Odada bir bağırış sesiyle beraber bir el ateş edilme sesi daha geldi.
Aklımda o kadar soru vardı ki...
Duru kimdi? Çakır'la ne ilişkisi vardı? Bu adamlar kimdi ve ortalık neden kan gölüne dönmüştü? En kötüsü, Çakır'ın bu ortamda ne işi vardı?
Herkesi etkisiz hale getirdiğine emin olduktan sonra bana döndü Çakır.
"Gerçek yüzümü gördün işte." Sesi çatlamış, gözleri kızarmıştı.
O sırada bir el ateş daha edildi. Halim sol yanından vurulmuş, ancak ölmemişti.
Vücudumda, karnımda inanılmaz bir sıcaklık hissettim. Sanki binlerce sivri uç vücuduma batıyor, kan ılık ılık fokurduyordu. Kulaklarım uğuldamaya başladı. Bilincim kapanmadan evvel duyduğum son şey, Çakır'ın "Ranya! Hayır, hayır, sikeyim!" diye öfke ve korkuyla bağırışıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gitme Bebé || Texting (+18)
RomanceÇakır: Aklımdan çıkmıyorsun, güzel Ranya. Çakır: Vücudun, üstündeki saten elbisenin hareketi, sana temas etmesi, kalçanı sarışı, ellerini kullanışın...