1.Bölüm: Başlangıç

607 28 10
                                    

Ben Damla Göksoy. Doğduktan hemen sonra bir yurt kapısının önüne bırakılmışım, çok kez koruyucu aileye vermek istediler beni ama kabul etmedim. Şimdi ise 18 yaşına geldim ve yurttan resmen kovuluyorum, daha dün yeni yaşıma girmeme rağmen yurt müdürümüz Orhan bey beni gece yanına çağırıp bir iş bulmam gerektiğini söyledi, en fazla bir ayım varmış. Gece düzensiz uyuduğum için sabah 07:00'de kalktım. Bu oda 18 yaşına girenler için ayrılmış bir oda, şu an kimse 18 yaşında olmadığı için odada yalnız başıma kalıyorum. Duvar kenarında bulunan yatağımdan kalkıp kapının karşısında duran çalışma masasının üstündeki yurt bilgisayarını alıp tekrar yatağa girdim. İş ilanlarına bakmak için bir siteye girdim ve hemen bir tane buldum sanırım.

'Evde tek başıma yaşayan bir erkeğim, tüm ihtiyaçlarımı karşılayacak genç bir bayan arıyorum.'

Oha! Adam açıkça kendine gecelik kadın arıyor. Hemen ilanı geçtim ve diğer ilanlara bakmaya başladım. Saat oldukça erken olduğundan, bana uygun iş ilanlarını, kişilerini ve numaralarını yanımdaki küçük masanın üstündeki kağıda not ettim. İş ilanlarına bakarken zaman hızla geçmişti. Saat 09:00'da kapım çaldı, kahvaltı saati gelmiş olmalıydı.

"Gel!" dedim, kapıyı tıklatan kişinin beni duyabilmesi için sesimi biraz yükselterek.

"Kızım, kahvaltı hazır. Hadi gel aşağı kahvaltını yap." dedi yurt aşçımız Rukiye teyze. Çok iyi, saf, temiz kalpli bir kadındı. Çok seviyorum kendisini, o da beni çok sever. Kızı olmadığı için beni kendi kızı gibi görüyor ve bu da benim hoşuma gidiyor.

"Tamam Rukiye teyze, sen git ben de geliyorum." dedim gülümseyerek. Rukiye teyze odadan çıktıktan sonra bilgisayarı kapatıp, yatağın üstünde bıraktım ve yataktan kalkıp üstüme siyah bir eşofman takımı giydikten sonra yemekhaneye indim. Burası çok genişti fakat yemek yapılan bir yerde üç tane pencere olması beni çok bunaltıyordu. En azından beş tane pencere olsaydı daha iyi olabilirdi. Yurt arkadaşlarım Cemre ve Ceren cam kenarındaki masaya oturmuşlardı, önce onların yanına gidip selam verdim sonra yemek alma sırasına girip yemeğimi aldıktan sonra tekrar kızların yanına gittim ve sandalyeyi çekip oturdum.

"Nasılsınız kızlar?" dedim samimi bir şekilde.

"İyiyiz, sen nasılsın?" dedi Ceren gülümseyerek. Kızlara birbirlerinden ayrılmadıkları için hem mutlu oluyorum, hem de aileleri olmadığı için üzülüyorum. Şu an onlar 18 yaşında olsalardı benden çok para kazanacaklardı çünkü iki kişiler.

"Bende iyiyim." dedim ve yemeğimizi yemeye başladık.

"Sen gidecek misin Damla?" dedi Cemre bir anda. Ne cevap versem bilemiyorum, onlar buraya geldiklerinde daha 1 yaşındaydı, ben ise 5 yaşındaydım ve resmen ben büyüttüm onları.

"Siz nereden biliyorsunuz?" diye sordum konuyu dağıtmak amacıyla ama çok dağılacak gibi değil.

"Orhan Bey söyledi." dedi Ceren üzülerek. Orhan Bey'den başka kimse böyle bir şeyi herkese duyurmazdı zaten. Ne kadar düşünceli bir müdürümüz var ya! İnsan biraz düşünmez mi, bunları çocuklara söylersem üzülürler, diye?!

"Gitmek zorundayım Cemre." dedim üzülerek.

"Neden ki? Gitmek zorunda değilsin, sen yıllardır burada kalıyorsun öyle değil mi?" dedi Cemre, üzülerek.

"Öyle ama... siz de 18 yaşınıza geldiğinizde buradan gideceksiniz, kızlar." dedim.

"O zaman biraz daha bekle, beraber gidelim olmaz mı?" dedi Ceren yalvarır gibi. Gözleri masumca bakıyordu bana. Of, Orhan bey, of! Biraz vicdanlı olsanız, biraz beni düşünseniz ne olur? Bizi düşürdüğünüz şu duruma bakın!

Zorunlu Bakıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin