Kübra olayı fark etmesin diye onunla sürekli oyunlar oynadım fakat aklım Melihgildeydi. Neredeyse iki saat oluyor evden çıkalı. Gittiklerinden beri kaç defa aradığımı bile bilmiyorum. Bıkmadım ve tekrar aradım.
*Çalıyor...*
Evet, çalıyor ama yine açmıyorlar. Yoksa Filiz Hanım bir mafya tarafından kaçırıldı mı? Yok artık, daha neler!
"Damla abya, kılmızı alaba neyde?" dedi Kübra. Kendine bir ev yapmıştı ve evin bahçesine kırmızı araba koyacaktı.
"Burada tatlım." dedim gülümseyerek ve kırmızı arabayı verdim. Kapının bir anda hızlı ve sert çalmasıyla ürperdim.
"Damla abya, ne oldu?" dedi Kübra korkuyla.
"Bir şey yok canım." dedim ve sarıldım. Umarım gelen kişi Melih, Ayaz ve Filiz Hanımdır. Elif kapıyı açmaya gittiğinde bir sürü ayak sesiyle bir sürü tanımadığım adamlar girdi içeriye.
"Oo, bakın kimler varmış!" dedi bir tane adam, arkasında beş tane koruma vardı.
"Siz kimsiniz ya?!" dedim sert bir şekilde.
"Damla abya, ben çok korkuyorum!" diye ağlayarak sıkıca sarıldı Kübra bana.
"Korkma kuzum, yanında ben varken sana hiçbir şey olmaz merak etme." diyerek Kübra'nın saçlarını okşuyordum. Adama baktığımda adam gülüyordu. "Ne gülüyorsun, komik mi?!" dedim ciddiyetle.
"Komik mi değil mi öğreneceğiz. Alın Kübra'yı." diyerek korumalarına emir verdi ve korumalardan iki tanesi bize doğru yaklaşmaya başladı. Hemen kalktım ayağa.
"Kübra ile ne derdiniz var sizin?! Onu alamazsınız, beni alın!" dedim geriye çekilerek ama korumalar hâlâ geliyordu.
"Bizim seninle işimiz yok." dedi adam ve niyetlerinden vazgeçmeyeceğini anlayınca Kübra'yı koltuğun arkasına koydum ve bana doğru gelen korumalar iyice yaklaşınca ikisininde özel yerlerine birer tekme savurdum.
"Kübra'yı alacaksanız önce beni öldürmeniz gerekiyor." dedim öne doğru gelen saçlarımı arkaya atarak. Gözümün önü açıldığında bir anda adamın arkasında mum gibi durup sırıtan Elif dikkatimi çekti. Neden öylece duruyor orada? "Elif yardım etsene!" diye bağırdım sinirle.
"Çok severim güçlü kızları ama şu an seninle uğraşacak vaktim yok. Alın çocuğu!" diyerek korumalarına tekrar emir verdi adam ve kalan üç adam gelmeye başladı. Bunlara hiçbir şey yapamam ama yinede şansımı deneyeceğim. Korumalardan ikisi bana doğru yaklaşınca yine tekmeyi atacakken birisi ayağımı tuttu. Salak Damla! Az önce yaptığının aynısını yaparsan tabiiki kendilerini korurlar hemen.
"Bırak!" diye bağırıp bacağımı kurtarmaya çalışsamda olmadı. Diğer adam gelip sol kolumdan tutmuştu. "Bırak beni!" diye çırpınsamda bırakmadı beni ve diğeri de gelip sağ kolumdan tutmuştu. "Kübra kaç!" diye bağırdım, kurtulamayacağımı anlayınca. Üçüncü adam Kübra'ya doğru gidiyordu ve Kübra kaçmaya başladı. Nereye kadar kaçacak onu da bilmiyorum. "Bırakın beni!" diye çırpınıyordum iki adamın arasında. Babamın öğrettiği diğer taktiği deneyeceğim. Sağ tarafımdaki adamın bilek kısmındaki ince yere vurdum ve ayağına iyice bastırınca canı yanıp beni bıraktı ama ben diğer adama dönmeden hemen kendini toparlayıp tuttu yine kolumdan. Lütfen Kübra bir yerlere saklansın, ne yapacak bu adamlar Kübra'ya anlamıyorum! Kübra kaçarken ve koruma peşinden giderken 'mafya başı' olan adam bana doğru yaklaştı.
"Güçlü kızsın. Sevdim seni. Bu muydu Elifciğim senin düzenini ve rahatını bozan?" dedi adam arkada durup bizi izleyen Elif'e.
"Evet, bu." dedi Elif. Anlamıyorum. İşin içinde Elif mi var?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Zorunlu Bakıcı
RomansaBen Damla Göksoy. Doğduktan hemen sonra bir yurt kapısına bırakıldım ve 18 yaşına girdikten sonra çalışmak, kendime yeni bir hayat kurmak zorunda kaldım. Bakıcılık yapacağım çocuğun abilerinin eski sınıf arkadaşım olduğunu öğrendim ve bu işe girdikt...