2.Bölüm:Bakıcılıkta ilk gün

383 18 7
                                    

Ortamın sessizliğini Filiz Hanım bozmuştu.

"Otursanıza oğlum şöyle. Siz tanışıyor musunuz?" diye sordu Filiz Hanım merakla.

"Evet, mezun olduğum okuldan sınıf arkadaşlarımdı." dedim onlara bakarak.

"İyi, bu çok iyi oldu. Birbirinizi tanıyorsanız, alışmanız zor olmaz. Hem de benim aklım evde kalmaz." dedi Filiz Hanım sevinerek. Siz birde o soruyu bize sorun, bu eve alışmak çok ama çok zor olacak.

"Damla hangi süre içinde çalışacak anne?" diye sordu Ayaz, şoke etkisini yeni atlatmış olmanın verdiği sakinlikle.

"Damla belirli vakitte çalışmayacak ki oğlum, hep burada kalacak." dedi Filiz Hanım 'bir sorun mu var?' dermiş gibi.

"Yatılı mı?" dedi Melih her zamanki ciddiyetiyle.

"Evet." dedi Filiz Hanım ve yine bir süreliğine olan sessizliği ben bozdum.

"İzninizle ben gideyim artık." dedim ayağa kalkarak.

"Tamam Damlacığım. Yarın sabah 08:00'de burada ol tamam mı?" dedi Filiz Hanım samimi bir şekilde.

"Tamam Filiz Hanım. Görüşürüz Kübra." dedim gülümseyerek. Kübra bana cevap vermeden sadece el salladı. Melihgil ise hâlâ bana bakıyorlardı, ben gittikten sonra annelerine işe alınmamam için konuşacaklarına adım kadar eminim. Hiç kimse bir tepki vermedi ve bende çıktım evden. Bahçeden yürüdükten sonra arabaya binmiştim.

"İş görüşmen nasıl geçti Damla?" diye sordu Mehmet abi arabayı sürerken.

"Çok güzeldi, işe alındım." dedim sinirli bir şekilde. Lise arkadaşlarımın evinde ve onların kardeşlerine bakıcılık yapacağım inanılır gibi değil! Rüya falan mı acaba bu? Kendime çok stres yaptım ve rüyamda bile bunu görüyorum sanırım. Uyanık olup olmadığımı anlamak için kendimi cimciklediğimde canım acımıştı. Lânet olsun rüya değilmiş! Kısa süren bir yolculuğun sonunda yine yurda gelmiştik.

"Teşekkür ederim abi, iyi geceler." dedim ve arabadan indim. Yurdun bahçesinden ilerledikten sonra içeriye girdim ve merdivenlerden çıktıktan sonra odama girip üzerime rahat bir şeyler giydikten sonra müdürün odasına gittim.

"İyi geceler Orhan bey, kusura bakmayın rahatsız ediyorum ama... ben işe alındım. Yarın sabah saat 08:00'de beni bekliyorlar." dedim başım öne eğik bir şekilde.

"Tamam." dedi yorgun bir şekilde.

"Tamam... İyi geceler." dedim ve odadan çıkarken tekrardan seslendi bana. "Efendim?" dedim ona doğru dönüp.

"Sabah erken gideceksen, arkadaşlarınla şimdiden vedalaş istersen saat 00:00'a kadar yani üç saat vaktiniz var." dediğinde sesi gerçekten çok yorgun geliyordu. Yorgun muydu yoksa üzülüyor muydu, anlamıyorum.

"Teşekkür ederim Orhan Bey." dedim ve kapıdan çıktım. Kızlara nasıl diyeyim ben, çok üzülecekler. Merdivenlerden aşağı indim ve karşı odamda kızların kaldığı odaya girdim.

"Gelebilir miyim?" dedim gülümseyerek.

"Gelebilirsin Damla." dediler aynı anda. Bende içeri girdim ve sandalyeyi çekip kızların önüne oturdum.

"Ne oldu, işe alındın mı?" dedi Cemre üzüntüyle.

"Evet kızlar, alındım." dedim başım öne eğik şekilde. Üzülen gözlerini görmek istemiyorum yoksa ağlarım.

"Alındın mı? Gidiyor musun?" dediler üzgün ses tonuyla.

"Evet, gidiyorum. Yarın sabahtan itibaren artık burada olmayacağım. Kendinize iyi bakın, tamam mı? Birbirinizi asla bırakmayın, kavga etmeyin, sizi birbirinize emanet ediyorum kızlar." dedim kızların yüzüne bakarak.

Zorunlu Bakıcı Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin