BÖLÜM 35

33 1 0
                                    

*Belkide en çok merak edilen Ayazın ve Demir'in ağzından yazılışıydı.İyi okumalar :)
AYAZ'DAN
"Sen ne yaptığını sanıyorsun"diye çıkıştım Pınar'a.
"İkinizide gebertsin mafya babacığı"dedi kahkahayı atarak.
"Eğer öyle birşey yaparsan seni doğduğuna pişman ederim bilmiş ol"dedim parmağım resmen gözüne sokarak. arkasına gitti.O gün Hira'nın dediği gibi değildi.Yani Mert ile Pınar hakkında değildi.Hira hakkında konuşuyordum.İmkansız olan ben ve Hiraydık.Onu seviyordum hem de delicesine.Ama imkansızdık.Neden imkansız olduğunu soracaksınız şimdi.Murat abi yani babası beni bu eve alırken ayrıyeten Hira'nın koruması olarak görevlendirmişti.Ben ise ona sahip çıkmak yerine hep tersledim.Bana onu sevmemem gerektiği söylendi.Ve eğer öyle bir şey olur ve ona sırılsıklam asık olursam hem beni hem kardeşimi ve bu aşk karşılıklı olursa kızını bile öldürebileceğini söyledi.Evet bana en büyük iyiliklerden birini yapıp evine aldı.Ama en büyük kötülüğüde o yaptı.Hayatımın aşkını bulmama rağmen ona defalarca kötü davrandım.Sırf benden uzaklaşıp benden nefret etsin diye ona tokat attım.O ise şuan benim bu iğrendiğim insanı sevdiğimi düşünüyor.Kendisi için yaptığım her şeyi Pınar için yaptığımı sanıyor.Acımasızdı hayat.O annesiz büyümüştü.Güçlüydü bir o kadarda hırslı.Gülüşleri vardı,öyle içten öyle samimi.Sanki güldüğünde yıllarca sadece ona bakabilirmişim gibi.Kahvaltıya gittiğimizde bana bakışlarını,mutluluğunu,şaşkınlığı hala gözümün önündeydi.Tokat atmadan önce her gün hastaneye gelirdi.Taksiye binip sahile gittim.Bu yaşıma kadar sahile gidip kafa dinlemeyi pek seçmezdim.Ama Hira buna neden oluyordu işte.Hiç olmayacağımızı bile bile yinede umut etmekti aşk.Sadece benim öleceğimi bilsem koşa koşa giderdim ama kardeşim ve o var işte.Cebimden kulaklığımı ve telefonumu çıkarıp kulağıma yerleştirdim.Ve Hira'ya söylemek istediklerimi dinledim.
'Sana dargınım,kırgınım sana,kızgınım.
Haksızlık,vefasızlık bu,bu her şeyi inkar eden duygu,ne acı yazık.
Kadınım söyle sen mutlu oldun mu bu deli adamı unuttun mu?
Sevdin mi gerçekten ah seviştin mi onlarıda öptün mü?
Hiç üzülmedin mi düşünmedin mi halimi?Hiç mi sızlamadı için?Bir tek iyi bir iz bile yok mu benden ne acı,yazık.'
Onun suçu yoktu hatta bu hikayedeki en suçsuz oydu.Telefonumun galeri kısmına girip fotoğrafları inceledim.Melek'in gizliden Hira ve benim çektiği fotoğraflarımız vardı.Boksta çekildiklerimiz vardı ve o günkü kahvaltıdan kalanlar.O bana hep adım atmıştı benimle arkadaş olmaya çalışmıştı.Sağlıklı bir tanışma yaşamasakta beraber güzel zamanlarımız olmuştu.Onunla yaşadığım kavgalar bile diğerleriyle yaşadığım en güzel günlerden daha güzeldi.Onunla her şey güzeldi.Ne yazıkki onunla ben hiç bir zaman biz olamayacaktık.Beni görmek istememesi de cabası.Resmen artık Hira benden nefret ediyo.Ben ondan Çağatay gibi olmak isterken bile kim bilir neler düşünmüştü.Halbuki tek amacım ona daha yakın olabilmekti.Bencil olup ona aşık olduğumu söylemeye cesaretim vardı ama vicdanım bunu yapmaya el vermiyordu.Ne yazıkki söylediği gibi belkide sonsuza dek konuşamayacaktık.O benim dönüm noktamdı.Benim terkedilişimi,yalnızlığımı unutturan kötü prenses.O beni görmese bile onu her gün görmeden uyumayacaktım.Çünkü onu görmediğim her dakika zaten ölecektim.

DEMİR'DEN
"Anne görüşücez evet bugün 6 gibi falan"dedim tekrar ederek.Annem 1 saat önce nasıl olduğumu sormak için aramış en az 55 kere Hirayla ilişkimizin nasıl devam ettiğini,hiç ayrılmamızı istemediğini ve her gün görüşmemiz gerektiğini söyleyip durdu.Açıkcası ailemi onunla tanıştırmak beni onunla yakınlaştırmıştı.Belkide ona olan ilgimin yerini sevgi almıştı.İnsan mutlu olduğu kişinin yanında kendini iyi hissediyordu.Zaten onu ilk gördüğümde bile bana olan davranışı dikkatimi çekmişti.Hira gizemliydi.Bir o kadar lunapark gibi.Sanki korkulu yanlarında bile bir eğlence varmış gibi.İnsan onu keşfetmek istiyordu.Korkulu yanlarını merak ediyordu ama cesaret edemiyordu.Eğlenceli yanları ise mükemmeldi zaten.Açıkcası Hirayla mutluluk veya evlilik oyunu oynamak bile son derece şans vericiydi.Onunla en kötü şeyimi bile paylaşmıştım.Oda bana bazı şeyleri anlatmıştı.Korkuyordum onun beni tamamen bırakmasından.Bu yüzden onun beni bırakmaması için önemli bir gerekçe gerekliydi.Ve malesef ki Hirayı en önemli yerinden yakalamam gerekiyordu.Vicdanı ve aile!
"Demir iyice mecnun oldun sen niye bana cevap vermiyosun"diye bağırdı annem.
"Anne dalmıştım da öyle"dedim kıvırırak.
"Anladım ben seni anladım neyse fazla üzme o kızı.Bak Hira gelinim çok güzel.Anlayışlı,terbiyeli,masum,güzel ve iyi kalpli.Var mı daha ondan iyisi"dedi neşeyle.
"Yok annecim yokta sen onun böyle bir kız olduğunu ne çabuk anladın"dedim gülerek.
"Nasıl yani öyle değil mi yoksa"dedi hayretler içinde.
"Tabikide öyle"dedim bıkkınlıkla.
"Neyse hadi kapat şu baban kravatını bağlayamadı bir türlü"dedi.Telefonu kapattım derin nefes aldım.Annem neredeyse benimle gün boyunca gelini hakkında konuşacaktı.Ay gelini dedim!Ay bide ay mı dedim!
"Of ne diyorum ben ya iyice delirdim"diyip aynaya bakmaya devam ettim.Saçlarımı düzeltiyordum.Bugün babamın emri üstüne 3 saatliğine Holding'e gelmiştim.
"Demir bey"dedi içeri giren asistanım Melis.Ben Holding'e gelsemde gelmesemde o maaşını alır birşeylerde uğraşırdı.
"Efendim Melis"dedim saçlarımı karıştırıp.
"Şimdi bir görüşmeniz var.Yeni iş ortaklığı için görüşmeye geldiler"dedi elindeki defterine bakarak.
"Burdalar mı yoksa sonra mı gelecekler"dedim ona dönerek.Giydiği kısa mini etek uzun bacaklarını ortaya sermişti.Doğal sarı saçları ve kumral bir teni vardı.Gözleri ise elaydı.
"Şuan buradalar toplantı odasına aldık"dedi.
"Tamam bende hemen geliyorum"diyip ayağa kalktım.Elime birkaç sunum dosyası aldım.Koçbay holding sonuçta en önemli ve ünlü reklam holdinglerinden biriydi.Aynı zamanda ikinci şirkette ise inşaat gibi işler görülürdü.Ben daha çok reklam bölümüyle babam ise inşaat bölümüyle ilgilenirdi.Odadan çıkıp Melisin arkasından toplantı odasına girdim.
"Selam"diyip gülümsedim ve baştaki koltuğa yerleştim.
"Merhaba Demir Bey"dedi 30lu yaşlarda yüzüne boya yapmış kadın.
"Merhaba hanımefendi adınız neydi"dedim.
"Demet"diyip gülümsedi ve elini uzattı.
"Memnun oldum"diyip elini tutmadım ve gözlerimi dosyalarıma diktim.Yapacağımız işteki amaç onların reklamı için iyi iş çıkarmaktı.Reklamı yapılacağı şey ise makyaj malzemeleri!Neden bu kadının geldiği anlaşıldı.
"Sizin iyi iş çıkaracağınıza eminiz fakat fazla basit olmasın büyüleyici olsun istiyoruz.Ve ayrıca herkesin bildiği tanıdık model ve mankenlerin kullanılmasını istemiyoruz.Yeni yüzler ve yeni güzellikler istiyoruz"dedi adam.
"Anlıyoruz Haluk Bey zaten şu ana kadar olan tüm tanıtımlarımızda değişik olmak en ön plandaydı.Anlayacağınız bize güvenebilirsiniz.Fakat model ve manken konusu hakkında birşey söyleyemem.Bildiğiniz üzere bu ara sadece bizimle çalışan manken ve modellerimiz var istediğiniz kısa sürede yeni kişiler keşfedemeyebiliriz"dedi Melis.
"Eğer olursa iyi olur Melis hanım"dedi tekrar adam.
"Bak kardeşim sana en güzelinden reklamı yapacak şirketlerin en iyisiyiz.Eğer bizden mükemmeli istiyorsan bize mükemmel bir malzeme vermen gerekiyor.Melisinde dediği gibi manken veya model bulmak kolay ama bunu keşfetmemizi istiyorsanız onu biz değil siz yapıcaksınız"dedim rahatlıkla.
"Peki Demir bey sizin söylediğiniz gibi olsun.Bize sunacağınız örnekleri 3 gün sonra görmeye geleceğiz umarım hepsi güzel olur"diyip ayağa kalktı.Telefonum çaldı ve arayan Hiraydı.
"Demir nerdesin ne yapıyosun"dedi sesi ağlamaklı çıkıyordu.
"İşyerindeyim canım sen"dedim merakla.
"Dışardayım öyle yanıma gelsene"dedi.
"Sen istersin de gelmez miyim"dedim.

ULAŞILMAZHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin