0552 *** ****: Senden hoşlanıyorum
0552 *** ****: Hayır
0552 *** ****: Sana aşığım
0552 *** ****: Sana çok fazla aşığım Korkak Savcı.
Bana birkaç saat önce atılmış olan mesajları okuyunca şaşkınlıkla telefon ekranına bakakaldım. Bu neydi şimdi?
Cevap verip vermemek arasında kalmıştım.Siz: Evliyim
Anında görüldü bilgisi geldiğinde kaşlarımı çattım. Telefonun başında mı bekliyordu?
0552 *** ****: Ne olmuş yani?
0552 *** ****: Kocanı sevmiyorsun
Siz: Bunu nereden çıkardın?
Siz: Kocamı çok fazla seviyorum ve evliliğim beni çok mutlu ediyor. (Görüldü 19.27)
Birkaç dakika bildirim sesi bekledim, bir cevap. Ama gelmedi. Konuşmamızın üstünden bir saatten fazla geçmişti ve artık bir cevap vereceğini düşünmüyordum. Sanırım mesajım onu fazlasıyla kırmıştı.
Ben evli bir kadınım, her ne kadar aramızda duygusal bağ olmasa da bir kocam vardı ve ona ihanet etmezdim. En nefret ettiğim şey ihanetti.
Karşılıksız sevmek kötü bir şeydi ve bazen hastalığa dönüşebiliyordu. Bu meselenin burada kapanması içimi rahatlatmıştı.
Adliyede işim kalmadığında sabırsızca toparlanıp odamı kilitleyip çıktım. Acaba Evren ve babaannem ne yapıyordu evde? Loş ışıkla aydınlanan koridorda ilerlerken koridorun sonunda hararetle telefona doğru bağıran bir çalışan dikkatimi çekti.
Ellerini kollarını sallayarak yeniden bağırmaya başladı. "Manyak mısınız siz? Nasıl odasına girip dosya çalayım? Kafayı yemişsiniz!"
Dosya çalmaktan mı bahsetti o? Kimden dosya çalmasını istiyorlardı? Kendini konuşmaya o kadar kaptırmıştı ki beni fark etmesine izin vermeden sağdaki koridorun duvarının arkasına gizlendim.
Bıkkınca nefesini verdi. "Sizinle işbirliği yapmayacağım! Numaranı polislere vermeye gidiyorum." Telefonu kapatıp seslice küfür etti. Konuşan adamı tanıyordum, hukuk sekreteriydi.
O çıkışa doğru ilerlerken vakit kaybetmeden peşinden hızlı adımlarla ilerledim. Sonunda yanına vardığımda neden onu durdurduğumu anlamadığı için garip bir şekilde baktı.
"Telefon konuşmanı duydum.." diye sessizce konuştum. Adamın gözlerinden bir parıltı geçti. Bu ayrıntıyı umursamayıp adamın bir şey söylemesini bekledim.
"Bir seri katilin dosyasını istediler, ama kabul etmedim siz de duymuşsunuzdur. Şimdi de polise gidiyordum."
Ne yapmaya çalıştığını anlamıyordum, çok yapmacık konuşuyordu, sanki... sanki rol yapıyor gibiydi.
"A-ahh, sizin gibi iş arkadaşlarına sahip olduğumuz için çok şanslıyız. Numarayı bana da verebilir misin? Bu arada bahsettikleri seri katil kimdi?"
Kararsızca gözlerini etrafta gezdirip birkaç saniye bekledi. Korkuyormuş gibi yapıyordu, ama korkmuyordu. Bu çatlağın amacı neydi yahu?
"Şu hakkında hiçbir şey bulunamayan katil var ya, Kesik. Neden istediklerini bilmiyorum."
"Peki, şimdilik polise gitme. Bir daha ararlarsa haberim olsun." diye samimi olduğuna kendim bile inanabileceğim bir şekilde konuştum. Karşımdaki rol yapma konusunda kötü olabilirdi ama ben uzmanlaşmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
MÜLTEFİT
Teen FictionAylardır bulmaya çalıştığım, ama hakkında bir nebze bilgi elde edemediğim katille ilgili bir kayıt bulunmuştu. Hızla Arda'nın yanına oturup başlatılan kaydı dikkatle izlemeye başladım. Sıradan bir adamdı görüntüdeki, ne bir suç kaydı vardı ne de kö...