+2 yıl sonra
Havada ciddi anlamda bir telaş vardı. Holly mankenlerin gidip gelişini izlerken tırnaklarını yememek için kendini zor tutuyordu. İçeriden alkış sesleri gelse de bir terslik çıkacak diye ödü kopuyordu.
Omzuna konan iki tanıdık el onu rahatlatmaya yetmemişti. Ama kulaklarına "Her şey harika olacak, biraz gevşe bebeğim." diyen sevgilisinin sesi ona huzuru buldurdu. Yanağına bir öpücük konduran Harry, Holly'nin elbisesi kırışmasın diye sarılamıyordu. Ama ona sarılmamak için de kendini zor tutuyordu.
Son manken geldiğinde Harry, Holly'nin elini tutarak "Hadi, gitme vakti." dedi.
Holly, ona bakarken büyüleniyordu. Etrafta onca manken varken onun sevgilisinin kendisi olduğuna inanamıyordu. Bir kez daha Harry'nin gözlerine bakarak "Teşekkür ederim." dedi.
Harry gülümserken "Niçin?" diye sordu.
"Hayatımı aydınlattığın için."
"Niye ben ampul müyüm?"
"Harry!" Sızlandı Holly.
"Evet?"
"Başıma gelen en güzel şeysin!" diyerek güldü Holly.
"Tanrım! Newton da başına düşen elma için böyle demiş midir acaba?"
"İnanamıyorum ben romantik olmaya çabalarken sen double kötü espri yaptın. Hadi gidelim artık."
"Memnuniyetle!" diyerek yürümeye başlarken her adımda daha çok heyecanlanıyordu ikisi de.
Bir fon müziği kulaklarını dolduruyordu.
Sonunda podyuma çıktıklarında alkışlar yoğunlaşmıştı. Hatta çığlık atanlar bile vardı.
Podyumun sonuna geldiklerinde görevli biri Holly'e mikrofonu verdi.
Holly elinde mikrofonu tutarken çok heyecanlıydı. Herkes onu merakla bekliyordu.
Holly mikrofonu ağzına yaklaştırarak "Bundan üç yıl önce, mavi bir kuş sayesinde hayatımı değiştiren adamla gerçek anlamda tanıştım. Onunla geçirdiğim her saniyeyi belleğime kazıdım. O bana pes etmemeyi ve hayallerimin peşinden gitmeyi öğretti. Ve şu an onunla birlikte burdayım. Harry. Bu hayal değil öyle değil mi?"
İzleyiciler kıkırdarken Harry, Holly'nin elinden mikrofonu alarak "Bayanlar, Baylar.. Bu başarı benim değil sevgilimindir. Ben ona cesaret vermekten öteye gitmedim. Ve şimdi gözlerinizi kapatırsanız, onun sorduğu soruyu yanıtlayacağım." mikrofonu bırakarak yer çekimine mahkum etti.
Ve sonra Holly'e dönerek elleriyle yüzünü kavradı. "Bu hayal değil bebeğim." deyip dudaklarını onunkilere bastırdı. Holly ellerini Harry'nin kıvırcıklarına daldırırken karşılık verdi.
Alkışlar, flaş ışıkları ve imrenen,kıskanç bakışlar eşliğinde öpüşmelerine devam ettiler. Tâ ki ön sıralarda oturan Liam Payne bağırana kadar "Gidin kendinize bir oda bulun!!"
+8 yıl sonra
Holly kucağında Cameron'ı uyutmak için evde dört dönüyordu. Ama televizyondan gelen çizgi filmin sesi bunu zorlaştırıyordu.
Holly kucağındaki sarı saçlı bebeği korkutmamaya çalışarak "Çocuklar.. Biraz sesini kısar mısınız!" diyerek seslendi gözlerini ayırmadan televizyona bakan Troye ve Shannon'a.
O sırada yürüteciyle evde gezinen küçük Ivy, annesinin yanına gelerek "Çocuklaa!!" diye bağırdı.
Holly gözlerini devirirken bir yandan da gülümsedi. Ivy'nin yeni kelime öğrenmesine seviniyordu fakat öğrendiği her kelimeyi yüz kere tekrar ediyordu. Şimdi olduğu gibi "Çocuklaaaaa!!"
Bu kargaşa yetmiyormuş gibi bir de zil çalmıştı. Holly kucağındaki tombul ısırılası bacaklı bebekle koşamıyordu ama buna gerek yoktu, çünkü bunu yapan 3 adet çocuğu vardı.
Holly kapıya doğru yavaş adımlarda giderken "Babaa!!" diye çığlıkları duyunca kalbi daha hızlı çarpmaya başladı.
Harry bacaklarına yapışan üç sevimli canavarı öpüp sarılırken aklında iki kişi daha vardı. Kapıyı ayağıyla kapattıktan sonra onun yumuşak sesini duydu "Hoş geldin hayatım!"
Gözleri onunkilerle buluşurken bir yandan da yürümeye çalışıyordu ama Troye ve Shannon bacaklarına sarılmış onu bırakmıyorlardı.
Nihayet Holly gelmişti sevgili kocasının yanına. Harry bir ona baktı bir de Cameron'a. Her geçen gün biraz daha büyüyordu sanki minik kızı. Sonra tekrar karısına bakıp "Sizi,Seni çok özledim." diyerek Holly'i öptü.
Ve Ivy tekrar bağırdı "Çocuklaaaaaaa!" diye.
+35 yıl sonra...
Sonu gelmeyen sofrada yemekler yenmiş, şaraplar içilirken kadehler Holly ve Harry için kaldırılmıştı. Tüm bunlar bittikten sonra Liam "Hadi bu koca aileyle selfie çekinelim!" Diyerek masadan kalkarken torunlar ciyaklayarak "Oleeey!!" dedi.
Liam, selfie çubuğunu arayadursun Niall hâlâ sofradaki bitmemiş mezeleri yiyordu en küçük torunu Jay ile birlikte. Ama genelde tüm çocuklar Louis'in yanındaydı. Çünkü o, komik şeyler anlatıyordu. Shannon, Ivy ve Cameron, sofrayı kaldırırken göz ucuyla da Niall'a bakıp "Bu yaşlı adam hiç doymaz mı?" diye içlerinden geçiriyordu.
Şöminenin yanında oturan Holly, Harry'nin elini tutarken bu karmaşık manzaraya bakarak gülümsüyordu. Uzun zaman olmuştu hep birlikte toplanmayalı. Şimdi hem kendi çocukları, torunları hem de One Direction üyelerininki buradaydı. Neredeyse elli kişiydiler.
Liam, elinde selfie çubuğunu tutarken "Hadi! Geçin arkama!" dedi.
Harry, Holly'i kaldırırken Niall "Nerede günün adamları!!" diyerek onları çağırdı.
Herkes toplanınca Liam "Şimdi üçe kadar sayacağım ve hepimiz 'SELFİ!!' diyeceğiz." dedi ve saymaya başladı.
"Biiiir!"
"Tanrım! Ne kadar iyi görünüyorum. Kıskanın beni sürtükler!" dedi saçları beyazlamış ve seyrekleşmiş Zayn.
Louis, Zayn'in kafasına şaplak atarken "Eğer torunum bu kelimeyi öğrenirse seni sikerim Zayn!" diye haykırdı.
Herkes onlara bakarken Liam hiçbir şey olmamış gibi "İkiii..." diye devam etti.
Harry, Holly'nin gözlerine bakarak "Bu 41 yıl boyunca hayatımı güzelleştirdin, sonsuza kadar yanımda ol bebeğim." dedi ve Holly'i öptü. Holly ona karşılık verirken Niall "Awww! İşte benim favori çiftim!!" dedi.
Liam "Üüç! Selfiii!" diyerek fotoğrafı çekerken en arkadan Ivy'nin küçük kızı "Sürtükleeeee!!" diye haykırdı.
Kısa bir sessizliğin ardından herkes gülmeye başladı.
°°°
The End...°°°
Hayatımı güzelleştiren, bu hikayeyi seven tüm okuyucularımın hepiciğini öpüyorum!!! .xx
Ve bölüm SON yorumu yapanın :D
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twaddle // styles
Short Story"Bilmiyorsun ne kadar güzel olduğunu. Keşke benim gördüğümü görebilsen." Short Story#20 ... ©styloves, Mart 2015 ©Tüm Hakları Saklıdır.