Holly fotoğrafını gönderdikten sonra beklemişti. Hemde çok beklemişti. Yatağında hıçkırıklara boğulurken bilmiyordu ki Harry'nin şarj cihazı arayıpta bulamadığını. Ya da sonrasında sahneye geç çıkıp sesinin çatladığından dolayı şarkıyı yarıda kesmiş olduğunu. Hayranlarının onu yuhaladığında bile Holly'i düşündüğünü. Holly'nin sandığı tek bir şey vardı, o da: Harry'nin onu konuşmaya değmeyecek kadar çirkin bulmasıydı.
Hani Harry yalan söylemezdi. Hani o dış görünüşe göre değerlendirmezdi. Hani nerdeydi bunları söyleyen insan? Holly bu düşüncelerle telefonunu duvara fırlattı. Ve kilitli dolabını açıp içindeki tüm abur cuburları yemeye başladı. Ne zaman canı sıkılsa bunu yapardı.
3 gün olmuştu ama hâlâ Harry ona ulaşamamıştı. Telefonu kapalıydı ve Twittera girmemişti. Çıldırmak üzereydi. Onun nasıl olduğunu bilmek istiyordu. Attığı direkt mesajlara cevap vermesini istiyordu. Ona attığı " @HuloHazz Bilmiyorsun ne kadar güzel olduğunu. Keşke benim gördüğümü görebilsen." tweetini görsün istiyordu.
O gün Holly tüm cesaretini toplayarak bilgisayarından Twittera girdi. Yapacağı şey belliydi. Twitterını sonsuza dek kapatacaktı. Ama hesabına girdiğinde böyle bir şey görmeyi hiç mi hiç beklemiyordu. Binlerce mention vardı. Ve de Harry'den gelen birçok DM. Harry'nin tweetini gördüğündeyse engelleyemedi gözlerinden süzülen yaşları. Gözlüğünü çıkartıp elinin tersiyle sildi gözünü.
İşte oradaydı sevdiği insan. Nasıl tanıyamamıştı ki onu. DM'ye girip onca mesajına karşılık yazdı.
@HuloHazz: Seni sevmemin tek nedeni sensin.
°°°
Neden bilmiyorum ama bunu yazarken çok samimi hissediyorum :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Twaddle // styles
Historia Corta"Bilmiyorsun ne kadar güzel olduğunu. Keşke benim gördüğümü görebilsen." Short Story#20 ... ©styloves, Mart 2015 ©Tüm Hakları Saklıdır.