0.9

25 3 6
                                    

Tüm panik ve stresi atlatmıştım. Bundan sonra sadece sakin ve mantıksal Lance olacaktım.

En azından Keith'in montunu kesip, sonra da düzelttiğim bölümü saymazsak.

Olay üstünden üç gün geçmişti. Olası Keith'in mesajları normal olarak gelmeye devam etmişti. Shiro daha sonra bizi bulup olayı açıklattırmıştı. Pidge, Matt'e karşı bir tür iddia kaybetmişti.

Kısaca herşey normale dönmüştü. En azından benim normalime.

"Hepiniz ölmüş gibi duruyorsunuz."

Konuşan Allura'ydı. Pidge, Hunk, Keith, Shiro ve Matt ile beraber Allura'nın çalıştığı kafeye gitmiştik. Keith, Shiro ile gelmişti. Allura ile o kadar yakın değillerdi, o yüzden kafeye gitme teklifini kabul edince ben dahil çoğu kişi şaşırmıştı.

"Değerli kahve perisi, bize kahve getirirsen senide bize katmaktan vazgeçebilirim."

Pidge, Allura'ya dönerek ama kafası hala masada kalacak şekilde söyledi.

"Getireceğin kahvenin içine ekstra 3 kahve daha koyarsan sevinirim." Allura garipçe Pidge'e baktı.

"Espresso shot olarak mı?" Pidge kafasını sonunda kaldırdı.

"Hayır yaptığın kahveyi daha büyük bir kahvenin içine koy. Onuda daha büyüğünün içine ve devam devam..."

Pidge'in sesi giderek fısıltıya döndü. Allura küçük bir kahkaha attı. Hunk ve Shiro, Pidge'e endişeli bakışlar attı. Matt, Allura'ya aynısından ona da getirmesini söyledi. Herkes kendi içeceklerini sipariş etti.

Bir süre sonra Allura elinde içeceklerle geri döndü. Pidge' in yanına kendini attı.

"Uhg... bugün çok sıkıcıydı. Kimse olaylı bir şey yaşamadı mı?" Allura'ya doğru sordum. Allura kafasını 'hayır' anlamıyla sallayarak koltuğun içine doğru çöktü ve etrafa  bakındı. İlk konuşan Matt'di.

"Bugün Pidge'in bana karşı yaptığı iddiayı kazanarak onu yerin dibine soktum. Yani eğer bu bir olay olarak sayılırsa."

"İddia neydi?" Keith sordu.

Pidge bilgisayarına bakmaya devam ederek konuşmaya başladı.

"Gün içinde Lance'in ne kadar 'bu çok sıkıcı,  çok sıkıldım' demesi." Ne?

"Ne?"

Pidge beni takmayıp bilgisayarını hafif indirdi ve Matt'e baktı.

"Ayrıca ben kaybetmedim çünkü Matt hile yaptı."

Allura konuşmaya katıldı.

"Lance gerçekten o kadar çok mu söylüyor 'sıkıldım'ı." Benim dışımdaki herkesten bir anda 'evet' sesi geldi.

"Ben nerdeyse hiç 'o sözleri' söylemiyorum."
Hunk elini omzuma koydu ve hafifçe gülümsedi.

"Lance, az önce herkese çok sıkıldığını söyledin ve bu konuşmayı başlattın dostum." Keith elinin içine doğru güldü, Shiro bana bakarak özür dilercesine gülümsedi.

Allura, Matt'e bakarak sordu.

"Nasıl hile yaptın?" Matt gülümsedi.

"Bu hile olarak sayılmaz çünkü kurallarda yaptığım şeyin kurallara aykırı olduğunu söyleyen bir şey yoktu." Pidge, Matt biter bitmez konuşmaya başladı.

"Lance'in çantasına ses kayıt cihazı koyup işsiz gibi kaç kere dediğini saymanın hile olması için yazılı bir kural olmasına gerek yok Matt." NE!

"Benim çantama ses kayıt cihazımı koydunuz?!" Pidge eliyle beni iteledi.

"Büyü biraz Lance. Sadece Matt koydu. Eğer onun Matt'e ait olduğunu bilseydim ben de koyardım." Pidge bilgisayarına sanki bir şey olmamış gibi geri döndü.

"Zaten bir ses kayıt cihazı olduğunu biliyordun ama bana söylemedin! Kime ait sandın?" Bağırdığım, insanların bize bakmasından belliydi ama umursamadım.

"Ne biliyim, Keith'in falandır sandım."

Ne?

Keith içtiği içecek boğazına kaçtı.

"Ne?" Bunu soran garip bir şekilde ben değildim. Soran kişi Keith'di.

Pidge Keith'e baktı. Aralarında sanki garip bir bakışma konuşması gerçekleşti. Keith'in arkasına ben sordum.

"Pidge. Ne?"

Pidge bana baktı ve bıkmışcasına derin bir nefes aldı.

"Sizin 'garip' rekabet... şeylerinizle alakalıdır falan sandım." Yüzümün daha boş hissettiği bir zamanı hatırlayamıyordum.

"Bizim rekabetimizle, ses kaydı cihazının ne alakası olabilir Pidge?" Sesim sona doğru yükselmişti. Sinirliydim. Heralde sinirliydim, üstümde ses kayıt cihazıyla gezdiğimi öğrenmiştim.

Belkide cihazlarıyla... eve gidince çantamı kesinlikle değiştirecektim.

"İkiniz garipsiniz. Öyle alakası olabilir." Pidge'in sesinden konuşmanın burada bittiği anlaşılabilirdi. En azından onun için bittiği anlaşılabilirdi.

Yavaşça Hunk'a döndüm.

"Üstümde ses kayıt cihazı falan var mı şuan?"

"Ben bir şey görmüyorum dostum." Hunk çantama bakınarak konuştu.

O sırada Pidge bir şey söyledi.

Pidge ne kadar fısıldamış olsada duymuştum.

"Şuanlık yok."


Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 09, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

blue sugar ||Klance||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin