"Doğrulukmu cesaretmi?"diye sinsice sırıtan Eda'ya boş bir bakış atıp cevapladım," Tabii ki cesaret."dedim bende Eda'ya meydan okurcasına.
"Tamam o zaman. Rastgele bir numara sallayıp ona Miran'ın seçtiği şarkının sözlerini söyleyeceksin."dediğinde gözlerimi irice açtım.
"Bana bak zaten benim tranvam var eğer yaşlı bir grandfather çıkarsa senin numaranı verip engellerim ona göre."dedim işaret parmağımı ona doğru sallayarak.
Eda ellerini havaya kaldırıp teslim oluyormuş gibi bir işaret yapıp, kafasını salladı. Onun bu haline gülerken Miran'a döndüm.
"Hangi şarkıyı istersin Miran?"dedim Miran'a bakarak.
"Serdar Ortaç'ın Poşet şarkısı."dedi Miran sırıtarak. Miran'a göz devirip masada duran telefonumu elime aldım.
Whattsapa girip yeni kişiye bastım ve tam numarayı tuşluyordum ki telefonun elimden çekilmesiyle mal mal çeken kişiye baktım.
"Koray!"dedim ikaz dolu bir sesle. Koray beni umursamadan telefondan birşeyler karıştırdı.
"Koray napıyorsun kardeşim."dedi Koray'ın dibinde oturan Ömer Koray'a sırnaşıp telefona bakmaya çalışarak.
"Ya mal mısınız oğlum? Mesajı attığımız kişi profile mırofile bakmaz sanki?"dedi teleofonu tekrar bana uzatarak.
"Mantıklı lan."dedim uzattığı telefonu alıp tekrar yeni kişi yazısına tıklayarak.
"Eeee kaç yıl bekleyeceğiz Derya hazretleri?"dedi Eda göz devirerek.
"Kudurma! Kudurma!"dedim Eda'nın bu haline karşı.
Derin bir nefes aldım ve hayatımı değiştirecek o numarayı tuşlamaya başladım.
054***
Numarayı tuşladıktan sonra yazmaya başladım.
Siz: Ben ne sana taparım, ne trip atarım.
Siz: Sen ne beni oyala, ne omuz ovala, işime bakarım.
Siz: Ben o nazı çekemem, günaha giremem, kötü söz edemem.
Siz: Aşk bu kızıl ötesi, yaralı müzesi, hareket edemem.
Siz: Acılarım heveste, güneş açar aheste, bi' kapalı kafesteyim.
Siz: Topu topu bi deste, ara sıra bi besle, iki nota bi besteyim.
Siz: Seni çöpe atacağım, poşete yazık.
Siz: Bi sigara yakacağım, ateşe yazık.
Siz: Aşk gidene acımak mı?
Siz: Bu yükü taşımak mı?
Siz: Yarayı kaşımak mı?
Siz: Sor iyisi çıkacak mı? İçime akacak mı? Ve güneş açacak mı?
Siz: Aşk gidene acımak mı?
Siz: Bu yükü taşımak mı?
Siz: Yarayı kaşımak mı?
Siz: Sor iyisi çıkacak mı? İçime akacak mı? Ve güneş açacak mı?
Siz: Dara ra ra dara ra dara ra dara ra ra dara ra dara ra dara ra ra dara ra dara ra..
"Bence bu kadarı yeter!"dedim telefonu masaya bırakıp ellerimi ovuşturarak. Parmaklarım aşırı derecede acıyordu.
"Eee cevap gelmedi mi?"diye telefonumu eline alıp masumca soran Eda'ya karşı kaşlarımı çatarak sinirli bakışlarımı yolladım.
Eda sinirli bakışlarımla yerine sinerken Demir Eda'nın elindeki telefonuma uzanarak çekip aldı.
"Allah aşkına telefonumu verin ve oyuna devam edin."dedim Demir'in elinden telefonumu kapıp ayağa kalkarak.
"Yaaa gelsene daha yeni oturduk."diyen Miran'a baygın bir bakış atıp geriye çekildim ve arkamı dönüp hole doğru adımladım.
"Yemin ederim elimle birlikte beynimide hissetmiyorum."diyerek kapının pervazına yaslandıp bizimkilere döndüm.
"Yaaaa sende beyin varmıydı ki?"diyerek sırıtan Koray'a kapının önünde duran koltuktaki kırlenti alıp fırlattım.
Fırlattığım kırlent Koray'ın kafasına geçmekle meşgulken bende hemen arkamı dönerek merdivenlere yöneldim ve hızla odama çıktım.
Arkamdan bağıran Koray'ı duymuştum,"Sen bekle kaptan-ı deryaaaaa! Gebertecem kız seni!"diye evi inletecek derecede bağırmıştı.
"Tabii, tabii."diye mırıldanıp odama girdim. Odama girip yatağıma doğru adımladım ve telefonumu komidinin üstüne bırakıp yorganı açarak yatağıma girip yorganımla kendimi sarıp sarmaladım.
Çok geçmeden uyku beni içine çekerken kendimi uykuya bıraktım.
_____○___○_____
02: 57
Telefonumdan gelen sesle irkilerek uyandım gözlerimi ovuşturup oflayarak komidinin üstündeki telefonuma uzandım ve açtım. Mesajlar whattsaptan gelmişti. Uyku mahrumu halimle sohpete girip baktım.
054***: Kimsiniz?
054***: Ve numaramı nereden buldun?
Şok içinde gözlerimi açtım.
Ne!
Nasıl!
Sertçe yutkunup ne yapacağıma karar veremeden aklıma gelen ilk şeyi yaptım.
054*** kişisini engellediniz.
Ne! Offf ne yaptım ben?Eeee ne yapsam acaba engeli kaldırsam mı?
054*** kişisinin engelini kaldırdınız.
054***: Engellemek mi?
054***: Hem mesaj atıyorsun hemde engelliyorsun.
Siz: Kim engelledi ya?
054***: ?
Siz: :)
054***: Sorularıma cevap ver.
Siz: Soru? O kim?Nerde göremiyorum ben.
054***: Sen kimsin ve numaramı nereden buldun?
Siz: Ben Derya. Numaranı aklımdan uydurdum.
054***: Bak zaten sinirliyim beni daha fazla sinirlendirme!
Siz: Yanlız bende insanları sinirlendirme hastalığı var.
054***: Öyle mi?
Siz: Öyle.
054***: Benden günah gitti.
Siz: Nereye gitti? (Gönderilemedi)
Siz: Offffff (Gönderilemedi)
Siz: O engelleme işini ben yapacaktım ya. (Gönderilemedi)
Siz: Neyse. (Gönderielmedi)
054*** kişisini Angry engel olarak adlandırdınız.
Beni engelleyen kişiye sonsuz sinirlerimi sundum. Bir süre telefona boş boş baktıktan sonra telefonu tekrar komidine bırakıp kafamı yastıkla buluşturdum ve kendimi uykuya teslim ettim.
___________
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askere Çattık |Yarı Texting...
General FictionDerin bir nefes aldım ve hayatımı değiştirecek o numarayı tuşlamaya başladım. 054*** Numarayı tuşladıktan sonra yazmaya başladım. Siz: Ben ne sana taparım, ne trip atarım. Siz: Sen ne beni oyala, ne omuz ovala, işime bakarım. Siz: Ben o nazı çekeme...