Bu müziğin,sevdiğim karakterler için çalmasını seviyorum.....
Ve bu bölüm, bir diğer doğum günü çocuğu tuanakonda'ya adanmıştır. Artık şaşırmıyo'nuz di mi??
Mahallenin ufaklığı ufaklık olmasa, onu da hapse koydurtmasını bilirdi Emre. Ama bu, kullanılan maşaların en masumuydu. Bir tarafta Emre, Murat, Pekmez ve iyiliği temsil eden herkes, diğer tarafta Şahin, Kemal, Zeynep ve kötülüğü temsil eden herkes... Emre, Zeynep'i çözemiyordu. Ama onun da İlhan gibi satın alınmakta olduğunu düşünmek en temkinlice işti. CD'nin ilk şarkısı, Zo Mooi, Zo Blond, En Zo Alleen çalarken, Emre umarsızca camdan dışarıya baktı. Şarkı güzel bir seçimdi ama, nereden anlayacaktı hangi pencerenin Murat'a ait olduğunu? Hakikaten, gecenin karanlığı zorlaştırıyordu her şeyi iyice... Tekrar bir karanlığın kıpırdanmasını bekledi, tıpkı o geceki gibi... ve nihayet beklenen kıpırtı gerçekleşti. İleride, uzakta bir evin ışığı, yanıp sönmeye başladı. Tıpkı Mors alfabesiyle iletişim kurmaya çalışanlar gibi, bir işaret veriyordu Murat. Emre, Mors alfabesi bilmiyordu. Ama rastgele kendi ışığını yakıp söndürmeye çalıştı o da... Yanıklar, gecenin bir vaktinde gökyüzünde göz kırpıştıran yıldızlar gibi karşılıklı titreyen bu evlerdeki ışıkların ne anlama geldiğini bilmezlerdi, ama dünya üzerinde iki kişi biliyordu.
Ve bunun için de Mors alfabesini bilmeye filan gerek yoktu.