6

718 37 17
                                    

Medya

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya

Anıl Akkaya

Defne'nin Ağzından;

Anıl'ı o halde görünce içim parçalanmıştı. Onun yerinde kim olsa böyle mi hissederdim bilmiyorum ama Anıl bunları en son hak edecek insandı benim gözümde. 

"Anıl?"

Kafasını kaldırıp yüzüme baktı.

"Eve gitme bu gece." dedim, biraz yalvararak bakıyordum gözlerine. Çünkü dinlemeyecekti biliyordum.

"Ondan korkan onun gibi olsun Defne."

"Korkmakla alakası yok ki bunun. Zarar görmeni istemiyorum sadece."

"Bunu konuşmak için çağırmadım ben seni."

Derin bir nefes alıp verdim çünkü kızgındım. Anıl'a değildi kızgınlığım, babasınaydı ve biraz da onu bu hale getiren kaderineydi.

"Emirhanlara geçelim." dedim sert bir tonla.

"Bence de." dedi Emirhan hiç beklemeden.

"Gerek yok." dedi Anıl da.

"Emirhanlara geçelim!" dedim yine. Emirhan ayağa kalktığında Anıl hala oturuyordu. Ben de ayağa kalktım.

"Bekliyorum Anıl." dedim ciddi yüz ifademle. 

Anıl istemeyerek de olsa ayağa kalktıktan sonra Emirhanlara geçtik. 

🍀

Anıl, yatağın üstüne sırtüstü uzanmıştı ve kanayan eli yataktan aşağı sarkıyordu. O hayatını sorgularken Emirhan'a döndüm. Ağzımı oynatarak derdimi anlattıktan sonra Emirhan ilk yardım çantası getirmek için odadan çıktı. 

"Anıl."

"Efendim?"

"Nereye kadar böyle gidecek?"

"Gittiği yere kadar."

"Göz yumacaksın yani."

Sustu.

"Kendini düşünmüyorsun onu biliyoruz, bizi de mi düşünmüyorsun? Senin canın ne kadar acıyorsa, bizim on katı acıyor."

Yine sustu. Hep susardı. İşine gelmeyen bir şey olduğunda ağzını açmazdı. 

Emirhan odaya girdi ve önümden geçerken elindeki çantayı bana fırlattı. Kucağıma düşen çantayı aldım ve Anıl'ın aşağı doğru sarkan elinin önünde bağdaş kurduğumda Anıl elini saklamak istiyor gibi kendine çekti.

"Gördüm göreceğimi zaten getir."

Önce biraz tereddüt etti. Sonra bakışlarını bana çevirdi ve gözümdeki kıyamayan ifadeyi gördüğünde elini bana uzattı.

Elinin üzerine pansuman yaptıktan sonra bandajı sararken, "Bir daha kendine bunu yaparken bizi de düşün olur mu?" dedim hafif tebessüm ederek. "Babanı düşündüğün kadar kendini ve bizi düşünseydin şu an bambaşka bir konumda olurdun."

"Konuşmayalım Defne. Olur mu? Şu an konuşmak en son ihtiyacım olan şey."

Dediği şeye karşılık Anıl'ın yanına çıkıp oturdum. Doğrulup bana baktı. 

"Gel." dedim gülümseyerek. 

Gözleri yanına geldiğimden beri ilk defa parladı ve biraz bile beklemeden dizime yattı. Ellerim yüzünde ne kadar süre gezdi bilmiyorum ama mental olarak o kadar yorgundu ki dakikalar içinde uyumuştu. Eve gitmem gerektiğinin farkındaydım. Anıl'ı uyandırmadan kalkmaya çalışırken Anıl bandajlı eliyle bileğimden tuttu.

"Gitmesen?"

İhtiyacı olan, istediği, yokluğunda ölüp bittiği tek şey buydu; sevgi. Hatta özellikle bir annenin verebileceği ve o sıcaklığı hissettirebileceği türden bir sevgi. 

"Gitmesi lazım Anıl, evdekilerden büyük azar yer." dedi Emirhan.

Emirhan'ı elimde durdurdum. Telefonumu alıp ablamı aradım.

"Efendim Defne?"

"Abla bugün Gamze ablalarda kalabilir miyiz?"

"Durum vahim diyorsun yani?"

"Bir tık öyle."

"Tamam halledeceğim."

"Teşekkür ederim, seni seviyorum."

"Ben de seni seviyorum. Sabah erken kalkın."

"Tamam, görüşürüz."

Telefonu kapatıp yanıma koydum ve Anıl'a döndüm.

"Gitmem..."

🍀

Bu bölüm bir tık kısa oldu ama bugün maçlarımız başlıyor, aynı zamanda çok fazla ödevim var. O yüzden çok zamanım yok. Okuduğunuz için teşekkür ederim. Yarın yeni bölümde görüşmek üzere...🍀






ASLAN AİLESİ (ABİLERİM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin