14

418 29 16
                                    

Sabah olduğunda Azra'nın bacağının biri üstümdeydi. 

"Bu saatteki alarmınıza katılmasaydım keşke bebeğim." dedi ablam yan yataktan yakınarak.

"Abla dur ortalığı karıştırmamamız lazım." dedim ve Azra'ya döndüm. "Çek bacağını üstümden Azra ya!"

"Abla beş dakika daha!"

"Azra kalkıp size gideceğiz."

"Çok güzel planmış, erteleyelim biraz daha."

"Efe sizde."

Azra gözlerini kocaman açtı. 

"Günaydın Azra."

"Günaydın abla. KALK!"

"Çok güzel planmış, erteleyelim biraz daha."

"Abla hadi! Sonra intikam alırsın."

Gülümseyerek yataktan kalktım. Ben banyoya gidene kadar Azra çoktan banyoyu kapmıştı. O hızla banyodan çıkıp beni ittirerek banyoya soktuğunda diğerlerinin ayaklanmaması için hiçbir sebep yoktu.

"Sessiz ol, abimler kalkarsa o zaman görürsün Efe'yi. Ayakkabılarını giy geliyorum."

Banyodan hızla çıkıp kapıya gittim. Azra çoktan ayakkabılarını giymişti. Ben de hemen giydim ve bayırları çıkmaya başladık. Azraların evine geldiğimizde Efe hala uyuyordu. Azra onu uyandırmaya gittiğinde ben de Kayra'nın odasına girdim.

Kayra'nın odasını karıştırırken İrem'in fotoğrafını buldum. Kayra bizim okulun zorba diye adlandırılan kızı İrem'den mi hoşlanıyordu? Gülmemek için dudaklarıma birbirine bastırdım, çünkü gerçekten aşkından ölüp  bitiyor olabilirdi. Kayra bu, sağı solu belli olmazdı. 

Azra kafasını odadan içeri uzattı.

"Abla, çıkmamız ve evdekiler uyanmadan ekmek alıp eve gitmemiz gerekiyor. Hadi!"

Efe'yle birlikte apartmandan çıktık ve Efe mahcup gülümsemesiyle bize döndü.

"Her şey için teşekkür ederim, hakkınızı nasıl öderim bilmiyorum."

"Saçmalama Efe, kim olsa aynısını yapardı."

"Sen de bir daha ergenliği bir kenara koyup evdekilerin suyuna gitmeyi dene. Böyle hayat geçmez, bir yerde tökezlersin." dedim Efe'ye gülümseyerek. 

"Denerim." dedi o da. "Tekrar çok teşekkür ederim, emin olun karşılığını vereceğim."

"Karşılık bekleyerek yapmadık, kendine dikkat et." dedi Azra da ve büfeden ekmek aldıktan sonra eve geçtik.

Sarp abim her zamanki gibi sabahın köründe kalkmıştı. 

"Neredesiniz siz?"

Elimdeki ekmekleri havaya kaldırdım.

"Sürpriz!"

"Ne karıştırıyorsunuz bilmiyorum Defne ama emin ol sorgulamayacağım da, bugün yüzerken çıkartırım sinirimi." dedi gülümseyerek.

"Abi sen de sadistlik var mı, çok merak ediyorum."

"Sadistlik yok bebeğim, sen her türlü yüzmek zorundasın."

"Hadi kahvaltı hazırlayalım."

Kahvaltıyı hazırladıktan sonra herkesi kaldırdık ve kahvaltı ettik. Azralar eve gittikten sonra biz de Sarp abimle havuza gitmek için hazırlanıyorduk.

"Sarp! Bugün bu kızı çok yorma, lazım bana." dedi Atlas abim.

"Abi unut onu, geldiğinde yürümeye hali olursa işini görür."

"Ulan az vicdan be oğlum!" 

"Ben de o yok, sadece yüzme konusunda yok ama hayata iyi tarafından bakın. Ya her konuda böyle olsaydım?"

Atlas abime yalvaran gözlerle bakarken Sarp abim beni kolunun altına aldı.

"Mızırdanma, yarışlara az kaldı sonra tatil vereceğim korkma."

"Tatilimiz de iki gün di mi?" dedim üzülerek.

"Hayır, bir gün." dedi abim de gülümseyerek. Yüz ifademin aldığı halden sonra da kahkaha atıp boy hizama indi. "Şaka yapıyorum bebeğim, sen birinci ol iki hafta yatma izni."

"Ciddi mi?"

"Evet ama şimdi yarışlardan önce son antrenmanın hadi!"

"Defne!" dedi Atlas abim arkamızdan. "Döndüğün zaman gerçekten bana lazımsın. Ama yatma hakkın her türlü var. Sadece aklını kullanabilecek enerjin olsun yeterli."

"Anlaşıldı konutanım!" dedim gülümseyerek ve Sarp abimle evden çıkıp arabasına bindik.

"Abi?"

"Efendim güzelim?"

"Bir şey soracağım."

"Sor bakalım."

"Ben bok muyum?"

Dediğim şey abimin boşluğuna gelmiş olacak ki gülmeye başladı.

"Ne alaka abim? Nereden çıktı?"

"Herkes beni köle olarak kullanıyor."

"Bok değilsin, en küçük kardeşsin."

"Aynı şey, bir fark göremedim."

"En çok seni seviyoruz ama, onu ne yapacağız?"

"Zahmet olmazsa en çok beni sevin abi. Her dediğinizi yapıyorum."

"ABİ!" dedim heyecanla.

"Efendim abim?"

"Bugün sınıf toplantımız var."

Abim cümlemi duyar duymaz ani fren yaptı.

"Bugün müydü o?"

"Evet de abi bizi öldürmeye mi çalışıyorsun sen ya?"

Abim arabayı tekrar sürmeye başladığında gülümsedim.

"Eda hoca çok tatlı biliyor musun abi?"

"Biliyor- Ne konuda abim?"

"Her konuda. Dersiyle çok iyi anlaşamıyoruz ama en azından dünyanın en tatlı kadını."

"İyi işte ne güzel."

Abim abayı çoktan yakmıştı. Yüzüme gülümsememi kondurup abimi nereden vuracağımı iyice aklıma kazıdıktan sonra susmaya karar verdim.

ASLAN AİLESİ (ABİLERİM)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin